WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının takip borçlusu olmaması nedeni ile tebligat usulsüzlüğü yönünde bir iddia ile sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, TK. 32 maddesine göre tarafların tebligatlardan haberdar olduğu, usulsüz tebligat olmasına rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğu, şikayet ve itirazda bulunmadığı buna bağlı olarak tebligatın usulsüzlüğü takibin tarafı olmayan diğer şahıs davacı tarafından ileri sürülemeyeceği, şikayetçi haczinin 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, şikayetçi, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür....

    nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/811Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve derdest olduğunu, hatta taraflar arasında yine aynı konuya ilişkin bulunan Dikili İcra Müdürlüğü'nün 2014/311Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılması talebinin reddedilmesi üzerine yapılan şikayet neticesinde Dikili İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/78Esas 2017- 67Karar sayılı kararı ile hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek yeniden haciz talebinde bulunulduğunu, itirazın iptali için süresinde açılmış bir dava olduğunda, ihtiyati haczin akıbeti dava sonucuna göre belirleneceğinden ihtiyati haczin geçerliliğini koruduğunu, ancak süresinde itirazın iptaline ilişkin dava açılmadığında takibin düşürülmesine karar verileceğinden ihtiyati haczin hükümsüz kalacağını, buna rağmen icra müdürlüğünce 03.08.2018 tarihli tensip zaptı ile, daha önce 23.06.2017 tarihli karar ile reddedilen talebin hiçbir gerekçe gösterilmeden ve daha önceki red kararını kaldırır merci...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı takip borçlusunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde beyanı alınan ve haber verilen kişinin kim olduğunun anlaşılamadığı, ayrıca muhatabın nereye gittiği hususunun somut olarak tebligat zarfı üzerine yazılmadığı, ödeme emrinin TK 21/1 ve yönetmeliğin 30.maddesine uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla ilk derece mahkeme kararı yerinde olmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usule uygun olup olmadığı, buna dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasının gerekip gerekmediği ve takibe konu bononun teminat senedi olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin dava tarihi olarak tespitine, hacizlerin kaldırılması talebinin icra dairesince değerlendirilmesine karar verilmiş olup, bu kararlar yönünden taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf incelemesi, bononun teminat senedi olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle buna ilişkin talebin reddine dair karar yönünden yapılacaktır. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve dava tarihinin tebliğ tarihi olarak belirlenmesine karar verildiğinden ve bu karar istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, teminat iddiasına dayalı itirazın da süresinde olduğu kabul edilecektir....

      bu nedenle kaldırıldığını, usulsüz tebliğ sonucunda verilen ilama dayalı hacizlerin kaldırılması yönünde icra müdürlüğünden talepte bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce talebin reddedildiğini, oysa ortadan kalkan ilam gereğince konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlunun dosya borcunu yatırdığı, hacizlerin kaldırıldığı, borçlu iddialarının istirdat davası yolu ile mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet yolu ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. Bu durumda, anılan şikayeti inceleme görevi icra hukuk mahkemesine aittir....

        Tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulamasına başlanacağı tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararı vardır (HGK'nın 27/06/2001 tarih ve 2001/12- 543 E. - 2001/560 K. sayılı kararı). Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra Mahkemesi kararları verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır....

        Temyiz Sebepleri Bölge Adliye Mahkemesinin hiçbir gerekçe belirtmeden İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırdığı, alacaklının ana para, faiz ve masrafları yönünden tüm dosya borcu ödenmiş olduğundan tüm hacizlerin aşkın hale geldiği, aşkın olan hacizlerin kaldırılması gerektiği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu şirket tarafından yapılan mevcut tüm hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memur muamelesini şikayet istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., 2004 sayılı İİK md.16, md.62, md.66, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

          Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 09.04.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 13.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinde iddia ettiği usulsüzlüğü öğrendiğinin kabulü gerekir.Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülüp, tebliğ tarihi düzelttirilmediğinden 09/04/2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Mahkeme ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalının bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde talep konusu alacağı ödemesi gerekirken, yasal ödeme süresi geçtikten sonra 11.05.2012 tarihinde ödediğinden borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir....

            UYAP Entegrasyonu