Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. Dairemizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca verilen kaldırma kararı ile ilk hüküm ortadan kaldırıldığından mahkemece yapılacak yargılama sonucunda yeniden verilecek kararda yine taleplerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle davacının icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayet nedenleri değerlendirilmelidir....

İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine, davacının kıymet takdirine ilişkin şikayetinin süreden reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2019 NUMARASI : 2019/74 ESAS, 2019/186 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Taraflar arasında görülen şikayet davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından Erzincan İcra Müdürlüğünün 2019/1884 Esas sayılı dosyası ile yapılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinin kardeşinin eşine 27/03/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak kardeşinin eşinin kendisini 02/04/2019 tarihinde haberdar ettiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle tebligatı öğrendiği tarih olan 02/04/2019 tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, .. İcra Müdürlüğü'nün 2012/ 1673 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 24/06/2013 tarihinde ödeme emrinin, 29/01/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 24/06/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 29/01/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 13/01/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....

    Somut olayda, 11.06.2015 tarihli hacze ilişkin olarak üçüncü kişi şirket vekilince istihkak iddiasında bulunulması üzerine, İcra Müdürlüğünce takibin taraflarına istihkak varakası tebliğine karar verildiği, alacaklı vekilinin usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içerisinde istihkak iddiasına karşı cevap vermediği, borçlu şirketin ise 24.06.2015 tarihinde tebliğ edilen istihkak varakasına karşı yasal üç günlük süreden sonra 09.07.2015 tarihinde itiraz ettiği, borçlu vekilinin 24.06.2015 tarihli tebigata ilişkin tebliğ usulsüzlüğü iddiasıyla yaptığı şikayet başvurusunun, ... İcra Hukuk Mahkemesinin 02.06.2016 tarihli ve 2015/158 Esas, 2016/91 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, Yargıtay 12....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/412 Esas, 2021/777 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında İzmir 24.İcra Müdürlüğünün 2021/4203 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, takip kapsamında 24/05/2021 tarihinde yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, davacının takipten 16/06/2021 tarihinde haberdar olarak aynı gün takibe itiraz ettiğini, takibin usulsüz tebligata rağmen yasaya aykırı olarak kesinleştiğini, TK'nın 10. maddesi gereği davacının bilinen adresine çıkan ilk tebligattaki adresin davacının işyeri olduğunu, bu işyerinin niteliği gereği gündüzleri kapalı olduğu gibi pandemi nedeniyle de 1 yılı aşkın süredir kapalı olduğunu ve tebligata elverişli olmadığını, bu nedenle ilk tebligatın da davacının mernis adresine yapılması gerektiğini...

      Ödeme emrine ilişkin tebligat davacının isminin nüfus kaydına uygun olarak doğru yazılmaması nedeniyle yukarıda açıklanan 7201 sayılı Kanun'un 23/3 .maddesindeki koşulları taşımadığından yapılan ilk tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu durumda usulsüz tebliğ işlemine dayanılarak Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre yapılan tebliğ işlemi geçersiz olacağından davacının usulsüz ödeme emri tebliğine ilişkin şikayetinin kabulü gerekirken reddinini isabetsiz olduğu görüşünde olmam nedeniyle sayın Heyetin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım. Üye Hakim 38263 ¸e-imzalıdır...

      İcra Müdürlüğü’nün 2015/2381 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkiline İİK 89 maddesine dayalı olarak 1/2/3 haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, ihbarnamelere süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle müvekkiline ait taşınır ve taşınmazların haczedildiğini, müvekkilinin icra takibine karşı Niğde İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet davası açtığını, davanın usulsüz tebligata ilişkin şikayetin yasal süreden sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini akabinde müvekkili tarafından icra takibine itiraz davası açtığını, davanın usulden reddine karar verildiğini, müvekkilinin Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtığını, davanın açılmamış sayılmasına kararı verildiğini, müvekkili tarafından son olarak Niğde 1....

      İcra Müdürlüğünün 2019/26760 Esas sayılı takip dosyasının celbedildiği, davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligata yönelik usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, davacı borçluya ödeme emrinin 24/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise İİK'nın 168/3. maddesi gereği 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 17/10/2019 tarihinde açılmış olduğu bu sebeple imzaya itiraz için gerekli olan yasal sürenin geçmiş olduğu, ayrıca takibe dayanak bono üzerindeki kaşede bulunan vergi numarası ile davacı tarafın vergi numarasının aynı olduğundan davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

      Maddesine göre usulsüz olduğu anlaşılmakla usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü ile icra dosyasındaki tebliğ tarihinin başkaca bir iddia ve dosyada aksine delil bulunmadığından beyan edilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine" karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu