İlk derece mahkemesi kararında; takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin şikayet hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı üçüncü kişi istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki iddia ve vakıalar aynen tekrar edilerek, Anayasa'ya aykırılık teşkil eden kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına yöneliktir. Şikayetçinin takip borçlusu olmadığı, borçlunun eşi olduğu, aile konutuna dayalı olarak iş bu şikayette bulunduğu görülmektedir. İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir....
Meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir....
Somut olayda, şikayet konusu haciz uygulanan taşınmazın, şikayetçi T2 adına değil, T1 adına kayıtlı olduğu, meskeniyet iddiasında bulunmak hakkının ancak taşınmaz maliki olan takip borçlusuna ait olduğu, şikayetçi T2'ın şikayet konusu taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı açıktır. Diğer yandan, İİK'nın 82/1. maddenin 12. bendi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen evin bedelinden doğmamış olması gerekir. Borcun bu eşya yani evin bedelinden doğması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı, somut olayda şikayetçi T1 yönünden takibe konu borcun söz konusu meskene ilişin tasarrufun iptali davası sonucu verilen ilama dayandığı görülmekle, şikayetçi T1'ın meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı gözetilmeden, şikayetin kısmen kabul kısmen reddine verilmesi yerinde değildir....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden 3. kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları doğrultusunda borçlunun eşinin aile konutuna ilişkin güvenceden yaralanarak meskeniyet şikayetinde bulunabileceğinden bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan kişi takip borçlusu...'ın eşidir. Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2019 NUMARASI : 2017/568 2019/176 DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Mersin 4....
Derece ipotek konulduğunu, davacının dairedeki ½ payına ipotek konulmasına muvafakat etmiş olmakla meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağını, bu nedenle bankanın haczinden önce dairenin tapu kaydına ipotek konulmasına muvafakat eden şikayetçinin, alacaklı bankanın koydurduğu haciz yönünden meskeniyet iddiasında bulunmasının yasal olmadığını, davacının daha düşük değerde bir evde yaşamasının mümkün olduğunu, meskeniyet iddiasının alacağın tahsil olanağını ortadan kaldırmaya yönelik bir iddia olduğunu beyan ederek, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın haczedildiği, haczin borçlu vekiline 103 davetiyesi ile 20/01/2020 tarihinde avukat Fatma Aygören'e tebliğ edildiği, borçlu vekili Fatma Aygören 103 davetiyesi ile kıymet takdiri raporunun borçluya asile tebliğini 22/01/2020 tarihli dilekçesinde beyan etmiş ise de, avukat Fatma Aygören tarafından tebliğ evrakı 20/01/2020 tarihinde alındığından ve bu tarihte avukat Fatma Aygören'in vekillikten istifası söz konusu olmadığı gibi, borçlunun 11/02/2020 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmemiş, süresinden sonra tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürmüştür....
ın mülkiyetinde bulunan evin meskeniyet iddiasıyla haczedilemeyeceğinin tespitine ve dolayısıyla haczin kaldırılmasına ilişkindir. Dava, tahsil dairesinin uyguladığı haczin şikayet yoluyla kaldırılması amacıyla açıldığından ve istihkak iddiası da sözkonusu olmadığından davanın Vergi Mahkemesince çözümlenmesi gerekir. Bu durumda davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyada 103 davetiyesi 09.09.2022 tarihinde T1 tebliğ edildiği, şikayet eden T1 vekili ise iş bu icra dosyasına vekil kaydını 15.09.2022 tarihinde yaptığı, icra dosyasında şikayet eden vekiline 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, hal böyleyken 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin şikayet eden T1 tebliğ tarihi olan 09.09.2022 tarihi olduğu, huzurda yapılan şikayetin tarihi ise 19.09.2022 olduğu, dolayısıyla meskeniyet iddiasıyla yapılacak şikayet süresi geçmiş olduğu, öncelikle huzurdaki şikayet, süresi içerisinde yapılmadığından usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, davacı taraf haczedilen taşınmazda ikamet dahi etmediğinden, sosyal ve ekomik durumuna göre dava konusu taşınmaz haline münasip ev sayılamayacağından ve taşınmazın 3/20 hissesinin satışa konu olup, arta kalan tutar şikayet edene verileceğinden huzurdaki şikayetin reddinin gerektiği, evin borçlunun hâline münasip olup olmadığı belirlenirken hem objektif hem de sübjektif kriterlere başvurulması, buna göre...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin İİK. 'nun 82/1- 12. Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....