Buna göre ise; 07.09.2012 tarihinde yapılan şikayet süresinde olup, Mahkemece, meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekirken süreden reddine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan; borçlunun diğer şikayet nedenleri yanında çiftçilikle uğraştığı için 405 parsel sayılı tarlasınının haczedilemeyeceği yönündeki başvurusu incelenip, sonuçlandırılmadığından Mahkeme kararı bu nedenle de eksik incelemeye dayalı olarak verilmiştir. ...... SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre alacaklı vekilinin aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası K A R A R İlk takip kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olup, uyuşmazlık takip sırasındaki icra kefaleti nedeni ile yapılan ilamlı takibe ilişkin meskeniyet iddiası olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/637 ESAS 2022/23 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası|Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün 2020/8336 Esas sayılı kapsamında hacze konu edilen taşınmazın müvekkilinin aile konu olarak kullandığı, haline münasip meskeni olduğunu ve haczedilemeyeceğini, icra dosyasından gönderilen 103 davetiyesi tebligatının usulsüz olduğunu, bu nedenle meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne, davaya konu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacı borçlu taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; usulsüz tebligat şikayetinin reddine, meskeniyet iddiası şikayetinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, dair karar verilmiştir....
Uyuşmazlık; meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, bu kapsamda dairemizce yapılan değerlendirmede; Borçlu davacının haczedilen taşınmazının İİK'nun 82 maddesinin 1 fıkrasının 12 bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilerek dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Somut olayda; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda bilirkişi incelemesinin yapılması gerektiği halde dava konusu hacizli taşınmazın bulunduğu yer ile daha mütevazi semt karşılaştırılmasının yapılmadığı, bilirkişi raporunda alternatif mesken incelemesinin yapılmasının Yargıtay İçtihatları uyarınca yerinde olmadığı, mütevazi semt karşılaştırmasının somut olarak belirlenmesi açısından ek rapor alınmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, şikayet konusu haciz uygulanan taşınmazın, şikayetçi ... adına değil, ... adına kayıtlı olduğunu, meskeniyet iddiasında bulunmak hakkının ancak taşınmaz maliki olan takip borçlusuna ait olduğunu, şikayetçi ...'ın şikayet konusu taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığının açık olduğunu, kaldı ki İİK'nın 82/1. maddenin 12. bendi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen evin bedelinden doğmamış olması gerekeceğini, borcun bu eşya yani evin bedelinden doğması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağını, somut olayda şikayetçi ... yönünden takibe konu borcun söz konusu meskene ilişkin tasarrufun iptali davası sonucu verilen ilama dayandığı açık olduğundan şikayetçi ...'...
İle "meskeniyet iddiasına yönelik haczedilmezlik şikayeti" nde bulunulduğunu, dosyanın derdest olduğunu, Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2015/1732 no'lu dosyasının takipsizlik sebebiyle düştüğünü, alacaklı tarafın talebi üzerine yenilenen dosyanın 2019/1217 no'lu yeni esasa kaydedildiğini, yeni esas üzerinden hacizli mesken üzerine 18/0382019 tarihinde yeniden haciz işlemi uygulanarak hacze yönelik taraflarında yeni bir 103 davetiyesi gönderildiğini, Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi'nde "meskeniyet iddiasına yönelik haczedilmezlik şikayeti"nin derdestlik sebebiyle ret edildiğini, derdestlik itirazının hukuki dayanağının olmadığını, dosya ile görülmekte olan meskeniyet itirazlarının yenilenen 2019/1217 no'lu dosya kapsamında 15.09.2019 tarihinde uygulanan ayrı ve yeni bir hacze yönelik olduğunu ve derdestlik söz konusu olamayacağını, yargıtay içtihatlarının da aynı taşınmaz üzerine uygulanan her haczin yeni bir işlem ve borçluya yeni bir şikayet hakkının doğuracağı yönünde olduğunu, bu sebeplerle...
Meskeniyet iddiası İİK'nın 16.maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre de icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; şikayete konu taşınmazın kaydına, şikayet konu icra dosyasından en son 12.07.2021 tarihinde haciz konulduğu, bu haciz işlemiyle ilgili davacıya bildirim yapıldığına dair dosyada herhangi bir belge olmadığı, bu nedenle 13.10.2021 tarihli şikayetin süresinde olduğu, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK.353/1- a-6 bendi gereğince kaldırılmasına, dosyanın işin esası incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tapuda arsa vasfında olup 225,69 metrekare miktarında olduğu ve 2313/22569 hissesine tekabül eden 23,13 metrekaresinin borçluya ait olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle arsa ve binanın toplam değerinin belirlenmesi, sonrasında da belirlenen değer üzerinden borçlunun hissesine düşen miktarın tespit edilmesi, buna göre de haline münasip ev değeri dikkate alınarak şikayetin incelenmesi gerekirken, sadece arsa değeri ile borçlunun fiilen oturduğu dairenin değerinin esas alınarak, yapılan hesaplamanın hükme esas alınması isabetsizdir....