İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanca ıslaha konu edilen 21.000,00 TL yönünden iki yıllık zaman aşımı süresinin dolmasına ve süresinde zaman aşımı def'i ileri sürmelerine rağmen mahkemece bu hususun gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de fon alacakları için zaman aşımı süresi 20 yıl olup takip tarihi itibarıyla 20 yıllık süre dolmadığından davalıların zaman aşımı itirazları kabul edilmemiştir. Davalılardan ...'in ayrıca imzaya itirazı vardır. Cevap dilekçesinde aynı itirazı ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esaslı dosyasında da değerlendirilip bilirkişi raporu alındığını beyan etmiştir. ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan yazıya verilen cevapta mahsenlerde yapılan tüm aramalara rağmen ilgili dosyanın bulunmadığının yazıldığı görüldü. Belge asılları grafoloji raporu ve ilgili diğer belgeler ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esaslı dosyada olup bu dosya da temin edilememiş olup dosyada bulunan genel kredi sözleşmesindeki belgelerin de fotokopi olması nedeniyle fotokopi belgeler üzerinde imza incelemesi yapma imkanı olmadığından dosyada bulunan ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas ...Karar sayılı kararın gerekçesinden faydalanılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli öldürme, nitelikli yağma HÜKÜM : Nitelikli öldürme suçundan 765 sayılı TCK.nin 102/1, 104/2 ve CMK.nin 223/8. maddeleri uyarınca; Yağma suçundan 765 sayılı TCK.nin 102/2, 104/2, CMK.nin 223/8. maddeleri uyarınca zaman aşımı sebebiyle davaların DÜŞÜRÜLMESİNE. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... hakkında; nitelikli öldürme ve nitelikli yağma suçlarının temas ettiği maddelerdeki cezaların üst sınırlarına göre dava zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, zaman aşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nin 102/1, 104/2 ve CMK.nin 223/8. maddeleri uyarınca düşme kararı verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin; kararın haksız, usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA, 14/09/2020 gününde oy birliği ile karar verildi....
hükmüne yer verildiği, Aynı Kanun'un 67. maddesinde ise: (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zaman aşımı durur. (2) Bir suçla ilgili olarak; a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, Halinde, dava zaman aşımı kesilir. (3) Dava zaman aşımı kesildiğinde, zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar....
Davalı zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de, zaman aşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. (TBK 149 Maddesi) Davacının işçiye yaptığı ödeme tarihi olan 03/05/2017'de borç muaccel hale gelmiş olur. Davacı 01/11/2017 tarihinde dava açtığına göre dava zaman aşımına uğramamıştır. Davacı ödeme tarihinden itibaren avans faizi istemiş ise de davalıyı temerrüte düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren karar vermek gerekir. Taraflar tacir olduğundan avans faizi istenilmesi hukuka uygundur. Yine bu tür rücuen alacak davasında zaman aşımı süresi 10 yıldır ( 23 H.D. 2017/2002 Esas ve 2019/4059 Karar) . Konusunun işçi alacakları olması nedeniyle iş mahkemesinde görevli olup olmadığı değerlendirilmesi gerekiyor ise de iş mahkemesi bir tarafı işçi olan davalara bakar yani dosyamızdaki dava hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan iş verenler arası rücuen tazminat davası olup iş mahkemesi görevli değildir. Yargıtay İçtihatları da bu yöndedir....
Ancak; A- 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 28/05/2009 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...
Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zaman aşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nın 04/11/1998 tarihli 1998/12- 763 esas, 1998/799 karar sayılı kararı). Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, senedin tanzim tarihi ve takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 661., 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı öngörülmüştür. Diğer yandan TTK'nın 662. maddesinde "müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir" hükmüne yer verilmiştir. TTK'nın 730/18. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar....
-TL olarak arttıran 11/11/2021 tarihli dilekçesini sunmuş, davalı yapılan ıslah beyanını zaman aşımı yönünden reddetmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Davalının zaman aşımı itirazı sebepsiz zenginleşmeye dayalı 2 yıllık süre ile ilgili ise de, uyuşmazlıkta uygulanması gereken zaman aşımı süresi sözleşmeye aykırılığa bağlı 10 yıllık zaman aşımı süresi olduğundan davalının zaman aşımı def-i yerinde bulunmamıştır. Her ne kadar bilirkişi hesaplamasını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının 2020/4 sayılı tebliğine göre hesaplama yapmış olup, en son kesintiği tarihi 09/04/2018 ise de, dosyada mevcut banka uygulamalarında da tahsis ücretinin %0,25, kullandırım ücretinin %1 olarak genelde uygulandığı anlaşıldığından, davalı bankanın da bundan sonra uyguladığı oranın tahsis ücreti için %0,25, kredi kullandırım ücretinin %1,1 olması karşısında bilirkişi bu oranlar üzerinden yaptığı hesaplamanın somut olaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır....
Hukuk Dairesi kaldırma kararında hafta tatili alacağının hesaplanması gerektiği ve belirsiz alacak kabul edilen fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden faizlerin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken ıslah ile arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi olduğunu ancak usul ve yasaya aykırı raporda istinaf kaldırma kararı dışına çıkılarak davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi ileri sürdüğünden bahisle ıslah tarihinden geriye doğru zaman aşımı uygulanmasının hafta tatili alacağının düşük hesaplanmasına sebep olduğunu, Bam kaldırma kararında bilirkişinin beyan ettiği gibi ıslaha karşı zaman aşımı defi'inin göz önünde bulundurulmasına ilişkin her hangi bir karar bulunmadığını, kaldı ki davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi' ileri sürmediğini, fazla mesai ve hafta tatili alacakları belirsiz alacak davası olarak davaya konu edildiğinden zaman aşımının dava tarihi itibariyle kesileceğini, alacaklarının zaman aşımı itirazı gözetilmeden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında açılan kamu davasının CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 7. ve 5252 sayılı Kanun'un 9. madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 157/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zaman aşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemenin zaman aşımı nedeni ile düşme hükümlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....