Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte borca, faize, yetkiye itiraz ve şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın muteriz borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. İTİRAZ VE ŞİKAYET Muteriz borçlu icra mahkemesine başvurusunda; takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını, İstanbul ......

    iptalini talep ve dava etmiştir....

    İş Mahkemesi'nce verilen 05.04.2010 tarih ve 2008/288 E. 2010/36 K. sayılı işçi alacağı ilamına dayalı olarak, ilamlı takip yapılmış; borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, takibe dayanak ilamda yargılama gideri ve vekalet ücreti için açıkça faize hükmedilmediğinden %23 oranında mevduat faizi hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, borç muhtırası eki olan kapak hesabında faiz hesaplamasına esas alınan miktarın takip öncesi faizleri içeren miktar olmakla faize faiz yürütüldüğünü belirterek 05.03.2012 tarihli muhtıra ve eki olan kapak hesabının iptalini talep etmiş; mahkemece takibin kesinleşmiş olduğundan ve dosyadaki alacağın yeni şirket ünvanını alan ...ne temlik edildiğine ilişkin sözleşme veya resmi kurumdan alınmış belge bulunmadığından bahisle ve şikayet süresinin geçtiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

      yasalara aykırı olarak nitelendirdiğini, 21/09/2020 tarihinde satış ilanının davacı tarafa tebliğ edilmesine rağmen 7 günlük şikayet süresi içerisinde yasal yollara başvurmadığını, talebin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kaldı ki davacının KDV oranı ile ilgili iddiasında hukuki yararının da bulunmadığını, Satış halinde ödenecek KDV tutarının ihale alıcısına ait olup, borçlunun bu durumda meydana gelmiş bir zararınında bulunmadığını, yine, davacı tarafın dilekçesinde takipte talep edilen faiz oranının kanuna aykırı olduğunu iddia etmiş ise de; davacı/borçluya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ödem emrinin 14/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğin, borçlu tarafından asıl alacağa ve faizine 7 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, ödeme emrine itiraz etmeyen ve bu suretle kesinleşmiş alacağa, borçlu/davacının satış aşamasında şikayet yoluyla itiraz etmesinin mümkün olmadığını, davacı/borçlunun 7 gün içinde asıl alacağa ve faize itiraz etme imkanıvarken, bu hakkını kullanmayarak...

      İİK'nın 269/c maddesine göre; "Borçlu akdi reddetmeyip, kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek, itiraz etmiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur." şeklindeki düzenleme karşısında ödeme emrine itiraz etmeyen borçlunun cevap dilekçesi ile faize yaptığı itiraz dinlenemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür....

      Davalı/ alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davadaki talebinin memur işlemini şikayet niteliğinde olduğunu, davanın müflis banka yönünden husumetten reddi gerektiğini, huzurdaki davada, HMK‘nun 114. maddesi kapsamında dava şartları da oluşmadığını ileri sürerek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; İstanbul 10.İcra Müdürlüğü 2015/4292 esas sayılı dosyasında Şikayetçi tarafından aynı icra emrine ilişkin olarak İstanbul 13. İcra mahkemesi 2015/805 esas sayılı dosyası ile faize itiraz edildiği, bu mahkemenin 2015/805 esas, 2017/152 karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiği, aynı icra dosyasında aynı konu ve taraflara ilişkin olarak icra mahkemesi kararlarının kesin hüküm oluşturduğu ve kesin hükmün bir dava şartı olduğu, iş bu şikayetten önce aynı taraf ve konuya ilişkin İstanbul 13....

      Bu durumda yasal sürede icra dairesine yapılan itiraz üzerine İİK.nun 66.maddesi uyarınca itiraz edilen kısım yönünden takip olduğu yerde durur. Ancak kabul edilen kısım üzerinden alacaklının takibe devam hakkı vardır. Buna göre ise borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekeceğinden, kabul edilen asıl alacağa bu tarihten itibaren 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca yasal faiz hesaplanmalıdır. O halde mahkemece, kabul edilen asıl alacağa işleyecek yasal faiz esas alınarak şikayet konusu yapılan dosya hesabında tespit edilen faiz ve faize ilişkin banka sigorta muamele vergisinin ve buna göre hesap edilecek diğer fer'ilerin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı yönünde bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

        Ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 150 ve 150/a maddeleri gereğince ödeme emrine itiraz hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde; "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerekirken, mahkemeye yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup mahkemenin bu sebeple başvuruyu reddetmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibari ile doğru olan kararın onanması yoluna gidilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Şikayet&itiraz; ödeme emrinin usulsüz hazırlandığına, senet aslının icra kasasında bulunmadığına, derdestliğe, borca ve faize ilişkindir. Dayanak, Bursa 4 İcra Müdürlüğünün 2018/213 esas sayılı dosyasında alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 30/09/2017 vade tarihli iki ayrı bonoya dayalı olarak toplam 1.026.767,42- TL alacağın tahsili için 08/01/2018 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, borçlunun süresinde yetki itirazı üzerine Bursa 2 İHM'nin 2018/67 esas sayılı dosyası üzerinden 31/01/2018 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, kararın istinafı üzerine Bursa Bam 6 HD'ni 05/04/2018 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, alacaklı vekilinin 09/02/2018 tarihli dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebi üzerine aynı tarihte dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve Bakırköy 6....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.03.2015 tarih ve 2014/394 E 2015/156 K sayılı ek kararının kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi. Asıl kararın incelemesine geçildi; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, 27.06.2014 tarihinde kapak hesabı yapıldığı, borçlu icra mahkemesine başvurarak 4.784,49 TL takip öncesi işlemiş faiz ve 3.878,85 TL takip sonrası işlemiş faize itiraz ettiği, mahkemece takip tarihine kadar işlemiş faiz değerlendirilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu