Takip öncesi zamanaşımı itirazı borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 150/a göndermesiyle İİK'nun 62. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içinde takibin yapıldığı icra dairesine yapılır. Yapılan bu itiraz üzerine takip durur. Alacaklı duran bu takibe devam etmek isterse yasal süre içinde itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine ya da itirazın iptali talebiyle genel mahkemeye dava açabilir. Dolayısıyla bu itiraz ile icra mahkemesine şikayet fuzuli bir başvurudur. Takibin şekline göre alacaklı itirazın kaldırılmasını istediğinde bu husus değerlendirilip itirazın kaldırılması istemi şartları var ise reddedilir. Mahkemece şikayet konusu olmadığı halde, alacağın tüketici kanunundan doğduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmiş ise de bu husus Dairemiz içtihatlarında öngörüldüğü üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe karşı yapılacak şikayette resen değerlendirilebilecek bir husustur....
Hukuk İcra Mahkemesi'nin 2009/1273 E sayılı dosyası ile şikayet yoluna gidildiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda 7.9.2009 tarihli ikinci muhtıra ile istenmesi gereken miktarın 407.616,72TL olarak hesaplandığını, ancak taleple bağlı kalınarak 546.326,22TL'den fazla kısmın iptali edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verildiğini ve bu kararın 8.11.2010 tarihinde onanarak kesinleştiğini ileri sürerek; fazla ödenen 138.709,50TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, İİK'nın 72/7 ve Borçlar Kanunu'nun 66. maddesi kapsamında zamanaşımı sürelerinin dolduğunu savunarak zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı itirazı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra dosyasına fazladan ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunanlar ... ile ... Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/362 Esas sayılı dosyasında tanzim edilen 21.03.2011 tarihli sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının 6. sırada yer aldığını, 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca müvekkilinin alacağı ile sıra cetvelinin 2. ve 5. sırasında bulunan dosya alacaklarının garameten taksim yapılması gerektiğini ileri sürerek, yasaya aykırı düzenlenen sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, şikayetçinin, müvekkilinin sırasına bir itirazı olmadığını, müvekkili yönünden sıra cetvelinin kesinleştiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Mahkemece, kesinleşen Salihli İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/141 esas 2007/341 karar sayılı dosyada Ziraat Bankası Salihli Şubesi vekilinin Salihli 2.İcra Müdürlüğünün 2006/3289 sayılı takip dosyasında Oyakbank Salihli Şubesinin yaptırdığı alo post yöntemi ile tebligatın geçerli olmadığını belirterek sıra cetveline itiraz ettiği, mevcut davanın konusunun da aynı olduğu gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm şikayet eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayetçi bankanın şikayet konusu yaptığı sıra cetveli 22.02.2008 tarihli olup daha önce itirazı reddedilen 12.04.2007 tarihli sıra cetvelinden farklıdır. Bu nedenle farklı bir sıra cetveline yapılan itirazın reddedilerek kesinleşmiş olması, başka bir sıra cetveli ile ilgili şikayet yönünden kesin hüküm teşkil etmez....
İLGİLİ MEVZUAT: 213 sayılı Vergi Usul Kanunun "Vergi hatası" başlıklı 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlandığı, "Düzeltme talebi" başlıklı 112. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebileceği, "Şikayet yolu ile müracaat" başlıklı 124. maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebileceği, "Düzeltmede zamanaşımı" başlıklı 126. maddesinde, 114üncü maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği, "Zamanaşımı süreleri" başlıklı 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir...
İnceleme konusu olayda; Sanığın nafaka yükümlülüğüne aykırı davranma suçundan İİY'nın 344. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire; yüklenen suçu maddi yanılgı sonucu mal beyanında bulunmama suçu olarak değerlendirmek suretiyle, dava zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu ve hüküm tarihi ile inceleme tarihi arasında bu sürenin geçmiş bulunduğundan bahisle hükmü bozmuş ve davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Oysa sanığa yüklenen nafaka yükümlülüğüne uymama suçu İİY'nın 344. maddesinde düzenlenmiş olup, maddede yazılı cezanın türü ve üst sınırı itibariyle esasen zamanaşımı süreleri bakımından 5237 sayılı Yasaya oranla sanığın daha lehine hükümler içeren 765 sayılı TCY'nın 102/5 maddesi uyarınca iki yıllık asli ve 104/2. maddesi gereğince en fazla üç yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir....
İnceleme konusu olayda; Sanığın nafaka yükümlülüğüne aykırı davranma suçundan İİY'nın 344. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire; yüklenen suçu maddi yanılgı sonucu mal beyanında bulunmama suçu olarak değerlendirmek suretiyle, dava zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu ve hüküm tarihi ile inceleme tarihi arasında bu sürenin geçmiş bulunduğundan bahisle hükmü bozmuş ve davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Oysa sanığa yüklenen nafaka yükümlülüğüne uymama suçu İİY'nın 344. maddesinde düzenlenmiş olup, maddede yazılı cezanın türü ve üst sınırı itibariyle esasen zamanaşımı süreleri bakımından 5237 sayılı Yasaya oranla sanığın daha lehine hükümler içeren 765 sayılı TCY'nın 102/5 maddesi uyarınca iki yıllık asli ve 104/2. maddesi gereğince en fazla üç yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir....
III- Davacı borçlu icra mahkemesine başvurusunda, zamanaşımı itirazında bulunduğu, zamanaşımı itirazının takibin kesinleşmesinden önceki veya sonraki döneme ilişkin olduğunu açıkça belirtmediğinden ve ödeme emrinin usulüne uygun olduğu tespit edildiğinden, ilk derece mahkemesince zamanaşımı itirazının esası incelenerek 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı reddine karar verilmesi isabetlidir. IV- Aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun, icra mahkemesine diğer başvurusu İİK'nun 62. maddesi kapsamında "icra takibinde yetkiye borca itiraz, zamanaşımı itirazı" olup, takibin şekline göre itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerektiğinden, borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır....
Maddesine göre; "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. " hükmünün düzenlendiği, somut olayda usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı nazara alındığında, takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazının 7 günlük süresinde yapılmadığı, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazı incelendiğinde ise; İİK.nun 39. maddesine göre; ilama müstenit takibin, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrayacağının belirtildiği, takip dosyasının incelenmesinde alacaklı vekilince davacı borçlular takibin yönünden değişik tarihlerde takibin devamını sağlayacak taleplerde bulunulduğu, bu şekilde zamanaşımının kesildiği, takibin kesinleşmesinden sonra 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından; davacılar vekilinin zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmiştir.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın reddine" karar...
Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüpheliye atılı eylemin soruşturması şikayete bağlı bulunan 5237 sayılı Kanun'un 106/1-2. cümledeki "basit tehdit suçunu" oluşturabileceği ancak bu suça ilişkin şikayet süresinin 6 aylık zamanaşımına tabi bulunduğu ve 11/06/2014 tarihinde şikayet zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek bu karara yönelik itirazın da reddine karar verilmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerle müşteki vekilinin sonraki dilekçelerindeki açıklamalara göre, esasen suç tarihinin 11/01/2015 olmasına rağmen zuhulen ilk şikayet dilekçesinde 11/01/2014 olarak yazıldığı ve bu itibarla da 6 aylık şikayet süresinin...