Dava, Kurumca yaşlılık aylığına konulan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı Kurum tarafından davacının da ortağı olduğu şirketin .... dönemlerine ait prim borcu nedeniyle davacının .... aldığı yaşlılık aylıklarına konulan haczin kaldırılması talep edilmiş, Mahkemece, prim borcu nedeniyle maaş haczinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu haciz bildirisi, 11.02.2009 tarihli olup, davacının 2009 yılı Nisan aylığından kesinti yapılmaya başlandığı, dosyadaki takip evraklarında, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmıştır....
Şikayet olunan ..., cevap vermemiştir....
Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ile 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi değişikliğinin amacı borçlunun önceden muvafakati olmadan Sosyal Güvenlik Kurumu emekli maaşının haczinin engellenmesi olup, İİK'nun 83/a maddesinin yürürlükten kaldırmadığından borçlu sadece malının tamamının haczedilememesi hakkından feragat ettiğinden, haciz sonrası her zaman İİK'nun 83. maddesi çerçevesinde icra mahkemesinde kendisinin ve ailesinin geçimine yetecek miktardan fazla haciz yapıldığını şikayet yolu ile ileri sürebilir. Başka bir deyişle Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan emekli maaşı alan borçlunun hacizden önce maaşına haciz konulmasına muvafakati sadece icra memuruna SGK'na maaş haczi müzekkeresi yazması için izin niteliğinde olup, maaşa konulacak haczin miktarı yönünden İİK'nun 83/a maddesi kapsamında geçerli bir muvafakatin olduğu şeklinde yorumlanamaz....
Davacı istinafa başvuru dilekçesinde özetle; maaş haczinin kaldırılması yönündeki şikayetten feragati karşı tarafın kendisini kandırması, mağduriyetini gidereceğini söylemesi ve tehdit edilmesinden dolayı verdiğini, mağduriyeti giderilmediğinden verilen karara itiraz ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davadan feragat, davacının talep sonucundan (neticeli talebinden) vazgeçmesidir. (HMK.307.maddesi) Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Bir usul işlemi olduğundan feragatın şartları ve etkileri de usul hukuku tarafından düzenlenir....
Savcılığının 2021/6212 numaralı dosyası ile yapılan soruşturmanın devam ettiğini, şüphelilerin bu tarz başka soruşturmalarının da olduğunu, bu durumun çete halinde çalıştıklarını gösterdiğini, bu olaylar neticesinde haczin kaldırılması ve emekli maaş haczine verilen muvafakatin kaldırılması talepli açılan davada duruşma yapılmadan ve yeterince incelenmeden karar verildiğini, şikayete bakmakla görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkilinin sonuçlarını bilmeden muvafakati imzaladığı tarih ile icra müdürlüğüne ibraz edilen tarihlerin farklı olduğunu, haciz baskısı altında imzalatılan muvafakatin icra memurunca dikkate alınmaması gerektiğini, İzmir 1....
maddelerine göre tasfiye edilmesi koşuluyla cebren haczinin mümkün olacağı bildirilmiştir....
, şikayet olunanın alacağının muvazaalı olduğunun tespiti ile alacağın sıra cetvelinden çıkarılmasını ve şikayet olunana ayrılan paranın müvekkiline verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet olunan bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 11.12.2012 tarihinde haciz uygulayarak 09.12.2013 tarihinde satış talebinde bulunmuş olup, bu tarihte yürürlükte bulunan İİK 106. maddesine göre satış talebi süresindedir ve konulan haciz ayaktadır. Aynı taşınmaz 08.01.2015 tarihinde de hissedarlar tarafından iştirak halinde mülkiyetten müşterek mülkiyete çevrilmiştir. Taşınmazın vasfı değiştiğinden haciz sahibi şikayet olunanın yeniden satış isteme süresi başlamıştır. Bu süre bu tarihte yürürlükte bulunan İİK 106. madesine göre bir yıldır. Taşınmazın; iştirak halinde mülkiyetten müşterek mülkiyete çevrilmesi tarihinden sonra satış isteme süresi olan 1 yıl dolmadan 17.09.2015’te satıldığı ve böylece henüz şikayet olunanın satış isteme süresi dolmadığına göre şikayet olunanın haczinin geçerli ve ayakta olduğu anlaşılmaktadır....
Şikayet olunan ... vekili, şikayetçinin haczinin müvekkilinin haczinden sonra olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan ... ve ... vekilleri, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet edilen ...'ın alacağının ilama dayandığı, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 69. maddesine göre, bedeli paylaşıma konu mal üzerine birden çok amme alacağından dolayı haciz konulması halinde haciz tarihinin gözönüne alınması gerektiği, buna göre vergi dairesinin haczinin daha önce olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası düzenlenen sıra cetvelinde, süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczi düşmüş olan şikayet olunanın takip dosyasına ödeme yapıldığını ileri sürerek, davalı haczinin düştüğünün kabulü ile sıra cetvelinin buna göre düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....