Keza yediemin teslim tutanağım imzalamak hususunda vekilin özel olarak yetkilendirilmesinc gerek de olmayıp, netice olarak davalının sözleşme serbestisi içinde yedieminle akdedilmiş olan 26.07.2012 tarihli sözleşme ile bağlı ve yedieminlik ücretinden sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken bir diğer konu ise Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlar Tarifesi'nin taraflar arasındaki davada uygulanmasının gerekip gerekmediğidir. Dava konusu ücrete konu yedieminlik deposu Bakanlığa ait olmayıp özel bir depo olduğu gibi, alacaklı vekili ile yediemin arasında tanzim edilen 26.07.2012 tarihli yediemin teslim zaptında da bu hususa vurgu yapılmış ve günlük ücret tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay kararlarına göre; "...Sözleşme serbestisi içinde düzenlenen yedieminlik ücretine ilişkin protokol tarafları bağlar....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl dava yönünden, davacı ile davalı arasında icra takibinden kaynaklanan bir hukuki ilişki olduğu, hukuki ilişkide her ne kadar davacının evinde kıymet takdiri yapılmışsa da bu işlemin hak arama özgürlüğü ve şikayet hakkı kapsamında anayasal bir hak olduğu, ayrıca davacının davalının kötü niyetli olduğunu kanıtlar nitelikte yeterli delil dosyaya sunulmadığı, davalının davacıya karşı kasıtlı ve kötü niyetli hareket ettiği yönünde kanaat oluşmadığı belirtilerek davalılar Erhan Keleş ve T4 yönünden davanın esastan reddine, davalı T5 yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; karşı dava yönünden ise, davalının davacıya karşı dayanağı icra takibinden kaynaklanan hukuki ilişkideki anlaşmazlık sebebiyle Cumhuriyet savcılığına şikayet, baroya şikayet ve iş bu manevi tazminat davası açması sebebiyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürmüşse de yapılan şikayet ve açılan davanın anayasal hak arama özgürlüğü ve şikayet hakkı kapsamında...
A.Ş. aleyhine icra takibi yapıldığı, icra takibinin kesinleşmesi sonrasında talep üzere 19.8.2011 tarihinde borçlunun 450.000,00 TL tutarında taşınırlarının haczedilerek muhafaza altına alındığı, haczedilen malların yediemine teslim edildiği, yediemine teslim edilen taşınır mallara ilişkin borçlu şirketin yediemin ücretine yönelik şikayet üzerine, İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 26.09.2011 tarihli kararı ile "Günlük yediemin ücretinin 252,00 olacağına" karar verildiği tespit edilmiştir. Dosyaya sunulan temlik 24/09/2014 tarihli sözleşmesi incelendiğinde; davacı bankanın tahsili gecikmiş alacaklarını davalı ...'...
İcra Müdürlüğünün 2018/21 esas sayılı takip dosyasındaki karar gereğince borçluya ait iş yerinde 04/01/2018 tarihinde gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında işyerindeki makinelerin haczedilerek yediemin sıfatıyla şüpheliye teslim edilmesini takiben, 16/04/2018 tarihinde aynı icra takip dosyasından anılan işyerine tekrar gelindiğinde hacizli malların bulunamaması nedeniyle yapılan şikayet üzerine yapılan soruşturma evresi sonunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca, borçlu olan kişiye yediemin sıfatıyla haczedilen eşyaların teslim edilmesi neticesinde söz konusu haczedilen eşyaların yeniden temin edilememesi sonrasında oluşacak eylemin İcra İflas Kanununun 331. maddesinde düzenlenen "Alacaklısını zarara uğratmak kastı ile mevcudunu eksiltmek" suçunu oluşturacağı, yedieminin aynı zamanda borçlu olması nedeniyle şüphelinin hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun meydana gelmeyeceği, bahsedilen suç bakımından ise Cumhuriyet Başsavcılığınca İcra Mahkemelerine iddianame tanzim ederek...
Hukuk Dairesinin 29.05.2015 tarih ve 2014/5484 Esas, 2015/4069 Karar sayılı ilamı ile şikayet olunan ...’a yönelik hükme ilişkin temyiz itirazları yönünden, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyası yönünden hem sıraya hem de alacağın esasına ilişkin itirazda bulunulduğu, şikayet olunana itirazda davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile adı geçen şikayet olunana yönelik davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, daha sonra HMK'nın 114/1-c ve 115/2 . maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. B....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip dosyasında yediemin olarak görev yapan şikayetçi 3. Kişinin dosyaya borçlu olarak eklenmesi ve hakkında haciz işlemi yapılmasının iptaline ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı 3. Kişinin icra dosyasında yediemin olarak mahcuz malların teslim edildiği kişi olduğu, hacizden sonraki tarihlerde aynı adrese gidildiğinde mahcuz malların yerinde olmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle davacının İİK'nun 358. maddesi gereğince borçlu olarak kaydedilip taşınmazlarına haciz konulduğu anlaşılmış ise de, İİK'nun 358. maddesi gereğince 3....
Talimat dosyasında haciz ve muhafaza yapıldığını, bölgede Adalet Bakanlığı tarafından yediemin kurulmadığından mecburi olarak tekel durumundaki davacının özel yediemin deposunun tercih edildiğini. - Maktu bir sözleşmenin genel işlem koşulu barındırdığını, sadece noktalı kısımların doldurulduğunu, sözleşmenin içeriğinde yer alan, yaşanacak uyuşmazlıklar hakkında dava ve şikayet hakkından feragat etmenin hukuken mümkün olmadığını ve kişilik haklarını kısıtlar nitelikte bulunduğunu. -Davacının sözleşme serbestisini yeddiemin değişikliği yapılmaması ve satış talep edilmemesi ile açıklamaya çalışmışsa da bunun yerinde olmadığını....
San.Ltd Şti vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçeden yoksun olduğunu, yedieminlik ücretinin takip dosyasından ayrı bir icra dosyası ile takip konusu yapılamayacağın, yediemin ücretinin hesabında dava konusu hacizli eşyanın değeri, yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu ile ortaya çıkan yediemin ücret miktarının fazlalığı göz önüne alındığınarak hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, ayrıca davacı tarafından talep edilmekte olan bu bedelin "Adalet Bakanlığı'na Ait Depo Ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar Için Alınacak Ücrete Ilişkin Hakkındaki Tebliğ" hükümlerine göre de fahiş nitelikte olduğunu, icra inkar tazminatı koşullarının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava, yediemin ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davalı taraf İcra hukuk mahkemesinde açılan davanın zamanaşımını kestiğini iddia etmiş ise de İcra hukuk mahkemesinde açılan davanın Şikayet olduğu anlaşılmıştır. Şikayet, teknik anlamda bir dava olmayıp icra takibinin taraflarına veya hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) yasaya veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan bir hukuki çaredir (Pekcanıtez, H.: İcra-İflas Hukukunda Şikayet, Ankara 1986, s.35). Tanımdan da anlaşılacağı gibi şikayet bir dava olmayıp özellikle davada sıfata ilişkin ilkeler şikayette uygulanmaz. Hakim, şikayetçi yanlış göstermiş ya da hiç göstermemiş olsa bile doğru hasmı bulup şikayeti ona yönelterek ya da savunma haklarına riayet sınırları içinde şikayeti hasımsız olarak görüp sonuçlandırmak yetki ve görevi ile donatılmıştır. Şikayet , 818 BK 133....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın müvekkile ait özel otoparkta muhafaza edildiği gözardı edildiğini, müvekkilinin otoparkı, Adalet Bakanlığı'ndan lisanslı bir yediemin deposu değildir ve bu durum raporda değerlendirilmediği, Adalet Bakanlığı'nca açılıp işletilen yediemin depoları hakkında uygulanmakta olan ücret tarifeleri sadece Bakanlıkça işletilen yediemin depoları için geçerli olduğu, dolayısıyla müvekkil alacağının tümünü, herhangi bir kısıtlamaya riayet etmeden tahsil edebildiği, bu durum bilirkişi tarafından gözetilmediği, bunun yanında otopark ücretine ilişkin faiz hesaplaması ve tespiti de yapılmadığı, sonrasında ek bilirkişi raporu alınması talep edilmişse de bilirkişi kök raporunda yapmış olduğu hesaplamaları tekrar etmiş ve hatta raporun içeriğinde uzmanlık alanının teknik konular olduğunu, davacı yan bilirkişi deliline dayanmadığı halde, mahkeme konunun uzmanlık gerektirdiğinden bahisle dosyayı bilirkişiye verdiği, bilirkişi ise...