Her ne kadar davalı vekilince istinaf dilekçesinde şikayet tarihi itibariyle davacının hukuki yararı bulunmadığı öne sürülmüş ise de, şikayetçinin şikayeti kapak hesabına dair verilen müdürlük kararına yönelik olmakla, şikayet tarihinde davacı borçlunun hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiş, bu yönüyle istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Ancak, şikayet konusu işlemin kapak hesabına dayalı müdürlük işlemi şikayeti olduğu ve davalı/alacaklının kusuru bulunmadığından, Mahkemece alacaklı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir....
ŞİKAYET OLUNANLAR : 1-... Vek. Av. ... 2-... 3-... 4-... Vek. Av. ... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, ....sayılı dosyasında nafaka alacağı için takip başlattığını ve borçlunun maaşı, ikramiyeleri ve emekli olması halinde emekli ikramiyesi üzerine 15.02.2013 tarihinde haciz konulduğunu, borçlunun emekli ikramiyesi üzerine davalıların alacaklı bulunduğu..... sayılı takip dosyası, .... sayılı takip dosyasından da haciz konulduğunu, düzenlenen sıra cetvelinde kendi nafaka alacağı için para ayrılmadığını, nafaka alacaklarının birinci sırada olması gerektiğini ileri sürerek, alacağının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Katılan ... vekilinin 06/11/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde açıkça suça konu olayla ilgili olarak 14/05/2014 tarihinde şikayette bulunduklarını, TC kimlik numarasının Uyap sistemine yanlış girilmesi nedeniyle o dosyada müşteki sıfatları görünmediğinden tekrar şikayette bulunduklarını beyan etmesi, müşteki vekilinin 06/11/2014 tarihli şikayet dilekçesinde belirttiği 14/05/2014 tarihli şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen 2014/20186 iddianame numaralı iddianame içeriğinin temyize konu eylem ile aynı olması karşısında, müşteki vekilinin şikayetinin süresinde olduğu gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Şikayet dilekçesinde tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasından "beraatine" kısmının çıkartılarak, yerine aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca, "şikayet dilekçesinde tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmemiş olması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 01.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
mahkemesine 24/11/2021 tarihinde yapılan meskeniyet şikayeti yasal süresinde değildir."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket aleyhine bir adet çekten dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takip öncesi zamanaşımı itirazında bulunarak takibin iptalini istediği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde TK 21/1.madde kapsamında ödeme emrinin tebliğ edildiği, komşuya haber verme yükümlülüğünün yerine getirilmediği, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere tüzel kişilere TK 21/1.madde kapsamında tebligat yapılması halinde adreste bulunmama nedeninin araştırılmasının gerekmediği ancak komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin kararın yasaya uygun olduğu, ayrıca takibe konu çekin keşide tarihinin 15/02/2017 olmasına rağmen bu tarihten itibaren 3 yıllık yasal süre geçtikten sonra takip başlatılması nedeni ile takibin durdurulmasına yönelik verilen kararda da yasaya...
Şu hale göre, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Defterdarlığı Muhakemet Müdürlüğü aleyhine takip başlatılmasının mümkün olmayacağını ve idarenin harçtan muaf olmasına karşın ilamda hükmedilen harçlarında icra emrinde tahsilinin talep edildiğini belirterek icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiş, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. Borçluya gönderilen icra emri, kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nun 41, 16. maddeleri). İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararı)....
Borçlunun şikayet dilekçesinde belirttiği talepleri arasında alacaklı şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalktığına ilişkin şikayeti bulunmakta ise de İcra Mahkemesi'nce bu konu karar gerekçesinde tartışılmamış ve bu hususta açıkça olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir Bu durumda, Mahkemece, borçlu vekilinin alacaklının tüzel kişiliğinin bulunmadığına yönelik şikayeti de incelenerek gerekçesi açıklanmak suretiyle, olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca HUMK'nun 388/4....
Şikayetçinin, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlendiğine ve zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayeti, İİK’nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabidir. Şikayet tarihi itibarı ile şikayetçinin takip talebinde borçlu veya taşınmaz maliki olarak yer almadığı, henüz adı geçene ödeme emri düzenlerek gönderilmiş olmadığı, ancak eldeki uyuşmazlığın devamı sırasında 01.08.2014 tarihinde adına düzenlenen 9 örnek ödeme emrinin 04.08.2014 günü tebliği üzerine, 08.08.2014 günü icra dairesi nezdinde ödeme emrine itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, şikayet tarihinde henüz ödeme emri tebliğ edilmediği ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulama yeri de bulunmadığı halde öğrenme tarihinin şikayet süresinin başlangıcına esas alınması doğru değildir....