V-Diğer yandan, İİK'nun 65. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, tebligatın usulsüz tebliğ edildiği belirlenmekle, davacının gecikmiş itiraz ile borca itiraz talebinin incelenmesinin gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır. VI-Netice olarak, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden esası hakkında davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 13/09/2022 olarak düzeltilmesine dair hüküm verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve usulsüz tebligattan 09.5.2014 tarihinde haberdar olduğunu, uzun zamandır Irak'ta çalıştığını, borca ferilerine itiraz ettiğini belirterek, gecikmiş itirazının kabulünü talep ettiği, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. (Yargıtay 12. HD'nin 2017/2102- 2018/5903 Esas-Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)...
Somut olayda, borçlu gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurmuş ise de gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Zira davacı borçlunun iddiası tebliğ tarihi itibarı ile adresten geçici olarak ayrılmadığına yöneliktir....
İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanun'un 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir....
Tüm dosya kapsamına göre; borçlu vekili tarafından takipten haricen haberdar olunması üzerine ödeme emri tebliğ edilmeden 04/03/2020 tarihinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar İİK’nun 62. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir. Somut olayda alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş olup alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut olduğundan borçlunun ödeme emri tebliğinden önce yaptığı itiraz geçerlidir. İcra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru olduğu gibi alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi talebinin reddine ilişkin müdürlük kararı da doğrudur. (Yargıtay 12....
Davacı tarafından gecikmiş itiraz iddiasında da bulunulmuş olup, tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşıldığından gecikmiş itiraz talebi yönünden iddia incelenmiştir. 2004 sayılı İİK'nın gecikmiş itiraza ilişkin 65. Maddesi şu şekildedir: "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur."...
İTİRAZ Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İran vatandaşı olduğunu ve yurtdışında yaşadığını, 08.12.2020 tarihinde taşınmaz satış işlemleri için Türkiye'ye geldiği sırada hakkında yapılan takipten haberdar olduğunu, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin mernis adresine Türkiye'de bulunmadığı bir tarihte yapılması ve haber kağıdı yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, takibin hiç bir dayanağı bulunmadığını, borca ve fer'ilere itirazı bulunduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun yurt dışında olmasının İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz nedenlerinden olmadığını, borçlunun mernis adresine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, yurt dışında bulunduğu sırada tebligat yapılması halinde dahi kendisine vekil tayin ederek hukuki süreçleri takip etmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz talebinin reddini istemiştir. III....
içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır....
Mahkemece, davalının davacı hakkında başlattığı icra takibine yaptığı gecikmiş itirazın icra hukuk mahkemesinde kabul edilmesi nedeniyle itiraz üzerine duran bir takibin kalmadığı bu nedenle bu davada hukuki menfaatin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyanın incelenmesinden davalının faturaya bağlı olarak ilamsız takip yaptığı, davacının gecikmiş itirazda bulunduğu, icra mahkemesinin itirazın reddine karar verdiği, kararın 12.Hukuk Dairesince 1.7.2011 tarihli kararla bozularak davacının ödeme emrini tebliğ tarihinin talebi gibi 19.5.2010 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, icra mahkemesinin de bozmaya uyduğu kararın 2.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece icra dosyasının süresinde kabul edilen itiraz üzerine durmuş olduğundan önce itiraz ve sonraki safhalardaki sürecin tüketilmesi gerektiği,bu davada hukuki menfaati kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir....