Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda; alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 25.08.2015 tarih, 27385 yevmiye numaralı ve 28.08.2015 tarih, 27704 yevmiye numaralı haciz şerhlerinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 28.08.2015 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı bulunmaktadır....

    davacının çiftçilik ile uğraşmaması ve geçimini çiftçilikte temin etmemesi nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar mahkemece davacının kapak hesabına yönelik itirazı incelenmemiş ise de, dava tarihi itibariyle dosyada yakın tarihli bir kapak hesabının bulunmadığı, daha sonra düzenlenen kapak hesabına ilişkin olarak her zaman şikayet hakkının mümkün olduğu gözönüne alındığında mahkemece bu yöndeki eksik inceleme bozma sebebi yapılmayarak davacının istinaf istemlerinin bu yönlerden esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet , İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik ve İİK 82/4 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir . Şikayetçi haczedilen taşınmazının, İİK'nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 103. maddeye ilişkin davetiyenin24/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre şikayetin yasal süreden sonra olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. . Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar....

    HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca şikayetçi iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Yasanın 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda şikayetçi vekili satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünü açıkça ileri sürmediği halde, şikayetçinin dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir. İhalenin feshini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığına göre ihalenin feshi isteminin reddine dair mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

      Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu şikayet dilekçesinde, hakkında başlatılan takipten 03.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirttiğine göre, 22.09.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç bu tarihte muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 13.01.2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Sokak, No:53 adreste ve tapu Kırveli Mahallesi, 3832 ada, 271 parsel sayılı taşınmazın üzerine haciz konulduğunu, müvekkiline çıkartılan 7 örnek ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin hacizlerden haberdar olmadığını, müvekkilinin haczi öğrenir öğrenmez yasal süresinde haczedilmezlik davası açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendisi ve ailesinin geçimini sağladığı zirai arazi olduğunu, başka da gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Haczedilmezlik iddiası ile haczin kaldırılması talebi hukuki mahiyeti itibariyle şikayet olmakla 7 günlük süreye tabidir....

        Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nın 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir (Yarg. 12. HD. 2021/572 E. 2021/4790 K. sayılı 17.05.2021 tarihli emsal kararı). Somut olayda: Mahkemece alınan bilirkişi raporu olaya, usul ve yasaya uygun olduğundan, Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, şikayet borçlu T1 haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra, 28.01.2022 tarihinde vefat ettiği dosyadaki nüfus kaydından anlaşılmaktadır. İcra dosyası da takip borçlunun mirasçılarına yöneltilmemiştir....

        Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Somut olayda ödeme emrine ilişkin 31.07.2013 tarihli tebligatta, borçlunun adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı tespit edilmediği gibi, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının da tevsik edilmediği ve yine haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüzdür. Bu durumda, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır. Öte yandan, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebligat işleminin iptalini istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu