Taraflar arasındaki 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile haczedilmezlik şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne diğer şikayetlerinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu vekili şikayet dilekçesinde; ... 12....
İcra Müdürlüğünün 2015/9355 esas sayılı esas numarasını aldığını, müvekkiline ait taşınmazlara alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce talebin kabulüne karar verilerek 30/12/2016 tarihinde yazılan yazı ile tekrar haciz konulduğunu, haciz işlemi usul ve yasaya aykırı olduğunu ve icra müdürlüğünün işlemine şikayet davası açıldığını, devamında haciz işlemine karşı şikayet davası ile birlikte Lüleburgaz İcra Hukuk Yargıçlığının 2017/151 esas sayılı dosyası ile taraflarınca haczedilmezlik davası açıldığını, 2017/151 esas sayılı dosyası sonucu davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verildiğini, davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Dava dosyası ile Mersin 5. İcra Dairesinin 2019/7708 E sayılı dosyası incelendiğinde, 1.970.040,51 TL miktarlı alacağın tahsili için genel haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin 04/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 23/07/2019 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, davanın 26/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin İİK'nun 16. Maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayan 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Şikayetçi borçlu, şikayet dilekçesinde "dosyayı incelemem neticesinde tebliğin Behçet Şenbayram'a yapıldığını 17/07/2019 tarihinde öğrendim" şeklinde beyanda bulunduğuna göre, şikayetçinin usulsüz tebliğ işlemini 17/07/2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Şikayet tarihi, 26/07/2019 olduğundan, yasal süresi içerisinde yapılmayan şikayetin mahkemece reddine karar verilmesi doğru olmuştur....
Mahkemece, takip dosyasında 103 davetiyesi tebliğ edilmemiş ise de borçlunun emekli maaşına konulan haciz için 29.08.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, bu nedenle taşınmaz haczinin en geç şikayet başvurusunda bulunduğu 29.08.2013 tarihinde öğrenilmiş olduğu, yedi günlük sürenin geçmiş olması nedeniyle şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmemiştir. Borçlunun taşınmaza haciz konulduğundan haberdar olduğuna dair takip dosyasında bir işlem yaptığı da anlaşılamamaktadır. Bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin süresinde olduğunun kabulü ile şikayetin incelenmesi gerekirken süreden ret kararı verilmesi doğru değildir....
Başvuru bu hali ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82/1- 4. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu traktör üzerine alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda 11/07/2018 tarihinde haciz konulduğu ve 12/10/2018 tarihinde kıymet takdirinin yapıldığı, davacının dava dilekçesinde 17/07/2018 tarihinde traktörünün elinden alındığını beyan ettiği, 07/10/2019 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, yasal yedi günlük süreden sonra yapılan şikayetin süresinde olmadığı, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...'un haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 04.04.2022 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi borçlu ...'un ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından şikayetin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. VI....
içerisi olan en geç 30.12.2021 tarihinde açılması gerekirken iş bu dava 7 günlük memur muamelesini şikayet süresinden çok sonra olan yani 05.04.2022 tarihinde açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki şikayet hukukuna ilişkin davada Ankara 3. İcra Hukuk ile Mustafakemalpaşa İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2008/21378 Esas Sayılı takip dosyasında, ... İlçesindeki 74 ada 16 ve 134 ada 227 parsel nolu taşınmazlar ile ...Plakalı Traktörünün üzerine haciz konulması nedeniyle haczedilmezlik iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.'...
Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüzde olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Somut olayda borçlu vekilinin 23.09.2014 tarihinde icra takip dosyasına vekaletname sunduğu, şikayet konu ödeme emri tebliğ işleminin ise 25.09.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/06/2015 tarih, 2015/15169 Esas - 2015/18431 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sari itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüşler, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, kabul edilen öğrenme tarihine göre süresinde olduğu anlaşılan diğer itiraz ve şikayetler hakkında ise hüküm kurulmamıştır.Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilip Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihi düzeltildiğine göre, düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve...