niteliğinde olduğu gerekçesiyle çek vasfına yönelik şikayetin de reddine karar vermiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayet ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkındaki Kanun md. 50, md. 57, 3. 7201 sayılı Tebligat Kanunu md. 10 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
Açıklanmaya çalışılan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik olarak kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yerine açıklanan gerekçeyle "Usulsüz Tebliğ Şikayetinin Süre Aşımı Nedeniyle REDDİNE" dair yeni bir hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olarak yapıldığını, borçlunun icra dairesine 30/12/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğunu, itiraz dilekçesinden yaklaşık 3,5 ay geçtikten sonra iş bu şikayeti yaparak tebligat işlemine itiraz ettiğini, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığını, ayrıca şikayet edenin borca ve kefalet ilişkisine yönelik beyanlarını da kabul etmediklerini, usulsüz tebligata ilişkin şikayette bu hususların dilekçeye yazılmasına anlam veremediklerini, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....
İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve tebligata icra emri eklerinin eklenmediğinden bahisle ihalenin feshi istenmiş ise de; ihalenin feshi, İİK.nun 134 ve BK.nun 226. maddesinde yazılı nedenlere dayanılarak istenebilir. İcra emrinin usulsüz tebliğ edilmesi ve tebligata icra emri eklerinin eklenmemesi söz konusu kanunlarda fesih sebebi olarak sayılmamıştır. İlgililer ve dosya alacaklılarına usulüne uygun tebligat yapılmadığı, satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği, iddia edilmiş ise de, satış ilanı, kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili şikayet dilekçesinde; icra dosyasında müvekkiline gönderilen tüm tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinde belirtilen adreste ikamet etmesine rağmen usulsüz tebligattan ötürü satış işlemlerinden haberdar olunmadığını, ihaleden 01.03.2022 tarihinde haberdar olduğunu, taşınmazın trajı yüksek gazete de ilan edilmediğini ileri sürerek 09.09.2021 tarihli ihalenin feshi talep edildiği, mahkemece şikayetin reddi ile şikayet eden aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, şikayet eden borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, satış...
III-Şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe dosya borcunun ödenmiş olması, icra mahkemesince usulsüz tebligata ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Her dava ve şikayet yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Somut olayda, 14/11/2022 tarihinde dosya borcunun tahsil edildiği, İcra Müdürlüğünce 15/11/2022 tarihinde dosyanın İnfaz ile kapatılmasına karar verildiği anlaşılmış ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. IV-7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Somut olayda, davacı vekilinin usulsüz tebligata ilişkin şikayet dilekçesinin incelenmesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet sebeplerine yer verildiği, 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, icra dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçiye 13.11.2019 tarihinde 103 davetiyesinin T.K.'...
Başsavcılığına verilen 04.08.2014 tarihli şikayet dilekçesinde ve ayrıca borçlu Orçun Solmaz’ın Savcılığa bizzat verdiği 08.08.2014 tarihli beyanında, tehditle boş senet imzalatıldığının, senedin sonradan keyfi olarak 400.000 TL miktar şeklinde doldurulup İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21785 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunun bildirildiği görülmektedir.Bu durumda, borçlunun, takipten ve usulsüz tebliğ işleminden en geç 08.08.2014 tarihinde haberdar olduğu, ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 05.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ve buna bağlı olarak yetki itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”denilmektedir....