Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 20/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 28/08/2021 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 07.11.2022 tarihli, 2022/4790 E, 2022/11572 K. sayılı içtihadı). İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması sebebiyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. İİK'nın 16/1 maddesinde belirtildiği üzere şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar. Anılan süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
ne ait cironun lehtar sıfatına haiz şirketin yetkilileri tarafından imza altına alınmadığını, müvekkilinin bu şirketten hiçbir hizmet almadığını, çekin ön yüzündeki lehdar ünvanı ile arka yüzündeki lehdar kaşesindeki ticaret ünvanının farklı olduğunu, borca, faize ve tüm fer'ilerine açıkça itiraz ettiklerini, davalının ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunu belirterek borca, faize ve tüm fer'ilerine olan itirazlarının kabulüne ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; İİK'nın 168/4. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını 5 gün içinde icra mahkemesine yapması gerektiği, borçlunun kendisine ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreden sonra 24/09/2020 tarihinde itiraz ettiği gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar vermiştir....
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: ".... İstanbul 29.İcra Müdürlüğü 2017/19158 Esas sayılı dosyasında Tebligat Kanunu 32. Maddesine göre tebligatlar usulsüz olsa bile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, ancak şikayetçinin tebligatları öğrenme tarihini bildirmediği, ayrıca İ.İ.K. 89. Maddesindeki ihbarnamelere karşı icra müdürlüğüne itiraz edilmesi gerektiği halde icra müdürlüğüne şikayetçi tarafından herhangi bir itiraz dilekçesi verilmediği, bu durumda şikayet konusu İ.İ.K. 89/1....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/46 Esas sayılı dosyasında davanın konusunun borca ve imzaya itiraz olarak belirtildiği, bononum tanzim tarihinde borçlunun kalıtsal akıl hastalığı bulunduğu borca itiraz sebepleri arasında sayıldığı ve sonuç olarak takibin iptali talep edildiği, bu durumda, senedin tanzim tarihi itibarı ile borçlunun fiil ehliyeti bulunmadığı iddiası yönünden açılmış ve görülmekte olan derdest bir dava olduğunun kabulü gerektiği, ilk davada uyuşmazlığın borca itiraz, ikinci açılan davada ise şikayet olarak nitelendirilmiş olması sonuca etkili olmadığı mahkemece öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın dava şartı yokluğundan reddine, davacının istinaf başvuru sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/535 KARAR NO : 2021/2681 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2020/575 ESAS, 2021/39 KARAR DAVA KONUSU : BORCA VE YETKİYE İTİRAZ-ŞİKAYET KARAR : İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/575 Esas, 2021/39 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 24 İcra Müdürlüğü'nün 2020/6245 E....
İcra Müdürlüğünün 2021/7037 esas sayılı dosyası ile 2.320.912,92 TL tutarında icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/04/2021 tarihinde dosyasının kesinleşmesinden 3 gün sonra UYAP sistemine sözde 14/04/2021 tarihinde icra memuru memurunun itiraz evrakını sisteme yüklediğini, ilgili evrakın sisteme yüklenme tarihinin 19/04/2021 tarihi olduğunu, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından borçlu itiraz yasal süresi geçtikten sonra yapılmış olduğundan reddine karar verildiğini, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından sözde borca itiraz evrağının alt kısmına kaşe vurulmuş, imza atılmış ve borca itiraz dilekçesinin 14/04/2021 tarihinde sunulduğu beyan ettiğini, itiraz süresi geçmiş evraka sanki süresinde imiş gibi imza atıp, kaşe bastığını, ayrıca borca itiraz evrakında 1.580.395,75 TL borcun kabul edilmiş olmasına rağmen itiraz kararında, borca ve bütün ferilerine itiraz edildiğinin belirtildiğini belirterek icra müdür yardımcısının...
İcra Müdürlüğü olduğunu, borca ve fer'ilerine de itiraz ettiklerini beyanla şikayet ve itirazlarının kabulü ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki yetkiye, imzaya ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; yetki itirazının kabulü ile ... İcra Dairesi'nin yetkisizliğine, talep halinde icra dosyasının icra dairesi aracılığıyla ... İcra Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; aleyhine ......
Yerleşmiş içtihatlarda da belirtildiği üzere borçlunun imzasının üstünün başka türlü doldurulduğu iddiası ile senedin sahteliğini ileri sürmesi borca itiraz olup bu durumda HMK m.209 madde uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu anlamda borçlunun borca itiraz mahiyetindeki sahtelik iddiasında genel mahkemeden verilecek kararın bekletici mesele sayılmasına gerek yoktur. Somut olayda bu nedenle müdürlüğün genel mahkemenin dosyasını bekletici mesele saymasına gerek olmadığı gibi süresi içinde borca itirazlarını bildirmeyen borçlu yönünden de takibin durması yönünde karar vermemesinde usul ve esasa aykırı bir durum bulunmamakta olup davacının şikayetinin belirtilen nedenlerle reddine" dair karar verildiği görülmüştür....