Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda; alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 18.10.2018 tarih, 25545 yevmiye numaralı, 23.09.2019 tarih, 25442 yevmiye numaralı ve 21.07.2020 tarih, 18034 yevmiye numaralı haciz şerhlerinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş hacizler bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 21.07.2020 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı bulunmaktadır....

Maddesi uyarınca haciz şerhi işlendiğini, haciz şerhinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, meskeniyet iddiasında bulunmak için müvekkilinin adına kayıtlı meskende bizzat oturmasının şart olmadığını, müvekkilinin bu taşınmazdan gelen kira ile ikamet ettiği taşınmaza ilişkin kira bedelini ödediğini, haczedilen taşınmazın niteliği, müvekkilinin ekonomik ve sosyal durumu, aile üye sayısı incelendiğinde taşınmazın "taşınmazın haline münasip" niteliğinde olduğunu, öncelikle satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını, meskeniyet iddialarının kabulüne ve şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın haczin kaldırılması talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı borçlunun üzerine kayıtlı 6 adet aktif taşınmaz bulunduğunu, bu itibarla haline münasip ev iddiasında bulunulamayacağını, bu sebeple davacı tarafın davasının reddine istemiştir....

İlk derece mahkemesi kararında özetle; "davalının şikayet eden aleyhine Tufanbeyli İcra Dairesi'nde icra takibi başlattığı, 13/11/2015 tarihinde ödeme emrinin şikayet edene tebliğ edildiği, 24/11/2015 tarihinde şikayet edenin malları üzerine haciz konulduğu, 12/04/2016 tarihinde satış talep edilip, 13/04/2016 tarihinde satış kararı verildiği; şikayet edenin ihalenin feshi talebiyle Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığı ve kararın 04/05/2018 tarihinde kesinleştiği; şikayet edenin Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'ne usulsüz tebligat, meskeniyet iddiası ve kıymet takdirine itiraz davası açtığı ve bu davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 110'uncu maddesi gereğince bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar....

adına kayıtlı taşınmazın satışına yönelik talebinin icra müdürlüğünce, "satışı talep edilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasına dayalı dava açıldığı, dava sonucunda verilecek kararın ihale şartlarını etkileyeceği ve taşınmazın ihaleye esas tutulacak miktarı ile paylaşıma konu miktarın değişebileceği, bu aşamada satış işleminin yapılması halinde telafisi imkansız mağduriyetlere sebebiyet verebileceği anlaşıldığından satış işlemleri için dava sonucunun beklenilmesine" karar verildiği, iş bu icra müdürlüğü kararının alacaklı vekilince şikayet konusu yapıldığı ve mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda borçlu tarafından ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/87 Esas sayılı dosyası ile 27/11/2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, söz konusu şikayet dosyasında, satışın durdurulmasına yönelik olarak mahkemece verilen bir tedbir kararının olmadığı, şikayet tarihi itibariyle de dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır....

    Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir düzenleme mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 10.05.2013, 15.08.2014 ve 19.11.2014 tarihlerinde haciz şerhi konulduğu görülmüş olup, mahkemece şikayet konusu işlemin hangi hacze yönelik olduğu tespit edilmeksizin ve yine alacaklının davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılmadığına dair iddiası da araştırılmaksızın şikayetin esastan incelenerek karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/11/2019 NUMARASI : 2018/802 ESAS - 2019/810 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Meskeniyet İddiası) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, İkitelli-1 Mah. 1260 ada, 1 parsel, D 26 Blok, 6. Kat, 26 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza haciz konulduğunu, 23/10/2018 tarihinde hacizleri öğrendiğini, taşınmazın müvekkilinin haline münasip evi olduğunu İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca haczedilemeyeceğini belirterek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 17....

      Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 09/10/2019 tarihinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 20/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacının, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısıyla, borçlu tarafça 20/11/2019 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (01/06/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 357....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....

        Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2016/14013 esas sayılı dosya alacaklısının T3 borçluların Şahmettin Demir ve Selçuk Demir olduğu, borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, şikayet eden takip dışı 3. şahsın borçlu Şahmettin Demir'in eşi T1 olduğu, İİK m. 82/12 gereğince meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmadığı bu haliyle davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet (dava) ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu