Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, her ne kadar ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırı olarak borçluya tebliğ edildiği görülmüş ise de, borçlu vekilinin 12.08.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi nedeniyle TK'nun 32. maddesi gereğince en geç bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 27.08.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddede öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlunun banka hesaplarına konulan haczin kaldırılması için haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, kararın borçlu vekilince temyizi üzerine Dairemizin 25.12.2014 tarih 2014/24758 E. - 2014/31643 K. sayılı bozma ilamı ile “Her ne kadar, şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır ise de; (28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K. ve HGK'nun 17.03.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı) haczedilmezlik şikayetine konu ... 1....
Davalı borçlunun ödeme emrinde ki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ancak, davalı borçlu bu tarih itibari ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 18.03.2016 tarihinde yapılan ödeme emrine ilişkin tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinde ki usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alamaz. YHGK 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesinleşen takip üzerine yasal süre içerisinde ödeme de bulunmadığından borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından ve somut olayda iddia edilen tebligat usulsüzlüğü işin esasıyla ilgili olup mahkemece de işin esası incelendiğinden, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile para cezasına hükmedilmemesi isabetsizdir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 07/03/2014 tarihinde Tebligat Yasasının 21.maddesine göre, dava dilekçesi ise bizzat davalı imzasına 02/05/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, davalı borçlu bu tarih itibariyle, tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde itirazda bulunmadığından 07/03/2014 tarihindeki ödeme emri tebligatı kesinleşmiştir. İcra Mahkemesi, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü varsa dahi, resen nazara alamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nu 30/05/2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28/09/2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebligatının usulüne uygun şekilde yapıldığının kabulü ile işin esasını incelemesi ve neticesine göre bir karar vermesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde belirttiği üzere, aynı icra takip dosyasına ilişkin ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/83 E. sayılı dosyasında 04/12/2013 tarihinde imzaya itiraz ettiği, dolayısıyla en geç 04/12/2013 tarihinde takipten ve tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi, HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.). Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, borçlu, takipten 10.09.2014 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 22.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....
İcra Dairesinin 2021/12587 Esas sayılı dosyası incelendiği açıkça görülecektir ki, müvekkilinin Mernis adresine yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığını, dolayısıyla dava konusu icra takibi, usulsüz tebligat olmasına rağmen kesinleştirildiğini, 7201 Sayılı TK hükümleri kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir. Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28....
/08/2019 olduğunu, 7 günlük şikayet süresi içerisinde yapılmayan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
senetteki imzasına itirazda bulunulmadığı, ödeme emri tebliğ mazbatasındaki imzasına itirazda bulunarak tebliğ usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu görülmüş olup, tebliğ mazbatası üzerindeki imzaya itirazın kamu düzenine aykırılık teşkil etmediğinden şikayetin İİK'nun 16/1 maddesi gereğince süreye tabi olduğu görülmekle, yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya uygun olarak tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....