WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu bakımdan, bilirkişi tarafından dosyadaki iş sözleşmesi dikkate alınmadan değerlendirme yapılması yerinde değildir. 4–Dosya içeriğine göre, dava kısmi dava olarak açılmış olup, davalı vekili tarafından 24/04/2018 tarihli ıslaha karşı süresinde ve usulüne uygun olarak zaman aşımı definde bulunulmuştur. Bu zaman aşımı def'ine göre ilk kısmi davada istenen fazla mesai ve genel tatil ücreti alacakları miktarı dışlandığında 24.04.2013 tarihinden önceki fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının zaman aşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar denetime elverişli değildir. Fazla çalışma ücretinin hesabında, haftalık fazla çalışma süresinin tespiti ile yine haftalık fazla çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılması gerekirken aylık esasa göre hesaplama yapılması hatalıdır....

Davacı TİS uyarınca yıllık izin ücreti, yıllık izin yardımı, fazla mesai, hafta ve genel tatil ücreti, kömür ve giyim yardımı, ikramiye ve hizmet özendirme primi alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece de kabul edildiği üzere davalılar arasında işyeri devri gerçekleşmiş olup, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesine göre işyerini devreden davalı ... Belediyesi, devir tarihi itibariyle doğmuş bulunan alacaklardan iki yıl süre ile devralanla birlikte sorumludur. Davalıların devirden önceki alacaklardan doğan bu sorumluluğu müteselsil sorumluluk olduğundan aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlığında taraflardan birinin zamanaşımı def'inden diğeri yararlanamaz. Somut olayda, davalı Ego Genel Müdürlüğünün zaman aşımı definden diğer davalının yararlanması mümkün olmadığı halde davalı ......

    Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda ödemelerin belirli ay ya da dönem açıklması içermediğinden bahisle zaman aşımı define kıymet verilemeyeceği değerlendirmesi yapılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, davalının ileri sürdüğü zamanaşımı defi dikkate alınarak, dava ve ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde davacının ücret farkı alacağının olup olmadığının tespit edilip, çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan ve zamanaşımı defini değerlendirmeyen bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ile birlikte ortaya konulması, hesaplanması ve ispatının gerekmekte olduğunu bu durum yargılamayı gerektirmekle davanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve sebepsiz olarak açılmış olan davanın reddiyle zaman aşımı defi' nin göz önüne alınarak, davacının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

        İstem yazısında; “Sanığın üzerine atılı suçların kanunda öngörülen cezasının nev’i ve süresine göre, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e. maddesi uyarınca 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, suçların 17/02/2006 tarihinde işlendiği, görevsizlik kararı veren Askeri Ceza Mahkemesi tarafından sanığın savunmasının alındığı 09/05/2006 tarihi ile kararın verildiği 24/11/2015 tarihi arasında zaman aşımını kesen herhangi bir sebep bulunmadığı ve asli zaman aşımı süresinin dolduğu cihetle, karar tarihinde zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir....

          Takipte alacak kalemlerinin tek tek gösterilmesi ve faiz talebinin de yine ilama uygun olarak istenilmesi gerekir. Somut olayda borçlu, ilama aykırı olarak fahiş faiz talebinde bulunulduğu hususunuda şikayet konusu yapmıştır. Mahkemece şikayetin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken faiz şikayeti yönünden de süre aşımı nedeniyle şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Dairemizce istinaf incelemesi HMK'nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, zaman aşımı, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılacak şekilde feshedilip edilmediği buna göre davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı ve miktarına ilişkindir. İş sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiğini ispat yükü işverene ait olup, davalı işverenin iş akdinin feshinin ispatı noktasında yeterli delil ibraz etmediği, tanık dinletmediği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur....

            Davacının 23/09/2015 tarihi itibariyle vekili aracılığıyla davalı iş yerine noter ihtarnamesi göndererek bir kısım işçilik alacakları talebinde bulunup bu nedenle iş akdini feshettiğini, 3 gün içinde bu hak ve alacaklarını talep ettiği, hizmet süresinin bilirkişi tarafından 23/09/2015 tarihinde hizmet bittiği kabul edilerek hesaplandığı, bu hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davalı tarafın iş akdinin kıdem tazminatı hak edilemeyecek şekilde sonlandırıldığını ispatlayamadığı bu nedenle davalı tarafın kıdem tazminatına hak kazanılmadığı ve hizmet süresi yönünden itirazlarının yerinde olmadığı, ıslaha karşı zaman aşımı definin incelenmesinden alacakların en eski tarihlisinin 2013 yılına ait olduğu, ıslah tarihi itibariyle fazla çalışma yıllık izin ve ücret alacağı için 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, yıllık izin ücreti yönünden itirazların değerlendirilmesinde davalı tarafın hak edilen yıllık izinlerin kullandırıldığına ait imzalı izin defteri ve belge ibraz etmediği ya da...

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/07/2020 NUMARASI : 2020/143 ESAS 2020/3 KARAR DAVA KONUSU : Zaman Aşımı İtirazı - Borca İtiraz - Şikayet KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 27/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; takibe dayanak yapılan bononun zaman aşımına uğradığını, dava tarafın kullandırdığı kredi tutarının teminatı olarak boş halde müvekkilinden alındığını, vadesi gösterilmemiş bononun görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğini, TTK 'nun 704/1....

            Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/773 Esas, 2017/528 Karar sayılı dosyasında “görevi kötüye kullanmak ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediği ve suç işleme kastıyla hareket ettiği sabit olmadığından beraatine, diğer suç yönünden ise zaman aşımı nedeniyle davanın düşesine karar verildiği, gerek ceza davası gerek dosya kapsamı nazara alındığında davalının şikayetini haklı gösterecek dolaylı ve zayıf da olsa bir kısım emareler bulunduğu, şikayet hakkı sınırlarının aşılmadığı, şikayet hakkının kötüye kullanıldığının ispatlanamadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu