itirazı olarak nitelendirilmek suretiyle, istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zamanaşımı şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
BOZULMASINA..." şeklindeki açıklamalar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/1-2. maddesinde yer alan "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, şikayet tarihinin müştekinin fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerektiği, söz konusu suçun zamanaşımı süresi dolmadığı sürece fiili ve faili öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde şikayet edilebileceği cihetle, müşteki 08/04/2021 tarihli raporunda kusur durumları tespit edilen failleri henüz öğrenmeden, müşteki vekilince 25/03/2019 tarihinde elektronik olarak imzalanan dilekçe ile olay sebebiyle sorumlu şirket ve yetkililerinden şikayetçi olunduğu ve bu şekilde yapılan şikayetin süresi içerisinde yapılmış kabul...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla (örnek 12) takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ile birlikte faize itirazda bulunduğu, mahkemece itirazların esasının incelenerek kabulüne karar verildiği görülmüştür. Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'...
Şti'nin prim borcu nedeniyle taşınmazına 14.02.2001 tarihinde haciz konulduğunu, başka bir icra dosyasında taşınmazın satıldığını ancak ilk sırada olmalarına rağmen, 6183 sayılı Kanun'un 102.maddesine göre beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile müvekkiline pay ayrılmadığını, oysa 5510 sayılı Kanun'un 93.maddesine göre müvekkil kurum alacaklarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, ayrıca 6183 sayılı Kanun'un 103.maddesine göre zamanaşımını kesen işlemler yapıldığını ve ilk sıradaki haczin müvekkil kuruma ait olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan ... Yay San. Tic.Ltd. Şti vekili, sıra cetvelinin düzenlenmesinde bir hata olmadığını savunarak, şikayetin reddini savunmuştur....
Açılan davada İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince taşınmaz kayıtlarına konulan hacizlerin düştüğü iddiası ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup bu yönden verilen kararın İİK'nın 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu şikayet yönünden niteliği itibariyle kesin hükme yönelik istinaf başvurusunun İİK'nın 365. maddesi gereğince reddine karar verilmesi, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı na yönelik gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, zamanaşımı itirazı yönünden kararda kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, İİK 106. ve 110....
ın hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, anılan Yasanın 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak temyiz isteminin REDDİNE, II- Sanıklar ...,... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Suç tarihi itibariyle hırsızlık suçu ile birlikte işlenen mala zarar vermek suçunun şikayete tabii suçlardan olmamasına karşın, şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, sıra cetveline konu taşınmazı paraya çevrilen şikayet dışı borçlu ... ile şikayet dışı ...’nun şikayet olunanlardan Vergi Dairesi Müdürlüğüne müştereken ve müteselsilen borçlu oldukları, şikayet olunan Vergi Dairesi Müdürlüğünün sıra cetveline konu taşınmaz üzerine 18.12.2009 tarihinde haciz koyduğu, şikayet dışı ...’nun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu vergi borcunu 12.11.2014 tarihinde yapılandırdığı görülmüştür....
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalının kamu kurumuna verdiği şikayet dilekçesinin kişilik hakkına saldırı oluşturduğunu ileri sürmüştür. Dava konusu 22.1.2008 tarihli dilekçe içeriği incelendiğinde davacının dolandırıcılıkla suçlandığı ve soruşturma sonucunda iddianın gerçek dışı olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. BK.nun 60/2. maddesine göre haksız eylemin konusunun suç oluşturması durumunda ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için bir şikayet veya kamu davasının bulunması gerekmez. Haksız eylemin aynı zamanda suç oluşturması yeterlidir. Somut olayda davalı tarafından yazılan dilekçenin ceza hukuku anlamında iftira suçu niteliği taşıması gözetildiğinde, ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır....