Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK'nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 Esas, 1997/729 Karar;.....nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 Esas, 2001/516 Karar; .....nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 Esas, 2004/183 Karar). HMK'nun 33. maddesi gereğince, bir davada ileri sürelen olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek ve yasa maddelerini doğru olarak uygulamak hakimin görevidir. Yani hukuki tavsif hakime aittir. Somut olayda; başvuru, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, şikayet mahiyetindedir. Mahkemece haciz tarihi itibariyle tapuda borçlunun malik görülmesi nedeniyle, tapu kütüğüne şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin hacze engel olmadığı gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, 3. kişi tarafından İİK.nun 106 ve 110.maddelerine göre haczin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 4.İcra Müdürlüğünün 2015/2599 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının takipte taraf olmadığı görülmüştür. Takip dosyasında taraf olmayan 3. kişi, dosyadaki taşınır haczinin kaldırılmasını şikayet yoluyla isteyemez. Bu konuda aktif dava ehliyeti yoktur. Üçüncü kişi ancak istihkak iddiası ve prosedürüne göre haczin kaldırılmasını isteyebilir. Her ne kadar şikayet eden vekili tarafından şikayete konu menkullere ilişkin Mersin 1....
karar sayılı kararı ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini beyanla taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
İİK'nın 82. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir....
haczin kaldırılması talebinin reddine dair 09/08/2021 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece İş Kanunu'nun 35 ve 32. maddeleri ile 6772 sayılı kanunun 4. maddesi gereğince davacı borçlunun fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri üzerinde bulunan haczin tamamen kaldırılması gerektiği, çalıştığı dönemde ödenen ikramiye, taplu sözleşme farkı ve döner sermaye ücretinin ise 1/4'ünden fazlasına konulan haczin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulüne ve müdürlük işleminin iptaline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın yerinde olmadığını, müdürlük işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, ayrıca şikayetin kısmen reddine karar verildiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Şikayet, haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 5393 Sayılı Kanunun 15. maddesi uyarınca belediye banka mevduat hesaplarına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
Mahkemece, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda ise, ödeme emrinin 07.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, maaş üzerine konan haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin (esastan) kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamında belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten önce yapılan hacizlerin hükümsüz kaldığı gözetilerek, borçlunun meskeniyet şikayetine konu taşınmaz yönünden, meskeniyet şikayetinin esası incelenmeden bahse konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği halde, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek haczin kaldırıldığı görülmüştür....
K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, alacaklı tarafından borçlu ...’nin borcu nedeniyle, müvekkiline ait 06.23.11.285 tescil plakalı biçerdöverin haczedildiğini, müvekkilinin hacizden haberdar olduktan sonra talimat İcra Müdürlüğüne giderek biçerdövere ait ruhsatı sunduğunu ve biçerdöver üzerindeki haczin kaldırılarak müvekkiline iade edilmesini talep ettiğini, taleplerinin İcra Müdürlüğünce reddedildiğini, alacaklı vekiline dava açması için süre verildiğini, ancak süresi içerisinde alacaklı vekili tarafından herhangi bir dava açılmamış olup, istihkak iddiasının kabul edilmiş sayıldığını, buna göre haczin kaldırılması taleplerinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, müvekkiline ait biçerdöver üzerine konulan haczin kaldırılması ve müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-461 E. 2001/516 K. sayılı kararında da Hukuk Genel Kurulunun 1997/15-465 E. 1997/729 K. sayılı kararına da atıf yapılarak taşınmazlara konulan haczin kaldırılması isteminin icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerektiği vurgulanmış olup dairemizin çoğunluk kararında da aynı Hukuk Genel Kurulu kararlarına atıf yapılarak haczin kaldırılması isteminin icra memuru işlemini şikayet niteliğinde olduğu, şikayet koşulları doğrultusunda çözülmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir....