"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Takip borçlusunun, icra mahkemesine başvurusunda, şikayet dilekçesinde belirttiği sebeplerle ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece; ipotek veren Namık Keskinsu'ya çıkarılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulsüz tebligat yapılan ya da hiç tebligat yapılmayan ilgilisine aittir....
Somut olayda; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere ödeme emri tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 21 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 vd maddelerine aykırı olmakla usulsüzdür. Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edildiğine göre aynı Yasanın 32.maddesi uyarınca bildirilen öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmemiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aynı Yasa'nın 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez.Somut olayda; borçlu, şikayet dilekçesinde, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir.Bu durumda, mahkemece, ihalenin feshini gerektirecek başkaca bir fesih sebebi de bulunmadığından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
T2 27/10/2020 tarihinde e- tebligat yoluyla usulüne uygun tebliğ edildiğinden asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının hukuken bir öneminin bulunmamasına, 27/01/2020 tarihinden önce tebliğ edilen ödeme emri ya da 103 davetiyesine ilişkin olarak yedi günlük yasal sürede şikayet yoluna başvurulmamış olmasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur. Bu kurallar ışığında, ihalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığının kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, diğer borçluya kıymet takdir raporunun veya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Bu nedenle mahkemece diğer takip borçlusu B... İnş.Mak.Loj.San ve Tic.A.Ş'ye ve diğer ilgiliye satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....
Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK'nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, takip dayanağı ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılması gerekmektedir. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır.Bu durumda icra emrinin iptali gerekmez. Mahkemece, borçlunun diğer şikayet nedenleri hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle icra emrinin iptali doğru değildir....
Davalı borçlu vekili yargılama sırasında ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu'nunun 12. maddesine uygun yapılmadığından usulsüz bir tebligat olduğunu savunmuş ve 18.06.2013 günlü dilekçe ile icra mahkemesinde şikayete gidildiğini ve dava açtıklarını bildirmiştir. Mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Y.H.G.K.nun 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Ne var ki davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligatın ve takibin iptalini istediğine göre, mahkemece açılan şikayet dava dosyasının neticesinin beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük re'sen nazara alınarak yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Öte yandan, anılan maddenin 7.fıkrası hükmüne göre; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadarki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Satış ilanı tebliğ edilmemişse şikayet süresi öğrenme tarihinde itibaren başlar. Öte yandan tebligat usulsüzlüğüne dayalı şikayet İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine başvurulmalıdır. Somut olayda şikayetçi borçlunun 25.08.2014 tarihinde ihalenin feshi isteminde bulunduğu ancak satış ilanı tebliğ işlemine yönelik bir şikayetinin olmadığı görülmüştür.Bu durumda satış ilanı tebligatı usulsüz olsa bile en geç ihalenin feshi talebinin yapıldığı 25.08.2014 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olunacağından ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içinde satış ilanı tebligatı usulsüzlüğü ileri sürülmediğinden satış ilanı tebligat işlemi kesinlemiştir....
davacının çiftçilik ile uğraşmaması ve geçimini çiftçilikte temin etmemesi nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar mahkemece davacının kapak hesabına yönelik itirazı incelenmemiş ise de, dava tarihi itibariyle dosyada yakın tarihli bir kapak hesabının bulunmadığı, daha sonra düzenlenen kapak hesabına ilişkin olarak her zaman şikayet hakkının mümkün olduğu gözönüne alındığında mahkemece bu yöndeki eksik inceleme bozma sebebi yapılmayarak davacının istinaf istemlerinin bu yönlerden esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Ancak taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nın 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmemiş, istinaf dilekçesinde ise davanın süresiz şikayet olduğu için süresinde olduğunu belirtmiştir....