Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına ve öğretide baskın olan görüşe göre; "İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, ...sıfat itirazı gibi.... Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır." (Prof. Dr. Baki Kuru; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 197, Kasım 2004- İstanbul) Somut olayda; davacı borçlunun itirazı icra dairesine yapılması gereken bir borca itirazdır. Söz konusu itirazın, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması doğru değildir. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine mahkememize bildirmiş olması fuzuli bir işlem (Yargıtay 12.H.D.'...

Şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacının dava dilekçesinde takibe konu senedin bir kısmını banka havalesiyle kalan kısmını da elden ödediği yönündeki kabulü sonrası borcun İİK'nun 170/a-3 maddesi gereğince kabul edildiği, bu haliyle kambiyo vasfı şikayetinin dinlenemeyeceği anlaşıldığı, imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz deneceği, ödeme itirazı, sıfat itirazı, senedin teminat senedi olduğu itirazı vs. borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu, hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayandığı, dava dilekçesi incelendiğinde dava, İİK 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine ilişkin takipte borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının...

Davacının dava dilekçesinde birden fazla şikayet ve itirazı bulunmaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....

İİK'nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süresiz olacaktır. Somut olayda murisin takipten önce 11.08.2009 tarihinde öldüğü ve mirası ret süresi geçtikten sonra 15.09.2015 tarihinde mirasçılar hakkında takip başlatıldığı görülmektedir. İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK'nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesinin uygulama yeri yoktur. Şu hale göre, borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. O halde, icra takibinin şekline göre borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesi gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin bu nedenle reddi gerekirken kabulü isabetsizdir....

    İcra Müd. 2019/35290 sayılı dosyasıyla kira alacağının tahsili ve kiracıların mecurdan tahliyesi amacıyla takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğine müteakip 11/09/2019 tarihinde Adem Aktaş tarafından borca itiraz edildiğini borca itiraz dilekçesini sunan Adem Aktaş'ın avukat olmadığını Beyoğlu 3. Noterliğinin 23.07.2015 tarih ve 25112 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile Adem Aktaş'ın şirketin işlerini yürütmek bakımından şirket tarafından vekil tayin edildiğini, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.2016 tarih ve 2014/12- 1309 esas 2016/1065 karar sayılı kararı ve Avukatlık Kanununun ilgili hükmü gereğince, İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2019/35290 sayılı dosyasına mübrez borca itiraz usulüne uygun bir itiraz dilekçesi olmadığını beyanla şikayetin kabulü ile İstanbul 36....

    Davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde TK 21 maddesi uyarınca tebliğ edildiği, davacı borçlunun 26/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesini PTT kanalıyla gönderildiği, itiraz dilekçesinin İcra Müdürlüğünce 02/09/2021 tarihinde dosyasına havale edildiği, borca itiraz dilekçesinde ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde tebellüğ edildiğinin bildirildiği, davacı borçlunun bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, davacının İİK'nın 62 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 günden sonra itiraz ettiği, İİK'nun 16.maddesi ve TK'nuna göre usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye yapılması gerektiği, davacı vekilinin kabulünde olduğu gibi davacının usulsüz tebligattan 26/08/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilse bile bu tarihten itibaren de 7 günlük süre içerisinde davanın açılmadığı, davanın 7 günlük süreden sonra 09/09/2021 tarihinde açtığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu...

    İİK. nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca şikayet süresiz olacaktır. Somut olayda murisin takipten önce 08.11.2013 tarihinde öldüğü ve mirası ret süresi geçtikten sonra 17.02.2014 tarihinde mirasçılar hakkında takip başlatıldığı görülmektedir. İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK. nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesinin uygulama yeri yoktur. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK. nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; talebin şikayet, borca ve imzaya itiraza taalluk ettiği, talebin yasal sürede dermeyan edildiği, takibe dayanak senedin aslı gibidir yapılarak takibe konulduğu, senet suretlerinin davacı borçluya ödeme emri ile birlikte tebliğ edildiği, dolayısıyla davacı borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin mesmu olmadığı, diğer taraftan senet altındaki imzanın davacı borçlunun el ürünü olduğunun anlaşıldığı, imzaya itirazının mesmu olmadığı, borca itiraz yönünden ise her ne kadar bilirkişi tarafından işlemiş faiz alacağı olarak takip talebinden farklı bir miktar çıkarılmış ise de, bilirkişi tarafından gün hesabının yanlış yapıldığı, takip talebindeki faiz alacağının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı borçlunun borca ve ferilerine ilişkin itirazının da reddine, takip muvakkaten durdurulduğundan davacı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir....

      Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi raporunun tespite elverişli olmadığını, ilk derece mahkemesi kaldırılan gerekçeli kararında davacılar aleyhine, davalı lehine AAÜT uyarınca karşı vekalet ücretine hükmetmemesine karşın istinaf kanun yoluna başvurmalarının ve kararın kaldırılması akabinde mahkemece kurulan kararda bu durum hakkında herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini, şikayet ile itiraz arasında hukuki mahiyet açısından önemli farklar olduğunu, borca itiraz davası ile maddi hukuk hükümlerine dayanarak alacağa karşı olan itirazlarının dile getirildiğini, borca itiraz davası ile takibe konu edilen alacağın kendisine ilişkin itirazlarda bulunulduğunu, borca itiraz davası ile takibe konu edilen alacağın kendisine ilişkin itirazlar dile getirilirken şikâyet davasına icra dairesinin yapmış olduğu usule aykırı işlemlerin konu edildiğini, beyanlarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini...

      İcra Müdürlüğü 2022/5041 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından diğer borçlu ile birlikte davacı keşideci borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 ödeme emrinin 16/04/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin dosyaya vekaletname sunarak müvekkiline tebligatla birlikte ödeme emrinin tebliğ edilmediği belirterek icra müdürlüğünden usulüne uygun şekilde ödeme emri tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün 13/05/2022 tarihli kararı ile borçlu vekilinin talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı şikayet yoluna başvurulduğu ve borca, ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu