Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK'nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece itirazın ispatlanamadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 168/5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borca itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      İcra mahkemeleri, önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında kabul ya da ret kararı vermek zorunda olup, bu talepler hakkında görevsizlik kararı veremezler. Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemelerin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma, tapu iptal ve tescil, nüfus, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi...vb. davalar hakkında ise görevsizlik kararı vermeleri gerekmektedir. Borçlu vekilinin, borçlu olunmadığına yönelik icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılması zorunludur. O halde, mahkemece, borçlunun başvurusunun İİK’nun 168/5. maddesine göre süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, görev yönünden redde dair yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, icra dosyasındaki takipte şikayet edilebilir bir işlem bulunmadığını, davacının murisinin mirasını reddettiğini beyan ettiğini, ancak şikayetten önceki bir tarihte icra dosyasına sunulan bir mirasın reddi kararının bulunmadığını, davacının mirası iradi ve gerçek ret yolu ile reddettiğini, mirasın reddinin borca batık olup olmaması ile alakalı olmadığını, ancak mirasın hükmen reddinde ise terekenin borca batık olması nedeniyle miras reddedilmiş sayıldığını ve şikayetçinin ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğinde borçlu bulunmadığını borca itiraz şeklinde ileri sürmesi gerektiğini, aradan 3 yıldan fazla zaman geçtikten sonra takibin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin de mirası ret süresi geçtikten sonra başlatıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmamasının gerektiğini, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1277 KARAR NO : 2021/493 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2020 NUMARASI : 2019/854 ESAS, 2020/39 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET, BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/854 Esas, 2020/39 Karar sayılı dosyasında verilen itirazın ve şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13455 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emri ekinde borca dayanak kambiyo senedinin asıl veya bir suretinin gönderilmediğini, davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, takibin iptalini istemiştir....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ileri sürülen hususları tekrarla ilaveten öncelikle itiraz dilekçesindeki iradelerinin yetki itirazı olmadığını, itiraz dilekçesinin konu kısmında sadece "borca, faize ve fer'ilerine" itiraz ettiklerini, dilekçe içinde sehven "yetkiye" ifadesinin yer almasının yetki itirazı olarak kabul edilemeyeceği gerçeği karşısında huzurdaki davayı ikame etmekte hukuki yararlarının bulunduğunu, müvekkilinin şirket merkezinin bulunduğu Bağcılar ilçesinin bağlı olduğu adliye her ne kadar "İstanbul adliyesi" olarak kabul edilmişse de, Bağcılar ilçesinin bağlı olduğu adliyenin "Bakırköy Adliyesi" olduğunu, her yönüyle hukuka aykırı olduğu sabit olan memur eyleminin kaldırılması gerekirken şikayetin reddine dair verilen hukuka ve hakkaniyete aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca kısmi itiraza ilişkindir. Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2020/2384 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklı davalı şirket tarafından borçlu davacı şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçlu şirkete 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İcra mahkemesine başvuru, kambiyo senetlerine özgü takipte borca kısmi itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır. Yasal temsilcinin süresinde başvurmasına ve vekil tayin etmesine engel mücbir sebep bulunmadıkça, bir başkasının şirketi temsilen icra mahkemesine başvurması mümkün değildir....

        Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiğine göre bu aşamadan sonra artık borca itiraz ve İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Buna rağmen borçlu tarafın, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında inceleme yapılıp karar verilmediğine yönelik istinaf kanun yoluna başvurmasında hukuki yararı bulunmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2236 KARAR NO : 2021/617 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2015/451 ESAS, 2020/347 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

        Somut olayda; alacaklı tarafından borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ilamsız takiplerde, itirazın İİK 62 maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine yapılması gerektiği, mirasın reddedildiği hususunun da borca itiraz niteliğinde olup süreye tabi olduğu ve 7 gün içinde itiraz edilmesi gerekirken ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra itiraz edildiği anlaşıldığından, müdürlükçe 18/10/2019 tarihli kararla itirazın yasal süresi içinde olmadığı belirtilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesi ve mahkemece buna ilişkin şikayet konusunda şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 3....

        UYAP Entegrasyonu