Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafın ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü bu husus satışa hazırlık işlemlerine yönelik olup satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun, ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak belirttiği ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla ileri sürmez ise, daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür....

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır. Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/01/2021 NUMARASI : 2020/481 ESAS - 2021/8 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Ödeme Emri Tebligatı Usulsüzlüğü) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....

Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenleri tekrar etmekle birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, ancak şikayetin asıl sebebinin ödeme emrinin İİK'nın 58. maddesine aykırı düzenlenmiş olması olduğunu, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında da bu hususun açıkça belirtildiğini, mahkemece takip talebinin İİK'nın 58. maddesine aykırı olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, yalnızca tebligata ilişkin değerlendirme yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde; davacının dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğünden bahsettiği, ancak bu konuda dava ve talep hakkını saklı tuttuğunu belirttiği, İİK'nın 58. maddesine aykırılık iddiasını ileri sürdüğü ve bu hususta şikayetin süreye tabi olmadığını belirterek şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece şikayet konusu olmayan, usulsüz tebliğ yönünden değerlendirme yapılması hatalıdır....

Maddesinde belirtilen "adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesinin mümkün oldukça en yakın komşulardan birine varsa yönetici veya kapıcıya bildirileceği" hükmünün yer aldığını, bu hükme aykırı olarak kimseye haber verilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştirildiğini, Tebligat Kanunu 21/2'ye göre yapılan ikinci tebligata ilişkin tebliğ mazbatası icra dosyasında bulunmadığından söz konusu usulsüz tebliğ itiraz etme haklarını saklı tuttuklarını, 12/11/2019 tarihinde yapılan bu tebligatın da kanun hükmüne aykırı gerçekleştirildiğini, netice itibariyle eksik tebligat işleminin Tebligat Kanunu 21/2'ye göre yapılan tebliğ işlemini izlediğini, 19/11/2019 tarihli bu tebliğin usulsüz olduğunu, 10/12/2019 tarihinde haberdar olduklarını, takibin mükerrer olması, alacağa dayanak teşkil eden belgenin tamamının takip talebinin eklenememesinin İİK 58....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Tic Ltd Şti Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının bazı kısımlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, usulüne uygun olarak öğrenme tarihinden itibaren 3 gün içerisinde gecikmiş itiraz yapıldığını, fakat yerel mahkemenin gerekçeli kararında gecikmiş itirazlarına ilişkin hususların tartışılmadığını, davalı tarafın mersis adresine tebligat ve T.K Madde 35'e göre tebligat talebi ve nihayetinde T.K Madde 35'e göre yapılmış tebligata ilişkin Mahkeme tarafından usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulüne karar verildiğini ancak, davalının yapmış olduğu tebligatın taraf takip işlemi olduğunun değerlendirilmediğini, lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, ayrıca yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakıldığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olan kısımlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....

Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

    Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

      Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

        UYAP Entegrasyonu