Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden itibaren başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, ödeme emrinin 15.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, takip dosyası içerisindeki taahhütname tutanağından borçlunun 31.01.2014 tarihinde bizzat icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu görülmektedir. Her ne kadar borçlu usulsüz tebligattan 14.04.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirtmişse de, ödeme taahhüdünde bulunduğu 31.01.2014 tarihinde tebligattan haberdardır ve şikayet yasal 7 günlük süreden sonra 15.04.2014 tarihinde yapılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, işin esası incelenerek karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta borçlunun istemi reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

    Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir. Somut olayda, borçlu ...’in haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan önce 13.7.2019 tarihinde öldüğü UYAP’ta mevcut nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır....

      İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 26.11.2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, bu haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin bulunmadığı, borçlunun 15.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkilinin okur yazar olmadığı ve imza atamayacak durumda olduğu gözetilmeden davanın karara bağlanmasının hatalı olduğunu, noter evrakındaki müvekkilinin okur yazar olduğu yönündeki ifadelerin, ilgili noterliğin matbu evrakı düzeltmemesinden kaynaklandığını, noterin bu hatasının müvekkili aleyhine değerlendirilemeyeceğini, müvekkilinin imza atamayacak durumda olduğunu, bu nedenle TK'nın 24/1. maddesi ve Tebligat Yönetmeliğinin 37. maddesinde yazılı usule göre yapılmayan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkiline 103 davetiyesi tebliğinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir....

        YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının şikayete konu traktörü dava dışı İsmet Ünal'a fiilen satıp fiziken teslim etmesinin tarım faaliyetini sürdürmek için traktöre ihtiyacı olmadığını, traktörü sermaye amacıyla kullanarak elden çıkardığını gösterdiğini, davacının adına kayıtlı tarım arazisi bulunmadığını, traktör üzerinde haczedilmezlik şikayetine engel rehin kaydı bulunduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davayı haczedilmezlik şikayet süresi olan 7 günlük sürede açtıklarını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

        Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nın 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir (Yarg. 12. HD. 2021/572 E. 2021/4790 K. sayılı 17.05.2021 tarihli emsal kararı). Somut olayda: Mahkemece alınan bilirkişi raporu olaya, usul ve yasaya uygun olduğundan, Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, şikayet borçlu T1 haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra, 28.01.2022 tarihinde vefat ettiği dosyadaki nüfus kaydından anlaşılmaktadır. İcra dosyası da takip borçlunun mirasçılarına yöneltilmemiştir....

        Kat:4, Ayvalık/Balıkesir" adresine değil de dargın olduğu eşi ve kızının bulunduğu mernis adresine tebligat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından müvekkilin gerçekten bu konutta oturup oturmadığına ilişkin araştırma yapmamasının da kararın eksik ve hatalı olduğunun kanıtı olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin kabulü halinde yetki ve borca itirazlarının hakkında tahkikat yapılarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16 ve 85. maddeleri uyarınca usulsüz tebligat ve taşkın haciz, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetleri ile İİK'nın 169. maddesi uyarınca yetki ve borca itiraza ilişkindir. Karşıyaka 1....

        Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....

          İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine, meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, 103 davetiyesi tebliğinin borçluya tebliği gerektiğini, TK 11/3 ve yönetmeliğin 19/2. Maddelerinin açık olduğunu, mülkiyet hakkı ve meskeniyet iddiasının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğunu, ayrıca TK'nın 35. Madddesine göre tebligat yapılmadan önce zabıta araştırma yapılması varsa mernis adresine tebligat yapılmasının zorunlu olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve meskeniyet şikayeti incelenmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16....

          Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....

            UYAP Entegrasyonu