Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

borçluya ait bir takım malların ihalesi yapıldığını, müvekkilinin bu ihaleye katıldığını ve kendisine bir takım mallar ihale edildiğini, borçlu tarafından Sapanca İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/16E. - 2021/37K. sayılı kararıyla ihalenin feshi davası açıldığını, açılan bu davanın reddedildiğini, müvekkili, ihale alıcısı konumuda olup, kendisine ihale edilen taşınır malların teslimine ilişkin olarak 11/08/2021 tarihinde talep açıldığını, anılan karar taraflarınca 17/08/2021 tarihinde öğrenildiğini, anılan bu kararın yasa ve usule aykırı olduğunu, Sapanca İcra müdürlüğünün 2019/351 talimat sayılı dosyası ile taraflarına yedieminin görevinin sona erdiği ve yeni bir yediemin tayin edilmesine dair 08.04.2021 tarihinde muhtıra gönderildiğini, buna istinaden yediemin olarak T.C....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın alacağın dayanağı olarak iddia ettiği ve taraflar arasında imzalanmış "Yediemin teslim zaptı-Ücret sözleşmesi" isimli belgeye istinaden müvekkilinin borçlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararında somut olayda Adalet Bakanlığı tebliğinin uygulanamayacağı ve taraflar arasında var olan yedieminlik sözleşmesinin geçerliği olacağı gerekçesi gösterilmişse de mahcuz malların saklanmasına ilişkin belirlenecek ücret hususunda açık ve emredici hükümlerin mevcut olduğunu, dava konusu ücretin hesaplanmasına ilişkin mevcut emredici hükümlerin varlığında sözleşme serbestisinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını ve bu doğrultuda yedieminlik sözleşmesinin dikkate alınmaması gerektiğini, Kaldı ki müvekkiline Adalet Bakanlığına ait yediemin deposu veya özel yediemin deposu tercihi hususunda seçimlik hak sunulmadığı gibi, özel yedieminde mahcuz malların saklanması konusunda müvekkilininin...

    KARAR Davacı, davalı ile birlikte yediemin deposu işlettiklerini, daha sonra ayrılarak başka bir depo kiraladığını, davalının kendisi aleyhine icra takibi başlattığını, adres değişikliğini bilmesine rağmen eski ... adresine tebligat yaptırarak takibi kesinleştirdiğini, bu takip nedeniyle icra müdürlüğündeki yediemin ücretine haksız olarak haciz konulduğunu, usulsüz tebligat nedeniyle açtığı dava sonunda ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilerek tabibe itirazının kabul edildiğini ve takibin durduğunu, haksız haciz nedeniyle yediemin ücretini zamanında alamadığını, borç para bularak geçindiğini ve kiralarını ödeyemediğini, güvenilirliğini kaybettiğini, gelir kaybına uğradığını, parasını zamanında alamadığı için getireceği kazançtan mahrum kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 50.000-TL maddi, 5.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararının dayanaksız, gerekçesiz ve güncel içtihatlere aykırı olduğunu, gerekçenin son olayla ilgisi bulunmadığını, davalının eyleminin TCK 156'da yer alan bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin olup bu durumda TBK'nun 72/2. Fıkrasında yer alan ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğini, mahkemece delillerin toplanmadığını, kararın reddedilmesine rağmen en fazla 9.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 15.250,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkemece usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılmadığını, eldeki davanın bedelsiz senedin kullanılması, bundan kaynaklı haksız hacizden dolayı meydana gelen zarar olduğunu, davalının ticaret mahkemesinde senedin bedelsiz olduğunu ikrar ettiğini, müvekkilince şikayet yapılmamış ise de TBK 72/2....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2020/243 ESAS 2020/468 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/192679 sayılı icra dosyası ile alacaklının alacağından dolayı borçlu T5 ve T6 aleyhine icra takibi yapıldığını, yazılan talimat üzerine Kozaklı İcra Müdürlüğünce müvekkiline ait olan ve borçlu T5'in oturduğu evin bahçesinde bulunan 50 ton buğdayın haczedildiğini ve yediemin olarak müvekkiline teslim edildiğini, üçüncü kişiler tarafından istihkak iddiasında bulunulması halinde bu beyanın haciz tutanağına yazılması ve haczi yapan icra memurunca da altının imzalanması gerektiğini, müvekkilinin haciz mahallinde bulunduğunu...

      İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurabileceği özel hükümlerle ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nun 363. maddesinde gösterilmiş olup buna göre İcra Mahkemesi'nce 85. maddenin uygulanma biçimi, İcra Dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yedieminin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, taşkın haciz itirazı, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satış ilanının iptali, süresinde satış istememesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, İcra Mahkemesi'nin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası, İİK 36. maddeye ilişkin kararlar kesin nitelikte olup istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. (Yargıtay 12....

      Bu düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davacının takipte taraf olmadığı, takipte yediemin sıfatıyla yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı dava/ şikayet dilekçesinde; şikayete konu iştirak haczinin ve iştirak haczine konu mahcuzlara ilişkin yapılan tüm işlemlerin iptalini, bilirkişi raporunun iptalini talep etmiş olup, Mahkemece HMK'nın 26 ve 297/2.maddesine aykırı davranılarak davacının tüm talepleri hakkında olumlu ve olumsuz değerlendirme yapılmadan, yalnızca muhtıranın iptali talep ediliyormuş gibi değerlendirme yapılarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf isteminin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 26....

      Somut olayda yediemine İİK'nun 358. maddesi gereğince düzenlenen muhtıranın 29.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, yine yediemin şikayetçi tarafından 09.06.2017 havale tarihli dilekçesinde " sayın müdürlüğünüzden gönderilen 25.05.2017 tarihli muhtırayı aldım." beyanının bulunduğu açıktır. Yedieminin tarafından icra mahkemesi yerine, icra müdürlüğüne başvurması sonuç doğurmaz. Şikayetçi 11.02.2019 tarihinde icra mahkemesine başvurarak; kendisine muhtıra çıkartıldığını, işten ayrıldığını, eski işyerine 06.02.2019 tarihinde gelen müzekkere ile haberdar olduğunu, malların değerinin belli olmaması sebebi ile yediemin olarak sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek dosyaya borçlu olarak eklenmesi ve gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptalini talep etmiş ise de, icra müdürlüğüne verdiği 09.06.2017 tarihli beyanı da dikkate alındığında, muhtıranın iptalinin süresinde şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmıştır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl dava yönünden, davacı ile davalı arasında icra takibinden kaynaklanan bir hukuki ilişki olduğu, hukuki ilişkide her ne kadar davacının evinde kıymet takdiri yapılmışsa da bu işlemin hak arama özgürlüğü ve şikayet hakkı kapsamında anayasal bir hak olduğu, ayrıca davacının davalının kötü niyetli olduğunu kanıtlar nitelikte yeterli delil dosyaya sunulmadığı, davalının davacıya karşı kasıtlı ve kötü niyetli hareket ettiği yönünde kanaat oluşmadığı belirtilerek davalılar Erhan Keleş ve T4 yönünden davanın esastan reddine, davalı T5 yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; karşı dava yönünden ise, davalının davacıya karşı dayanağı icra takibinden kaynaklanan hukuki ilişkideki anlaşmazlık sebebiyle Cumhuriyet savcılığına şikayet, baroya şikayet ve iş bu manevi tazminat davası açması sebebiyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürmüşse de yapılan şikayet ve açılan davanın anayasal hak arama özgürlüğü ve şikayet hakkı kapsamında...

      Keza yediemin teslim tutanağım imzalamak hususunda vekilin özel olarak yetkilendirilmesinc gerek de olmayıp, netice olarak davalının sözleşme serbestisi içinde yedieminle akdedilmiş olan 26.07.2012 tarihli sözleşme ile bağlı ve yedieminlik ücretinden sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken bir diğer konu ise Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlar Tarifesi'nin taraflar arasındaki davada uygulanmasının gerekip gerekmediğidir. Dava konusu ücrete konu yedieminlik deposu Bakanlığa ait olmayıp özel bir depo olduğu gibi, alacaklı vekili ile yediemin arasında tanzim edilen 26.07.2012 tarihli yediemin teslim zaptında da bu hususa vurgu yapılmış ve günlük ücret tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay kararlarına göre; "...Sözleşme serbestisi içinde düzenlenen yedieminlik ücretine ilişkin protokol tarafları bağlar....

        UYAP Entegrasyonu