DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu, borca itirazın iptaline dair verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması sonrasında BAM tarafından kararın kaldırılmasına karar verildiği, borçlu davacı vekili tarafından kararın kaldırılması nedeni ile hacizlerin kaldırılması talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından talebin reddine karar verildiği ,şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
Devamında davacı borçlu tarafından mahkeme kararı icra müdürlüğüne sunulmuş ve hacizlerin kaldırılması talep edilmiş, İcra Müdürlüğünce şikayete konu 07/02/2020 tarihli kararı ile İİK'nun 33/a maddesi gereğince 7 günlük süre dolmadığından hacizlerin kaldırılması isteminin reddine, Mahkeme kararının alacaklı vekiline tebliğine karar verildiği belirlenmiştir. Şikayet tarihi itibarı ile yukarıda açıklanan yasa hükmü ve ilkeler doğrultusunda haczin kaldırılması için aranan hususlar henüz gerçekleşmediği sabit olduğuna göre salt icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması, icra takip dosyasında mevcut hacizlerin kalkması sonucunu doğurmaz....
Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, icranın geri bırakılması kararının verilmiş olması dışında, ayrıca, haciz konulan taşınmazların kendisine ait olduğu gerekçesiyle de hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; süresiz şikayet konusu olan bu taleplerden yalnızca birisi olan icranın geri bırakılması kararına ilişkin iddia hakkında karar verildiği, şikayetçinin, haciz tarihi itibariyle taşınmazların kendisine ait olduğuna ilişkin iddiasının değerlendirilmediği görülmüştür....
ŞİKAYET Şikayetçi üçüncü kişi şikayet dilekçesinde; şikayet edilen borçlu ile satış vaadi ve arsa paylı kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını sözleşmenin tapuya ibraz edilerek kat irtifakı kurulduğunu, şikayete konu iki adet taşınmazın sözleşme kapsamında kendilerine temlik edileceğinin kararlaştırıldığını ve sözleşme kapsamında üzerlerine düşen edimleri yerine getirmelerine karşın taşınmazlar üzerine haciz konulduğunun öğrenildiğini belirterek davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tapuda malik olmayan ve icra dosyasında taraf olmayan şikayetçi 3. kisinin aktif dava ehliyetinin olmadığını, davaya konu taşınmazları kendi adına tescil ettirmemiş olan şikayetçinin anılan taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını isteyemeyeceğinin açık olduğunu ileri sürerek dava ehliyeti noksanlığı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
adına kayıtlı taşınmazlara ilişkin hacizlerin kaldırılmasına karar verildikten sonra, şikayet eden borçlunun ... plakalı araç üzerindeki haczin de kaldırılması gerektiğini belirtir dilekçesi üzerine; 21.12.2015 tarihinde dosyanın ele alınarak bu defa borçlunun murisi...adına kayıtlı taşınmazlar ile araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi yukarıda belirtilen yasa hükümlerine ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına aykırıdır....
HMK'nun 25. ve 26. maddeleri uyarınca hakim, şikayet dilekçesinde belirtilen talep sonucu ve bu dilekçede ileri sürülen vakıa ve hususlarla bağlı olup, mahkemece, sözkonusu şikayet dilekçesinde getirilen iddia, vakıa ve talep sonucu ile bağlı kalınarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. Şikayet tarihinden sonra borçlu vekilinin 01.04.2015 tarihinde sunduğu dilekçedeki iddia ve istemi ise başka bir şikayetin konusunu oluşturur; bu nedenle, aşkın hacze ilişkin yapılan eldeki şikayet başvurusu sırasında, ihtiyati hacizlerin teminat karşılığı kaldırılmasının gerekip gerekmediği inceleme ve tartışma konusu yapılamaz. O halde, mahkemece; borçlunun aşkın haciz şikayetinin esası İİK'nun 261/3. maddesi kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, açıklanan bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
HMK'nun 25. ve 26. maddeleri uyarınca hakim, şikayet dilekçesinde belirtilen talep sonucu ve bu dilekçede ileri sürülen vakıa ve hususlarla bağlı olup, mahkemece, sözkonusu şikayet dilekçesinde getirilen iddia, vakıa ve talep sonucu ile bağlı kalınarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. Şikayet tarihinden sonra borçlu vekilinin 01.04.2015 tarihinde sunduğu dilekçedeki iddia ve istemi ise başka bir şikayetin konusunu oluşturur; bu nedenle, aşkın hacze ilişkin yapılan eldeki şikayet başvurusu sırasında, ihtiyati hacizlerin teminat karşılığı kaldırılmasının gerekip gerekmediği inceleme ve tartışma konusu yapılamaz. O halde, mahkemece; borçlunun aşkın haciz şikayetinin esası İİK'nun 261/3. maddesi kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, açıklanan bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
HMK'nun 25. ve 26. maddeleri uyarınca hakim, şikayet dilekçesinde belirtilen talep sonucu ve bu dilekçede ileri sürülen vakıa ve hususlarla bağlı olup, mahkemece, sözkonusu şikayet dilekçesinde getirilen iddia, vakıa ve talep sonucu ile bağlı kalınarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir. Şikayet tarihinden sonra borçlu vekilinin 01.04.2015 tarihinde sunduğu dilekçedeki iddia ve istemi ise başka bir şikayetin konusunu oluşturur; bu nedenle, aşkın hacze ilişkin yapılan eldeki şikayet başvurusu sırasında, ihtiyati hacizlerin teminat karşılığı kaldırılmasının gerekip gerekmediği inceleme ve tartışma konusu yapılamaz. O halde, mahkemece; borçlunun aşkın haciz şikayetinin esası İİK'nun 261/3. maddesi kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, açıklanan bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan ihtiyati hacizle takibe geçildiği, ihtiyati haciz tutarının 200.000 TL olduğu, borçlunun bu tutarı yatırdığı, borca itiraz ile birlikte takibin durduğu, itirazın iptali davasının açıldığı, bu arada konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının istendiği görülmüştür. Davacı her ne kadar taşınmazlardan bir tanesinin bile borcu karşılayacağı, hacizlerin kısmen kaldırılması gerektiğini belirtmiş ise de, taşınmazların kıymet takdirinin yapılmadığı, üzerindeki takyidatların durumu, satışın yapılıp yapılamayacağı, borcu karşılayıp karşılamadığı, bu aşamada belli olmadığından borçlu ancak güncel tüm alacağı ferileri ile birlikte yatırdığı takdirde ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilebileceğinden müdürlük kararı usul ve yasaya uygun…” gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Sözleşme ekinde mevcut, hacizli ek 2 listede kefiller Hüseyin Sarı ve T1 adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu sözleşmeler kapsamında yapılan işlemlere yönelik 5411 Sayılı Yasa geçici 32. maddesi gereğince yargı harçları dahil harçlardan müstesna olduğu, ayrıca, hacizlerin kaldırılması talebi, borcun haricen ödendiğine karine teşkil ederse de ek-2 listede yer alan taşınmazlar yönünden borcun haricen tahsil edildiğinin kabul edilemeyeceği, icra müdürlüğünce finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi ek-2 listede yer alan hacizler yönünden hacizlerin harçsız olarak kaldırılması gerekmekte ise de davacı tarafından 06/07/2021 tarihli dilekçe ile borçlular adına kayıtlı dosya kapsamındaki tüm hacizlerin kaldırılması talep edildiğinden ve bu talebin finanslar yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında bulunmadığı, bu hacizlerin kaldırılması için harç alınması gerektiğinden icra müdürlüğü kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....