Anılan yasanın 123. maddesinde satış görevi icra dairesine yüklenmiştir. Bu durumda şikayet olunanın haczinin düşmediğinin kabulü gerekir. Yatırılan avans satış giderlerini karşılamayacak tutarda ise icra müdürünün bu eksikliği her zaman tamamlatması mümkündür. Mahkemece, şikayet olunanın haczinin düşmediği kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, haczin düştüğünden bahisle şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından şikayet olunan vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme itirazının kabulü ile, Dairemizin 16.02.2012 tarih ve 2011/2074 Esas 2012/1107 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Akabinde 22.08.2023 tarihinde alacaklı vekili satış masraflarının satış sonrasında satış bedelinden ödeneceğini ileri sürerek satış işlemlerine devam edilmesini talep etmesi üzerine satışa devam edilerek 29.08.2023 tarihinde ihale yapılmıştır. Satış giderlerinin icra dosyasına bildirilmemesi ya da icra müdürlüğü tarafından bu alacak kalemlerinin borca dahil edilmesinin sağlanamaması borçlunun sorumluluğunda olmamakla, borçlunun aleyhine bir durum yaratmayacağı, kaldı ki bu satış masraflarından haberdar olmayan borçlunun bahsi geçen eksikliği tamamlaması beklenemeyeceğinden, borçlunun mağduriyetine sebep olacak şekilde satışın iptal edilmemesi hatalı olup Bölge Adliye Mahkemesi tarafından şikayetin kabulü ile ihalenin feshi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....
Şikayet olunan vekilinin, satış talebi reddedilmiş ve bu red kararına karşı şikayet hakkının kullanılmamış olmasına göre İcra Müdürü kararı kesinleşmiştir. 05.05.2011 tarihli talebi, geçerli bir satış talebi olarak kabul etmek mümkün değildir. İİK'nun 106 ve 110. maddelerine göre, menkullerde haciz tarihinden itibaren bir yıl içinde satış talep edilmezse o ../.. mal üzerindeki haciz kalkar. Satış talebi reddedildiğinden ve bir yıl içinde yeniden satış talep edilmediğinden şikayet olunanın ilk haczi düşmüştür. (HGK. 10.03.2010 gün ve 2010/19-45 Esas, 2010/140 Karar 19. Hukuk Dairesi'nin 05.06.2008 gün ve 2008/4756 Esas, 2008/6197 Karar). Ancak şikayet olunanın satış tarihi itibariyle 26.10.2011 tarihli yeni bir haczi mevcut olup, bir yıllık süre geçmeden satış yapıldığından şikayet olunanın geçerli ilk haczi kabul edilmelidir. Bu tarih ise şikayetçinin ilk haczinden sonradır....
Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu, şikayet edilen alacaklı, şikayet edilen ihale alıcıları ..., ... ve ... temyiz isteminde bulunmuşlardır. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; toplu ipotek iddiasının kamu düzeninden olması nedeniyle süreden ret kararının hatalı olduğunu, icra müdürlüğünce satış sırasının doğru yapılmadığını, şikayete konu bir kısım taşınmazın KDV oranının ilanda hatalı belirlendiğini, şikayete konu taşınmazlardan birinin yeni malikine tebligatlar yapılmadan satış yapıldığını, şikayetin reddine hükmedilen taşınmazlar yönünden de İİK'nın 128/a maddesindeki iki yıllık sürenin değerlendirilmesi gerektiğini, fesat hususunda tanıkların dinlenmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir....
derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında; satışın iptali ve durdurulması talepleri yönünden satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddia ve vakıalar aynen yazılmakla birlikte, öncelikle takibin iptalini talep ettiklerini olmadığı takdirde terditli olarak satışın iptalini istediklerini ancak mahkemece birinci talep incelenmeden ve bu talebe ilişkin hüküm kurulmadan karar verildiğini, müvekkillerine bugüne kadar hiç bir tebligat yapılmadığından verilen kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile takibin iptaline olmadığı takdirden satışın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı tarafından kıymet takdirine ilişkin şikayet ile satışın durdurulması ve iptaline ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır. Kıymet takdirine ilişkin her türlü şikayet ile satışın durdurulması ve iptali hakkında verilen ilk derece mahkemesi kararları, İİK'nın 128/a ve 363/1 maddeleri gereğince niteliği itibariyle kesin olup, istinafı kabil değildir. Açıklanan nedenlerle, davacının meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine, davacının kıymet takdiri ile satışın durdurulması ve iptali istemine ilişkin şikayetleri yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Kişi Elife Türkoğlu tarafından verilmiş ipotekler olup bu kişi ile ilgili herhangi bir tedbir kararı bulunmadığını, bu nedenle mahkemece verilen karar ipotekli 3. kişilerin taşınmazlarının satışına engel olmadığından 19/03/2019 tarihinde satış talep edildiğini, satış talebine istinaden icra dairesinin 25/03/2019 tarihli kararı ile taşınmazın satışına karar verilerek Karataş İcra Dairesinin 2018/161 talimat sayılı dosyasına satış talimatı gönderilerek satış işlemine başlandığını, İcra müdürlüğünün resen 09/04/2019 tarihli talimatla satış durdurduğunu, İcra müdürlüğünün kendi tarafından verilen bir kararı resen kaldırmasının yasal olarak mümkün olmadığını, İcra İflas Kanunu'nun 206. maddesinde 3.kişilerin verdiği ipoteklerle ilgili hüküm bulunmadığını beyan ederek şikayetin kabulü ile Adana 7.İcra Dairesinin 2018/5586 esas sayılı dosyasından verilen 09/04/2019 tarihli memurluk kararının iptali ile satış işlemlerine kaldığı yerden devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir...
İhale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanında ve şartnamede KDV oranının %18 olarak gösterildiği ve satış ilanının borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından, şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği görülmektedir. Bu durumda şikayetçi, KDV oranının satış ilanında %18 olarak gösterildiğini satış ilanı tebliği ile öğrendiği halde, bu tarihten itibaren İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemez....
İcra Müdürlüğünün 2018/39173 esas sayılı icra takip dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, ipotekli taşınmazın kısmi ödeme sebebiyle 17.10.2020 tarihli satışın gerçekleşmediğini, dosyada 12.07.2019 tarihinde satış istendiğini, satış avansının yatırıldığını yine 09.09.2019 tarihinde satış talep edildiğini, ayrıca 13.07.2020 tarihinde satış istendiğini, Yargıtay uygulamasında bir kere satış istenmesinin ve satış avansının talep edilmiş olmasının yeterli olduğunu, icra müdürlüğünce yeniden kıymet takdiri talimatı yazılması taleplerinin yasal sürede satış avansı yatırılmadığı gerekçesi ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek dosya kaydının açılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "... şikayetçi alacaklı vekili 07.10.2020 tarihinde satışın düşürülmesi talebinde bulunmuş ve satış icra müdürlüğünce düşürülmüştür....