Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının borçlu Mustafa Toprak'ın mirasçısı olduğu, şikayet tarihi itibariyle şikayetçiye yöneltilmiş bir takip ya da tebliğ işleminin bulunmadığı, borçlu ölü olduğundan şikayetçinin bu aşamada vasi olarak borca itiraz etmesinin mümkün olmayacağı, şikayetçinin takip işleminde taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

Davacı taraf her ne kadar ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını belirterek itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş ise de; icra takibinin şekline göre İİK'nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacıların borca, yetkiye yönelik itirazlarının mahkememizce değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak davanın reddi gerekmiştir. Davacıların takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olup, icra dairesine bildirilmelidir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir (Yargıtay 12.HD:nin 09/02/2016 tarihli, 2015/22410- 2016/3191 E-K sayılı ilamı)....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı muris Selahattin Demirci adına Tekirdağ İcra Müdürlüğü'nün 2015/3564 (2020/16059 E.) sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup takip kesinleştikten sonra borçlu Selahattin Demirci'nin vefat ettiğini, borçlu murisin vefatından sonra icra takibinin mirasçılarına yöneltilebilmesi için ödeme emri gönderildiğini, işbu ödeme emrinin borçlu T1'ya 24.10.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde itiraz edilmediğinden takibin T1 yönünden kesinleştiğini, davacının 24.10.2019 da tebliğ edilen ödeme emri neticesinde 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 19/01/2021 tarihinde borca itiraz ettiğini, İcra müdürlüğünün, davacı-borçlunun itiraz talebinin reddi kararı üzerine davacı-borçlunun Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi'ne icra takibine itiraz konulu şikayet davası açtığını, ilamsız takiplerde borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içinde borca itirazlarını yazılı...

İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/762 Esas sayılı dosyasında borca itiraz davası açılmış, yapılan yargılama neticesinde senedin vade tarihinin tahrifat ile değiştirildiği, vade tarihinin keşide tarihinden önce olduğu gerekçesi ile davacı Kıvanç Topçu yönünden takibin iptaline karar verilmiş, davacı T1 tarafından 28/12/-2020 tarihinde açılan dava ile senetteki tahrifat nedeni ile takibin iptaline ve satışın durdurulmasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Takibe konu bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun tahrifat öncesi hali ile bono niteliğinde bulunmadığı şeklindeki iddiası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının borca itiraz niteliğindeki taleplerinin incelenmesinde; Borçlu, alacaklının takibe konu ettiği senedin çalındığını, çalıntı senet nedeni ile davalıya borcu ve sorumluluğu olmadığını ileri sürmüştür. Bu itiraz, borca itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz İİK'nun 169/a maddesi dikkate alınarak incelenip değerlendirilmesi gerekir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığı takdirde mahkemece itiraz reddedilir. İncelenen icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Van 2....

Sokak No:2 İç Kapı No:11 Bodrum/MUĞLA" adresine gönderildiğini ancak bila tebliğ iade edildiğini, daha sonra tebligatın TK'nın 21/2 madesine göre tebliğ edildiğini ancak bu tebligatın usule uygun olmadığını, davacının 28/07/2022 tarihinde tesadüfen icra dosyasından haberdar olduğunu, tebligatın yasanın aradığı şartları taşımadığını, tebligat zarfının da açık mavi renkte olmadığını, takibe konu borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek tebliğ tarihinin 28/07/2022 olarak düzeltilmesine, borca itirazlarının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

dan kalan mirası kayıtsız şartsız olarak reddettiğinin tesciline, diğer davacı ... yönünden ise davanın tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır.O halde; mahkemece, terekenin borca batık olması nedenine dayanan mirasın reddi davasının, şikayetçi borçlular tarafından takibin başlatılmasından önce açıldığı ve halen derdest olduğu nazara alınarak, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itiraz süresi içerisinde alınmış bir reddi miras kararı bulunmamasına rağmen varmış gibi değerlendirme yapılarak borçluların talebinin borca itiraz olarak nitelendirilmesi yerinde olmayıp, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, borca itiraza ve ödeme emrine ve takibe yönelik şikayete ilişkindir. Çeşme İcra Müdürlüğünün 2021/366 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip yolu ile başlatılan takip olduğu, ödeme emrinin 26/08/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 03/09/2021 tarihinde takibe itirazlarını bildirdiği görülmüştür. Davacı tarafın borcun ödendiğine, faiz oran ve miktarına ve takibe dayanak sözleşmeye ilişkin talepleri borca itiraz mahiyetinde iken ödeme emrinde takibe konu alacağın hangi döneme ait olduğunun gösterilmediğine, takip talebine talebe uygun kira sözleşmesinin eklenmediğine yönelik talepleri ise ödeme emrine ve takibe yönelik şikayet mahiyetindedir....

    borca itiraz mahiyetinde olduğunu ileri sürerek davanın derdestlik, hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Borçlunun, hakkında, adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, yukarıda özetlenen başvurularının şikayet niteliğinde olup, icra dairesinde borca itiraz ederek takibi durdurmuş olması, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takibin bütün kiralayanlar tarafından birlikte yapılmasını, dolayısıyla, bu şekilde yapılmayan takip sonucu düzenlenen ödeme emrinin ve takibin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Bir başka anlatımla, borçlunun, anılan konuda, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu