Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. İlk Derece Mahkemesince, şikayetin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak İİK'nun 7343 sayılı Kanun’la değişik 134/5-3. maddesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmüştür....
Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 150/e-2 maddesi gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile icra müdürlüğünün satış talebinin reddine ilişkin kararını şikayet olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesindir. Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nin 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nin 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 13/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 15.11.2018 günlü ve 2016/7382 Esas, 2018/5332 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Şikayetçi vekili, haciz tarihinden itibaren 6 aylık yasal süre içerisinde satış talebinde bulunulmaması nedeniyle haczin düştüğü halde, düzenlenen sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı olarak satış bedelinin şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, satış tarihi itibariyle müvekkilinin haczinin ayakta olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Mahkemenin 14.07.2016 tarihli ve 2016/148 E, 2016/298 K, sayılı ilamı ile şikayetin reddine dair kararın şikayetçi vekilinin temyiz etmesi üzerine Dairemizin, 15.11.2018 tarihli ve 2016/7382 E 2018/5332 K sayılı ilamı ile onanmıştır....
Anılan Kanun'un aynı maddesinin 7. fıkrası hükmüne göre; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa, şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Bu madde hükmüne göre, ihalenin feshinin, ihale tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde istenmesi gerekir. Somut olayda; ihalenin feshi isteminde bulunun borçlu şirket vekilinin,sair fesih nedenleri ile birlikte tebliğin usulsüzlüğünü de ileri sürdüğü, satış ilanı tebligatının borçlu şirket vekili Av. ...'a çıkartıldığı, tebligatın ”muhatap tevziat saatlerinde iş takibinde olduğundan daimi çalışanı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı ... tarafından borçlu ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe konu ipotekli taşınmazın 07.01.2015 satışı talebinin icra müdürlüğünce dayanak ipoteğin 25.10.2009 tarihine kadar süreli olduğu, teminat ipoteği için ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, borçluya yapılmış bir ödeme/icra emri tebliğinin olmadığı, bu hususların da kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete konu olduğundan bahisle satış talebinin reddi ile İİK. 150/e maddesi gereğince takibin kapatılmasına 12.01.2015 tarihli kararın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep...
Müdürlüğü'nce 09.....2010 tarihinde araçların üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan bahisle satış talebinin reddine karar verilerek masrafın alınmadığı, şikayetçinin bu işlemin iptali istemiyle yaptığı şikayet üzerine, ... ... Hukuk Mahkemesi'nin 2011/... Esas, 49 Karar sayılı kararı ile anılan ... memur işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, ... ... Hukuk Mahkemesi'nin anılan kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kararın kesinleşmesi halinde, alacaklının, ....01.2010 tarihli haczinden itibaren, İİK'nın 106. maddesi gereği ... yıllık süre içerisinde 08.....2010 tarihinde masrafını yatıracağını belirterek satış talebinde bulunduğu ve satış talebinin reddine ilişkin ... Müdürlüğü kararının ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Uyuşmazlık satış talebinin reddi kararının iptali istemine ilişkin olup, İİK'nun 363. maddesi gereğince; İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir. Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Pazarlık sureti ile satış bir paraya çevirme çeşidi olarak İcra ve İflas Kanunu'nun belirli hükümlerinde düzenlenmiştir. Bu hükümlerde satışın ne zaman ve hangi koşullar altında gerçekleştirileceği düzenlenmektedir. Buna karşılık pazarlık sureti ile satışın hukuki niteliği ve reddi hukuki açıdan ortaya çıkardığı sonuçlar hakkında yasada bir hüküm yoktur. Dairemizin görüşüne göre pazarlık sureti ile satış özel hukuka ilişkin satış sözleşmesi niteliğindedir. Bu nedenle pazarlık sureti ile satış sözleşmesinden doğan ihtilaflar medeni hukuk davalarına bakan mahkemecelerce çözümlenir. Ancak pazarlık sureti ile satışın yapılıp yapılmayacağını takdir yetkisi icra müdürlüğüne ait olup bu takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığını şikayet üzerine incelemeye yetkili mercii icra mahkemesindir. Somut olayda asıl takip ... 9....
(Petrol Pazarlama Şirketi kısa adı ...) ile 3. kişi Irak Cumhuriyeti Petrol Bakanlığı davaya asli müdahale talebinde bulunmuş ve mahkemece 07.06.2012 tarihli celsede müdehale talebinin kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle davacı 3. kişinin istemi şikayet niteliğinde olup, şikayet, HMK anlamında bir dava olmayıp, takip hukukuna özgü bir kanun yoludur. Şikayetin, şikayet eden ve şikayet olunan (karşı taraf) olmak üzere iki tarafı olup, davaya müdahale söz konusu olamaz. Zira şikayet, mümkün olduğu kadar çabuk sonuçlandırılmalıdır ve katılma imkanı ile müdahalede bulunan kişiye şikayetin süresinden sonra talepte bulunma imkanı tanımaz. Bu nedenle Borçlu ...(Petrol Pazarlama Şirketi kısa adı ...) ile 3. kişi Irak Cumhuriyeti Petrol Bakanlığı'nın asli müdahil olarak davaya kabulü doğru değildir. HMK.'nun 26. maddesinde Taleple Bağlılık İlkesi başlığı altında " (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Davacı yanca açılan davada dayanılan KDV oranı ile son imar durumunun getirtilmediğine yönelik iddialar satışa hazırlık işlemi olup satış ilanı tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede icra mahkemesinde şikayet konusu yapılmaması halinde açılan ihalenin feshi davasında bu iddiaların dinlenilmesi olanaklı değildir. Davacı takibin diğer borçlusuna satış ilanının usulen tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun taraflara usulen tebliğ edilmediği iddiaları ile fesih isteminde bulunmuş ise de, bu iddialar ancak ilgilisince ileri sürülebilir. Yapılan yargılamada satışın ilan edildiği gazete tirajının satış kararına uygun olduğu, ayrıca belediye ilan panosunda ilana ilişkin tutanağında takip dosyasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp davacı vekilinin istinaf talebinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....