Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/158 E , 2019/420 K sayılı ilamının incelenmesinde, " Davanın kabulü ile davalılar arasında yapılmış tasarrufların İptali ile taşınmazların davalılarca elden çıkartılmış olması nedeni ile İİK 283/2 maddesi gereğince İstanbul l.lcra Müdürlüğünün 2019/27110 ( Eski Esas : 2012 /12186) esas sayılı dosyasında davacının alacağa ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine" karar verildiği kararın icra dosyasındaki alacak miktarına atıf yapılmak sureti ile belirlenileceği bu doğrultuda icra edilebilir olduğu, bu hususun borç muhtırasının iptali İçin İstanbul 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/284 E sayılı dosyası ile açılan şikayet davasında da değerlendirilerek karara bağlandığı, bu dosyada şikayet konusu edilen borç muhtırasının İptaline ve tasarrufun iptali İlamına uygun olarak hazırlanmış icra emrinin borçlulara tebliğine karar verildiğini görülmüştür....

Tüm bu hususlar nazara alınarak raporda da davacı borçlu tarafından yapılan ödemeler de düşürüldüğünde şikayet konusu olan 17.09.2019 tarihinde bakiye dosya borcunun 36.767,77- TL olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle takibin ilama aykırı olduğu ancak bu durumun takibin iptali sebebi olmadığı anlaşıldığından Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2016/7149 esas sayılı dosyasında başlatılan takip yönünden 17.09.2019 tarihinde düzenlenen bakiye borç muhtırasının yeniden düzenlenerek fazla talep edilen kısmının çıkartılıp 36.767,77- TL üzerinden devamına'' karar verildiği görülmüştür....

Yukarıda belirtilen nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince müşterek çocuğun reşit olduğu tarih itibariyle iştirak nafakası alacağının yasal düzenleme gereği kendiliğinden kalkacağı göz önüne alınarak, 05.12.2019 tarihli ek bilirkişi raporundaki hesaplama uyarınca şikayetin kısmen kabulü ile 03/08/2018 tarihi itibariyle bakiye borç miktarının 81.747,82 TL olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, borç muhtırasının 131.212,40 TL üzerinden düzenlenmesine karar verilmesi yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca Bodrum 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 19/12/2019 tarih, 2018/785 Esas, 2019/1305 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulü ile Bodrum 2.İcra Müdürlüğü’nün 2018/4610 Esas sayılı dosyasındaki 03/08/2018 tarihli borç muhtırasının iptaline ve bakiye borç miktarının 81.747,82 TL olarak tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

Hukuk Dairesinin 2017/251 Esas, 2017/2028 Karar sayılı 11.05.2017 tarihli ilamı ile takibe dayanak kararın düzeltilerek onandığını, icra emrinde talep edilen faiz tutarının hatalı olduğunu, fazladan ilam vekalet ücreti talep edildiğini, gönderilen borç muhtırasının hatalı olduğunu, hangi kalemden ne kadar borç olduğunu gösterir herhangi bir döküm olmadığını, borcun kaynağının belirtilmediğini belirterek icra emrinin ve bakiye borç muhtırasının iptaline, fazla ödenen kısmın taraflarına iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2020/8101 sayılı takip dosyası üzerinden gönderilen 05.01.2021 tarihli bakiye borç muhtırasının iptalini, haczin şikayet hakkında karar verilinceye kadar durdurularak şikayetlerin kabulünü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini dava ve talep etmiştir....

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ilgili takip dosyasına 17/08/2021 tarihinde 23.128,83 TL ödeme yapıldığını, hal böyle iken 10/02/2022 tarihinde tanzim olunan borç muhtırasının ödendiği anlaşılan kısmının yasal dayanağının bulunmadığını, karara dayanak Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/523 esas 2022/43 karar sayılı ilamının da kesinleşmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, 10/02/2022 tarihli bakiye borç muhtırasına yönelik şikayet niteliğindedir. HMK. 'nun 266/1. Maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir...." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....

İcra Müdürlüğü’nün 2017/17808 esas sayılı dosyasından düzenlenen 17.07.2019 tarihli bakiye borç muhtırasının iptaline karar verilmiş olduğunu ,şikayetin haklı görülüp, tetkik merciince şikayet konusu işlemin bozulması (iptal edilmesi) halinde, şikayetçinin kendisini vekille temsil ettirmiş olması halinde, şikayetçi lehine yargılama gideri olarak “vekalet ücreti” de hükmedileceğinden, şikayet konusu işlemin tüm yönleri ile incelenmesi yeterli ve gerekli noktalarının aydınlatılarak hükmün o şekilde kurulması gerektiğini , kararda davalının ödeyeceği 2020 AAÜT uyarınca takdir olunan vekalet ücretine itiraz ettiklerini ,bilirkişi raporunu hükme esas alındığını ancak gerekçesinin açıklanmadığını raporda hesaplanan nafaka alacakları ile dosyada mevcut ödemelerden sonra nafakanın geçmişe yönelik kaldırılması ile mahsup edilen tutarlar yönünden yeniden bilirkişi incelenmesi yapılmasını istediklerini ,davacının icra dosyası dışında haricen yaptığını iddia ettiği ödemelerin yapılmadığını ileri...

Maddesi gereğince şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. Somut olayda, şikayetçi vekili tarafından mahkemeye verilen şikayet dilekçesinde, muhtıradaki borç miktarının ve faizin hatalı hesap edildiği belirtilerek borç muhtırasının iptali talep etmiş ise de, İİK'nun 17. Maddesine göre, mahkeme şikayet edilen işlemi iptal edebileceği gibi düzeltmekle yetinebileceği ve şikayet tarihinden sonra yapılan ödeme ve takipten feragat beyanının, şikayet hakkında karar verilmesine engel teşkil etmediği anlaşıldığından istinaf edilen kararda, muhtıradaki borç miktarının düzeltilmesiyle yetinilmesinde kanuna aykırı yön bulunmamaktadır....

Somut olayda; hükme esas alınan 26.02.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, talep doğrultusunda bakiye borç hesabı yönünde hesap yapılması isabetli görülmüş ise de, borçlu tarafından 14/05/2015 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali talep edilmesine rağmen mahkemece buna ilişkin değerlendirme yapılmaması ve talep olmadığı halde 09/06/2015 tarihli dosya kapak hesabı yönünden hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. O halde, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak, gerektiğinde hüküm kurmaya elverişli ve yeterli ek rapor aldırılmak suretiyle 14/05/2015 tarihli bakiye borç muhtırasının iptali talebine ilişkin olarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak borçlunun talebini aşar şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin olarak mahkememiz dosyası ve tüm belgeler bilirkişi Turan Nalçacı'ya tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından 21/10/2020 tarihli rapor dava dosyasına sunulmuş, dosya hesabının yapıldığı 09/07/2020 tarihli bakiye borcun 17.674,57 TL olduğu, şikayet konusu 10/07/2020 tarihli borç muhtırasının 11.180,78 TL fazla düzenlendiği tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve belgeler dikkate alındığında; denetime ve hükme elverişli bilirkişi raporu mahkememiz kararına dayanak alınmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir." gerekçesiyle şikayetin kabulüyle Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/6823 Esas sayılı takip dosyasında 10/07/2020 tarihli borç muhtırasının 17.674,57 TL olarak düzeltilmesine, fazla düzenlenen 11.180,78 TL'lik kısmının iptaline karar verilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu