Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda, talep konusu, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan başvuru, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olup, anılan konuda icra mahkemesine her zaman şikayet olunabilir....

    Kanununun 147/6 maddesi uyarınca sözleşme kapsamında veriliş olan teminat mektubunun iadesi talebi ile açılacak dava 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. TBK'nın 149. maddesi hükmü gereğince zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacaktır. Alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarih de sözleşmenin ifası, kesin kabulün yapıldığı 28.12.2001 tarih olup kesin kabul tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. İşbu davanın açıldığı 02.12.2021 tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu, zaman aşımı süresinin durması ve kesilmesini gerektiren bir halin varlığı da ileri sürülmediğinden davalı yanın süresinde yapılan zaman aşımı def'inin kabulü ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

      Somut olayda daha önce Dairemizin 28.01.2011 tarih ve 2009/28347 Esas – 2011/1133 Karar sayılı ilamı ile fazla çalışma ücreti hesap yöntemi gerekçesiyle bozulmasına karar verilen yerel mahkeme kararında davalı vekilince 20.05.2008 tarihli ıslaha karşı süresinde yapılan zaman aşımı defi nazara alınarak mahkemece resen bilirkişi raporu üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur. Dairemizin bozma kararı üzerine yerel mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Ancak bilirkişi hesaplama yaparken ıslaha karşı yapılan zaman aşımı savunmasını dikkate almamıştır. Mahkemece bu yönüyle eksik nitelikteki zaman aşımı defini dikkate almayan ek rapor esas alınarak karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        süreci boyunca zaman aşımı duracağından bir günlük zaman aşımı süresinin 21/06/2019 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı , ancak eldeki davanın 22/07/2019 tarihinde açıldığı hep birlikte gözetildiğinde somut olayda zaman aşımını kesen nedenlerin de bulunmaması sebebiyle dava tarihi itibariyle davacının alacak talebinin zaman aşımına uğradığı sonucuna ulaşılmıştır....

        İşlem tesis edilirken de ödenen tüm paranın değil zaman aşımı definin mahkemesine ileri sürüldüğü tarihten itibaren ödenen para var ise iş bu paranın iadesi söz konusu olabilecektir. Zira zaman aşımı iddiası bir defidir. Defi ileri sürülene kadar tahsil edilen alacak yasal bir alcaktır. Tüm bu gerekçelerle şikayetin kabulüne" şeklinde karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2019/239 esas sırasına yeni esas kaydı yapıldığını, müteveffanın 03/10/2017 tarihinde vefat etmiş olması hasebiyle mirasçıları olan müvekkillerine ilgili dosyadan bakiye borç muhtırası gönderildiğini, dosyanın üç yıldan fazla süreyle takipsiz bırakıldığını, alacaklı tarafça belirtilen süre aralığında dosyada zaman aşımını kesen hiçbir işlem yapıladığını, takibe dayanak senedin zaman aşımına uğradığını belirterek kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla başlatılan icra dosyasında dayanak senedin zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın davacılar tarafından icranın geri bırakılması talebi ile şikayet davası başlığı altında açıldığını, şikayet davalarında sürenin şikayet edenin şikayet konusu işlemi öğrendiği günden itibaren 7 gün olduğunu, Kocaeli 1....

        İcra memurunun işleminin, yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak (7) günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK.nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda, şikayetçinin başvurusu; MTV borcunun rüçhanlı alacak kabul edilmemesi nedeniyle öncelikli olarak yediemin ücretinin ödenmesi işlemini şikayet niteliğinde olmakla, başvuru bu hali ile bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresizdir....

          DAVA KONUSU : Zaman aşımı Defi KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takibe konu çekin 6 aylık zaman aşımına uğramış olduğunu, kaldı ki yenileme ve temlik işlemlerinin zaman aşımını kesen işlemlerden olmaması hasebiyle son işlem yapılan 2017 yılı ile Ağustos 2021 ayları arası 3 yıllık zamanaşımı uygulansa dahi takibin ve çekin zamanaşımına uğradığının aşikar olduğunu, İİK m.71 ve İİK m. 33/a gereği dosya hakkında zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğini belirterek, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2020 / 7534 sayılı dosyası hakkında zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Somut uyuşmazlıkta; Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada dava dilekçesinin davalıya tensip zaptı ekli olarak 20/11/2013 tarihinde ihtaratlı şekilde tebliğ edildiği, davalının 03/12/2013 tarihli muhabere yoluyla gelen dilekçe ile cevap vermek üzere ek süre talebinde bulunduğu, aynı dilekçede görev ve dava dilekçesine yönelik usuli itiraz ile esasa dair kısmi itirazını yinelediği, ancak zaman aşımı definde bulunulmadığı, görevsiz mahkemece sürenin uzatılması yönünde olumlu veya olumsuz bir bildirim yapılmadığı, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra görevli mahkemenin cevap ve delil bildirmek üzere davalıya ek süre verdiği ve davalının cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; 6100 sayılı HMK zamanında açılan davada davalının gerek süresinde sunduğu ve ek süre istediği (cevap) dilekçesinde, gerekse ön inceleme duruşmasında zamanaşımı defini ileri sürmediği anlaşılmaktadır....

            İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesince davaya konu silahın davalıya görevi gereğince verilmesi ve görevi bitmesine rağmen silahı iade etmediğinden güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali olan TCK'nun 155/2.maddesinde düzenlenmiş olan suçu oluşturacağını, TCK'nun 66.maddesi uyarınca zaman aşımı süresinin 15 yıl olduğunu, dava da zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiğini, uzamış ceza zaman aşımının uygulanması için davalının şikayet edilmiş olmasının ya da ceza davası açılmasına da gerek bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu