Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. ( Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2020/9806 Esas, 2020/11556 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 2019/5237 Esas, 2019/6403 Karar Sayılı İlamı ) Somut olayda, Yozgat 2....
Bununla birlikte; mahkemece, kararına esas alınan hacze ilişkin haciz tutanağı üzerinde haciz tarihi olarak 12/01/2016 tarihi yazsa da, 11/02/2016 tarihli sayman mutemedi alındısına göre söz konusu haciz nedeniyle haciz, teslim ve satış harcı yatırıldığı tarihin 11/02/2016 olduğu ve söz konusu hacze ilişkin istihkak iddiasına dair icra müdürlüğünce, icra hukuk mahkemesine yazılan 16/02/2016 tarihli yazıda da; haciz zaptının tarihinin 12/02/2016 tarihi olarak belirtildiği göz önüne alındığında haciz tarihi olarak icra memuru tarafından sehven 12/01/2016 tarihinin yazıldığı, haciz tarihinin 12/02/2016 tarihi olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İcra Hukuk Mahkemesi’nce, taşınmazların tapu kaydının incelenmesinde ipoteğin paraya çevrilmesi/haciz şerhinin İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6721 E. sayılı dosyasından konulan "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kıymet takdirine ilişkin şikayeti ve şikayet dilekçesinde yer alan diğer şikayetleri inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas İcra Müdürlüğü’nün bağlı olduğu İcra Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nce, kıymet taktiri yapılan mülkün DİyarbakIr'da bulunduğu, kıymet takdir raporunu Diyarbakir İcra Müdürlüğü’nün aldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 18.09.2008 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK. 103.madde davetiyesinin 26.04.2010, taşınmazın kıymet taktir raporunun ise 07.05.2010 günü tebliğ edildiği, borçlunun meskeniyet iddiası ile 14.05.2010 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun süreden reddine ilişkin kararın 02.11.2010 tarihinde kesinleştiği, daha sonra 20.03.2013 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz konulduğu görülmektedir. Buna göre, borçlunun icra mahkemesine yaptığı 26.03.2013 günlü başvuru, 20.03.2013 tarihli son haciz yönünden İİK.nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. ......
Somut olayda, borçlu aleyhine 26.03.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği ve infazına başlandığı, 27.03.2014 tarihinde esas takibe geçildiği, borçlu tarafından borcun 28.03.2014 tarihinde ödendiği, 01.04.2014 tarihinde örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun 03.04.2014 tarihinde yasal sürede icra mahkemesinde itiraz ve şikayet sebeplerini ileri sürdüğü görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) O halde mahkemece, borçlunun borca itirazının ve şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile "konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R İnceleme konusu karar şikayetçi 3. kişinin İİK'nun 89/1. maddesi kapsamında 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerine karşı şikayeti üzerine verilmiş olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki, anılan Dairece görevsizlik kararı verilmekle, dosyanın inceleneceği görevli Daire'nin belirlenmesi için Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, şikayetçi borçlunun Osmaniye Yediocak Mah. 2151 Ada 4 Parselde bulunan taşınmazına haciz işlemi uygulandığını, şikayetçi mülkiyetinde bulunan haline münasip tek konutuna İİK.nun 82/12. Maddesine göre haciz konulamayacağını belirterek haczin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, şikayete konu taşınmaz üzerine SS Esnaf Kefalet Kooperatifi lehine üçüncü kişi ...'...
İİK'nun 16. maddesine göre; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere, icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir." Somut olayda icra müdürlüğünün haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk kararına karşı borçluların şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede olduğu gibi, bu talep İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca süreye tabi de değildir. Bununla birlikte borçluların icra mahkemesine başvurusu, para alacaklarında da İİK'nun 106. ve 110. maddelerinde öngörülen sürelerin uygulanması gerektiğine yönelik şikayet niteliğinde olup, yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesidir....