Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2014/11669 Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamlı takip nedeniyle borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenlerinin yanı sıra faize ve faiz oranına itiraz ettiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kısmen kabulüne, icra takibinin 58.337,09 TL asıl alacak, 5.833,71 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 64.170,80 TL miktar yönünden iptaline, icra takibinin 21.662,91 TL asıl alacak ve 2.166,29 TL faiz alacağı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, şikayetin konusu olan ... İcra Müdürlüğünün 2014/11669 Esas sayılı dosyası değil, ... İcra Müdürlüğünün 2012/502 Esas sayılı dosyası esas alınarak düzenlendiği görülmüş olup, bu rapor hükme esas alınarak şikayetin sonuçlandırılması mümkün değildir. O halde mahkemece; şikayetin konusu olan ......

    Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, icra emrinde talep edilen faiz oranına itiraz edilmediğinden kesinleşen bu oran üzerinden alacaklının faiz talep edebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 24.12.2013 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Takip dayanağı Sayıştay ilamında yasal faize hükmedilmiştir. İlamda faiz başlangıcı ve niteliği belirtilmemiştir. Bu durumda karar tarihinden itibaren ve kademeli olarak yasal faiz talep edilebilir. İlama göre fazla tahsil edilen paranın iadesi için gönderilen muhtıraya karşı alacaklı başvurusu ilama aykırılık incelemesine tabi tutulacağından süreye bağlı değildir. Alacaklının şikayetinin süresiz olarak incelenerek faize yönelik hesaplamanın ve muhtıranın denetlenmesi mümkün olup icra emrinde istenen faiz oranının kesinleştiğine ilişkin İcra Mahkemesi gerekçesi yerinde değildir....

        Borçlu bu alacaklar için istenilen takip tarihine kadar işlemiş ve takipten sonra işleyecek faiz oranlarına itiraz etmiş, icra mahkemesince bilirkişiye inceleme yaptırılmış ilama uygun inceleme yapan bilirkişisi raporuna uyulmasına rağmen rapora ve ilama aykırı olarak hüküm kurulmuş, takipten sonra istenilen faize itiraz yönünde ise olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. İcra mahkemesi kararını borçlu vekili temyiz etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu, aleyhinde ilama dayalı takip başlatılması üzerine, işlemiş faizin ve takip sonrası için talep edilen faiz türünün ilama aykırı olduğunu, bu nedenle icra emrinin iptalini talep etmiş Mahkemece bilirikişiden rapor alınarak işlemiş faize itiraz hususunda hüküm kurulmuş, ancak takip sonrası dönem faizine ilişkin yapılan şikayet incelenmemiş, taraf vekillerince karar temyiz edilmiştir....

            Sayılı kararında "…borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir.” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak borçlu itiraz dilekçesinde, "bankaya borcum vardır, banka ile uzlaşma yapmak için kendilerine müracaat ettim ama borcumu ödeyemedim. Borcumu kabul ediyorum, Vekalet ücreti ve faizlere itiraz ediyorum" ibarelerine yer vermiştir. Her ne kadar asıl borcun varlığı ikrar edilmişse de faize itiraz açıkça ifade olunduğundan, imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazların borca itiraz niteliğinde olduğu (m. 60, II, b. 3, c. 3; m. 60, II, b. 4) kabul edildiğinden bahisle faize itirazın geçerli bir borca itiraz olduğu değerlendirilmekle; halihazırda belirli olan vekalet ücretinin ise miktarı kısmi itirazda açıkça belirtilmediğinden bu yönüyle itiraz edilmemiş sayılması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, işçi alacaklarının tahsilini teminen başlatılan ilamlı icra takibinde, faize itirazın yanında icra emrine yönelik şikayet niteliğindedir. Mahkemece, davacı tarafın icra emrine yönelik şikayet ve faize yönelik itirazının reddine, dair karar verilmiştir. Bursa 18. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2283 esas sayılı takip dosyası ile, davalı alacaklı tarafından davacı-borçlu ve dava dışı borçlu hakkında İş Mahkemesi ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. HMK.'...

            İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ekinde çek suretlerinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebliğ edilen ödeme emrinde “Hemen Öderseniz” şeklinde yeni bir hesaplama yapıldığını, Kanun ve yönetmelikte yer almayan hususun ödeme emrinde yer almasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, takipte talep edilen faize, faiz oranındaki muğlaklığa itiraz ettiklerini, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesinin talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek Faize, faiz oranına ve faiz miktarına itiraz nedeniyle ödeme emrinin iptaline, İİK. Ve yönetmeliğinde yer almayan hususların ödeme emrinde yer alması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, takip dayanağı belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "......

            Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın, ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Banka tarafından gönderilen ihtarnameye ilişkin tebligatın borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususunun borçlu tarafından takipten itibaren yasal itiraz ve şikayet süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Yapılan tebligatın usulsüzlüğü borçlu tarafından ileri sürülmeden icra mahkemesince resen incelenerek icra emrinin iptaline karar verilemez. (Yargıtay 12....

            Uyuşmazlık; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet, yetkiye, borca ve faize itiraz ile ilamlı takip koşulları oluşmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemine ilişkin şikayet ve kıymet takdirine yönelik itiraz niteliğindedir....

            UYAP Entegrasyonu