ŞİKAYET OLUNAN :.... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan şikayet olunanın rehninin teslim şartı yerine getirilmeksizin kurulduğunu ve bu itibarla geçersiz olduğunu, aracın borçlu elinde haczedildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile şikayet olunana isabet eden paranın müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, yasa gereği motorlu taşıtlarda teslim gerçekleşmeden trafik siciline işlenmek suretiyle rehin kurulabileceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Takipte taraf sıfatı takip şartı olup takibin her aşamasında buna dair şikayet getirilebilir. Her ne kadar davacılara icra emri tebliğ edilmemiş ise de takip kesinleştiğinden icra emri tebliğine gerek olmamakla birlikte muhtıra tebliğ edilmesi halefiyet ilkesi gereğince mirasçılar hakkında takibe devam edildiğini göstermektedir. Buna göre takip ipotekli taşınmaz maliki murisin mirasçıları hakkında devam etmektedir. Mirası reddeden mirasçıların bu aşamadan sonra terekeye dahil olan taşınmaz hakkında yapılan takibin esasına yönelik şikayet getirme hakları yoksa da bu husus mirasın reddi sebebiyle takibin tarafı olmamaları ve hukuki yararlarının bulunmamasından kaynaklanır. Takipte taraf olmak ise başka bir olgudur. İpotekli takip sonucunda rehin alacağı ödenmeye yetmezse rehin açığı belgesi düzenleneceğinden bu durumda davacılar hakkında rehin açığı belgesi düzenlenmesi ihtimali mevcut olup bu yönde takipte taraf sıfatına şikayet getirmekte hukuki yararları mevcuttur....
Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vergi dairesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayet olunan vergi dairesi vekili temyiz dilekçesinde; 6183 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 2. fıkrası ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesinin 1. fıkrası gereğince malın aynından doğan vergi alacaklarının rüçhaniyetinden bahsedildiğini, şikayetçinin rehin limiti kapsamındaki diğer alacaklarda da önceliği olduğunun kabul edilmesiinin banka lehine tahsilde mükerrerliğe sebep olacağını ve haksız bir kazancın yolunu açacağını ve borçlunun diğer alacaklılarının aleyhine sonuçlar doğuracağını temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. 2....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı dosyasında ipotek takibi başlattığını, ipotekli taşınmazın satıldığını, bu takip sonucunda borcun tamamının karşılanamadığından 163.604,38 TL bedelli rehin açığı belgesinin düzenlendiğini, bu belge ile hem davacı şirket hem de rehin veren davacı T1 aleyhine İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davacı şirkete toplam 375.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davalıya borcunun 500.000,00 TL olmayıp 375.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının malı satın almaması nedeniyle avansın iade edilmesinin gerekmeyeceğini belirterek, davacı şirketin davalıya İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı ipotek takibinden dolayı yapılan ödemenin de borçlu olunmaması sebebiyle istirdatına; davacı T1’in de İzmir 21....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı dosyasında ipotek takibi başlattığını, ipotekli taşınmazın satıldığını, bu takip sonucunda borcun tamamının karşılanamadığından 163.604,38 TL bedelli rehin açığı belgesinin düzenlendiğini, bu belge ile hem davacı şirket hem de rehin veren davacı T1 aleyhine İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davacı şirkete toplam 375.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davalıya borcunun 500.000,00 TL olmayıp 375.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının malı satın almaması nedeniyle avansın iade edilmesinin gerekmeyeceğini belirterek, davacı şirketin davalıya İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı ipotek takibinden dolayı yapılan ödemenin de borçlu olunmaması sebebiyle istirdatına; davacı T1’in de İzmir 21....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı dosyasında ipotek takibi başlattığını, ipotekli taşınmazın satıldığını, bu takip sonucunda borcun tamamının karşılanamadığından 163.604,38 TL bedelli rehin açığı belgesinin düzenlendiğini, bu belge ile hem davacı şirket hem de rehin veren davacı ... aleyhine İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davacı şirkete toplam 375.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davalıya borcunun 500.000,00 TL olmayıp 375.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının malı satın almaması nedeniyle avansın iade edilmesinin gerekmeyeceğini belirterek, davacı şirketin davalıya İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2021/7350 sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6101 sayılı ipotek takibinden dolayı yapılan ödemenin de borçlu olunmaması sebebiyle istirdatına; davacı ...’in de İzmir 21....
Maddesi gereğince Davacı vekiline 02.11.2021 tarihinde Rehin Açığı Belgesi verildiği, İcra Müdürlüğü tarafından verilen REHİN AÇIĞI BELGESİNDE gözüken toplam borç tutarı 505.374,34 TL olup, bu tutarın hangi kalemlerden oluştuğu tespit edilemediği, Sayın Mahkemenin T.C .... İcra Dairesi ... Esas sayılı dosyası üzerinden verilen REHİN AÇIĞI BELGESİ ile ... E sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde, 112.410,34 TL kalan alacak miktarı üzerinden hesaplamaya karar verilmesi hali içinde hesaplama yapılmış olup, aşağıdaki tabloda gösterildiği, ¸mütalaa edildiği anlaşıldı....
Maddesi gereğince Davacı vekiline 02.11.2021 tarihinde Rehin Açığı Belgesi verildiği, İcra Müdürlüğü tarafından verilen REHİN AÇIĞI BELGESİNDE gözüken toplam borç tutarı 505.374,34 TL olup, bu tutarın hangi kalemlerden oluştuğu tespit edilemediği, Sayın Mahkemenin T.C .... İcra Dairesi ... Esas sayılı dosyası üzerinden verilen REHİN AÇIĞI BELGESİ ile ... E sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde, 112.410,34 TL kalan alacak miktarı üzerinden hesaplamaya karar verilmesi hali içinde hesaplama yapılmış olup, aşağıdaki tabloda gösterildiği, ¸mütalaa edildiği anlaşıldı....
Davalı vekili cevabında, davacı tarafından takibe konu alacak ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, ipotekli taşınmaz paraya çevrilmeden ve rehin açığı belgesi alınmadan müvekkili aleyhine ilamsız takip yapılmasının usule aykırı olduğunu, talep edilen tazminat faizinin yasal dayanaktan yoksun ve fahiş olduğunu, ayrıca müvekkilinin kredi sözleşmesinin imzalanması konusunda iradesinin fesada uğratıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia savunma toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının kefalet limitinin 400.000,00 TL olup,takip tarihi itibariyle 115.171,01 TL asıl alacağın bulunduğu, icra inkar tazminatının koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece icra takibine eklenen 01.10.2004 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde davalının adı ve imzasının bulunmadığı, davalının bu noktaya itiraz ettiği, takibin rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda alınan rehin açığı belgesine dayandırıldığı, takipten önce banka tarafından çekilen ihtarnamenin ekinde bireysel kredi ekstresinin bulunduğu, davacının dosyaya sunduğu Genel Kredi Sözleşmesi’nin takiplerle ilgisinin bulunmadığı, bankacılık kurallarına uygun düzenlenen bilirkişi raporunun da bu yönde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili, kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....