Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte; İİK.’nun 170/a-2 maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Somut olayda, davacı borçlu vekili takip dayanağı senetlerde tanzim yeri bulunmadığını ve kambiyo senedi niteliği bulunmadığını ileri sürmüştür. Başvuru İİK'nun 170/a maddesi kapsamında kalan kambiyo şikayeti niteliğinde olup yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekir. Borçluya gönderilen ödeme emrinin 03/12/2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, icra mahkemesine 04/09/2020 tarihinde başvurduğu görülmekte olup, şikayetin yasal 5 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır ( Yargıtay 12....

Kambiyo senedi vasfını taşımayan adi havale hükmündeki belge ile başlatılıp kesinleşen takipte, İİK'nun 71/2. maddesi gereğince işleyecek zamanaşımı süresi, TTK'nun 726. maddesine göre hesaplanamaz. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi kesinleştiğine göre, olayda uygulanması gereken 818 sayılı BK'nun 125. maddesi uyarınca, dayanak belge yönünden zamanaşımı süresi on yıl olup, somut olayda bu sürenin dolmadığı belirlenmiştir. O halde mahkemece, 818 sayılı BK'nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 3 yıl esas alınarak zaman aşımı itirazının reddi doğru olmamıştır. Kambiyo vasfı yönünden yapılan incelemede, borçluların icra mahkemesine başvuruları, İİK'nun 170/a maddesi kapsamında kambiyo hukuku bakımından şikayet niteliğinde olup, anılan şikayet İİK'nun 168/3. maddesi açık hükmüne göre 5 günlük süreye tâbidir....

İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına kayıtlı şikayete konu taşınmazın tapu kaydına takip konusu dosya sebebiyle 21.11.2011, 06.12.2013 ve, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, 26.01.2015 tarihlerinde haciz şerhi işlenmiş olup, şikayetçi borçlunun 21.06.2013 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğünden taşınmaz üzerindeki haczin düştüğünün tespitini talep ettiği ve talebin 26.06.2013 tarihinde kabul edildiği görülmüştür....

    takip başlatıldığını, bu hususlar dikkate alınmadan verilen mahkeme kararının hatalı olduğunu, şikayet konusu takibin İİK 150/ı maddesine dayandığını, ilamlı takip yoluna karşı ileri sürülebilecek itirazların yasanın 33. ve 33/a maddelerinde sınırlı sayıda itfa, imhal ve zamanaşımı olarak belirlendiğini, mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur....

      ŞİKAYET OLUNANLAR : 1-... Vek. Av. ... 2-... 3-... 4-... Vek. Av. ... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, ....sayılı dosyasında nafaka alacağı için takip başlattığını ve borçlunun maaşı, ikramiyeleri ve emekli olması halinde emekli ikramiyesi üzerine 15.02.2013 tarihinde haciz konulduğunu, borçlunun emekli ikramiyesi üzerine davalıların alacaklı bulunduğu..... sayılı takip dosyası, .... sayılı takip dosyasından da haciz konulduğunu, düzenlenen sıra cetvelinde kendi nafaka alacağı için para ayrılmadığını, nafaka alacaklarının birinci sırada olması gerektiğini ileri sürerek, alacağının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....

        Her ne kadar davalı vekilince istinaf dilekçesinde şikayet tarihi itibariyle davacının hukuki yararı bulunmadığı öne sürülmüş ise de, şikayetçinin şikayeti kapak hesabına dair verilen müdürlük kararına yönelik olmakla, şikayet tarihinde davacı borçlunun hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiş, bu yönüyle istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Ancak, şikayet konusu işlemin kapak hesabına dayalı müdürlük işlemi şikayeti olduğu ve davalı/alacaklının kusuru bulunmadığından, Mahkemece alacaklı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir....

        İcra Müdürlüğünün 2018/600 esas sayılı icra takip dosyasında kendisi adına kayıtlı 2018 ada 5 parsel, 211 ara 6 parsel sayılı taşınmazlar ile 34 XX 753 plaka sayılı traktöre ve 34 XX 973 plaka sayılı traktöre haciz konulduğunu, toplam borcun 77.639,11 TL olduğu, bu nedenle taşkın haciz mevcut olduğundan 34 XX 753 plaka sayılı traktör üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 07.01.2020 tarihli davanın aydınlatılması kapsamında vermiş olduğu dilekçede ise, haczedilen traktörün tarımsal araç olması nedeniyle şikayetlerinin haczedilemezlik şikayeti ve terditli taşkın haciz şikayeti olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece haczedilemezlik şikayetinin yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 07.01.2020 tarihli dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davanın taşkın haciz nedeniyle haczin kaldırılması istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır....

        Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Şikayet dilekçesinde tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasından "beraatine" kısmının çıkartılarak, yerine aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca, "şikayet dilekçesinde tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmemiş olması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 01.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Katılan ... vekilinin 06/11/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde açıkça suça konu olayla ilgili olarak 14/05/2014 tarihinde şikayette bulunduklarını, TC kimlik numarasının Uyap sistemine yanlış girilmesi nedeniyle o dosyada müşteki sıfatları görünmediğinden tekrar şikayette bulunduklarını beyan etmesi, müşteki vekilinin 06/11/2014 tarihli şikayet dilekçesinde belirttiği 14/05/2014 tarihli şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen 2014/20186 iddianame numaralı iddianame içeriğinin temyize konu eylem ile aynı olması karşısında, müşteki vekilinin şikayetinin süresinde olduğu gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...

            Şikayetçinin, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlendiğine ve zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayeti, İİK’nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabidir. Şikayet tarihi itibarı ile şikayetçinin takip talebinde borçlu veya taşınmaz maliki olarak yer almadığı, henüz adı geçene ödeme emri düzenlerek gönderilmiş olmadığı, ancak eldeki uyuşmazlığın devamı sırasında 01.08.2014 tarihinde adına düzenlenen 9 örnek ödeme emrinin 04.08.2014 günü tebliği üzerine, 08.08.2014 günü icra dairesi nezdinde ödeme emrine itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, şikayet tarihinde henüz ödeme emri tebliğ edilmediği ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulama yeri de bulunmadığı halde öğrenme tarihinin şikayet süresinin başlangıcına esas alınması doğru değildir....

              UYAP Entegrasyonu