Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/136 D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 10/02/2020 gün, 2020/32 E. 2020/108 K. sayılı kararla; "Şikayetin şikayet edenler Ebru Güneşlioğlu, T1 T2 ve T3 yönünden hukuki yarar yokluğundan, şikayet T4 yönünden esastan REDDİNE " karar verilmiştir....

    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, yerleşik içtihatlar gereğince usulsüz tebligat şikayetine ilişkin kararların icra edilebilmesi için kesinleşmesinin gerektiği, bu yönü ile davacı vekilinin haczin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

    (Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun .../.... maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/...-258 E., 1991/344 K.). Buna göre somut olayda her ne kadar borçluya yapılan tebligat usulsüz ise de, borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 04.....2015 tarihini bildirmiş olup, ........2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/09/2022 tarih ve 2022/664 Esas sayılı Ara Kararı ile; "1- Davacı vekilinin; a-Usulsüz tebligat şikayetinin İcra Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden ve diğer talepler taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında yargılama neticesinde tespit edilebileceğinden davacının İİK.'nın 72/3 maddesi gereğince paranın alacaklıya ödenmemesi tedbir talebinin reddine, b-Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takip durdurulamayacağından İİK.'nın 72/2 maddesi gereğince bu yöndeki tedbir talebin reddine, c-Usulsüz tebligat nedeni ile haczin kaldırılması talebi şikayet yoluyla İcra Hukuk Mahkemesinden istenebileceğinden bu yöndeki talebin reddine, " karar verilmiştir. Davacı vekili 26/09/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin 23/09/2022 tarihli ara kararı uyarınca reddedilen tedbir talebinin yeniden değerlendirilerek İİK.'...

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/09/2022 tarih ve 2022/664 Esas sayılı Ara Kararı ile; "1-Davacı vekilinin; a-Usulsüz tebligat şikayetinin İcra Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden ve diğer talepler taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında yargılama neticesinde tespit edilebileceğinden davacının İİK.'nın 72/3 maddesi gereğince paranın alacaklıya ödenmemesi tedbir talebinin reddine, b-Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takip durdurulamayacağından İİK.'nın 72/2 maddesi gereğince bu yöndeki tedbir talebin reddine, c-Usulsüz tebligat nedeni ile haczin kaldırılması talebi şikayet yoluyla İcra Hukuk Mahkemesinden istenebileceğinden bu yöndeki talebin reddine, " karar verilmiştir. Davacı vekili 26/09/2022 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin 23/09/2022 tarihli ara kararı uyarınca reddedilen tedbir talebinin yeniden değerlendirilerek İİK.'...

        Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacının takibin tarafı olmadığını, bu nedenle haczin kaldırılmasını talep edemeyeceğini, nitekim icra dosyasından 3.kişilerin haczin kaldırılması taleplerinin kabulüne dair verilen icra müdürlüğü kararlarının, şikayet üzerine Mahkemece kaldırıldığını ve Mahkeme kararının onandığını, davacının tapu kaydındaki haczi görerek taşınmazı satın aldığını, dava dışı borçlu ile şikayet eden arasındaki icra takibi dışındaki sebeplerden doğan uyuşmazlıkların bu şikayette değerlendirilemeyeceğini beyanla şikayetin reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; borçlu Uğur İthalat İhracat İnş San. ve Tic....

        Takip dosyasının incelenmesinde, şikayette bulunan Av. ... adına düzenlenen, borçlu “...” tarafından verilen 28.09.2015 tarih ve 02187 yevmiye numaralı vekaletnamenin aynı tarihte harçlandırılarak icra dosyasına sunulduğu, ancak vekilin takip dosyasında herhangi bir talepte bulunmadığının anlaşılması karşısında, öğrenme tarihinin borçlu vekilinin icra dosyasına vekaletname ibraz ettiği 28/09/2015 tarihi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süresinde olduğu gözetilmek suretiyle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapılarak tebligatın usulsüz olması halinde borçlunun şikayet dilekçesinde usulsüz tebliğden haberdar olunduğu tarihe ilişkin bir beyanı bulunmadığından ve aksi yazılı delille kanıtlanamadığından TK.'...

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin yengesine yapılan tebligatın geçerli bir tebligat olmayıp Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulsüz yapılan tebligata istinaden kanunda öngörülen sürelerin başladığının varsayılmayacağını, postanın geldiği gün misafir olarak o evde bulunan yengesine tebligatın yapılmış olup yengesinin tebligat hakkında davacıya bilgi vermediğini, yengesinin ikamet adresinin farklı olup müvekkiliyle aynı evde yaşayan birisi olmadığını, şikayet süresinin haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağından müvekkiline yapılmış başkaca bir tebligatın yahut bildirimin olmadığını, haczedilmezlik şikayet süresinin başladığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Dava dilekçesinde, davacı borçlunun takipten 20/04/2019 tarihinde haberdar olduğunun belirtildiği görülmektedir. Buna göre usulsüz tebliğ şikayetinde bulunma süresinin son günü 27/04/2019 tarihi olmakla birlikte, bu tarih tatil gününe rastladığından sürenin son günü, izleyen ilk mesai günü olan 29/04/2019 tarihidir. Şikayet tarihi ise 30/04/2019 dur. Bu haliyle şikayetin 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı açık olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiğinden hacizlerin kaldırılması talebinin de reddi gerekir....

          UYAP Entegrasyonu