Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL olarak arttıran 11/11/2021 tarihli dilekçesini sunmuş, davalı yapılan ıslah beyanını zaman aşımı yönünden reddetmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Davalının zaman aşımı itirazı sebepsiz zenginleşmeye dayalı 2 yıllık süre ile ilgili ise de, uyuşmazlıkta uygulanması gereken zaman aşımı süresi sözleşmeye aykırılığa bağlı 10 yıllık zaman aşımı süresi olduğundan davalının zaman aşımı def-i yerinde bulunmamıştır. Her ne kadar bilirkişi hesaplamasını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının 2020/4 sayılı tebliğine göre hesaplama yapmış olup, en son kesintiği tarihi 09/04/2018 ise de, dosyada mevcut banka uygulamalarında da tahsis ücretinin %0,25, kullandırım ücretinin %1 olarak genelde uygulandığı anlaşıldığından, davalı bankanın da bundan sonra uyguladığı oranın tahsis ücreti için %0,25, kredi kullandırım ücretinin %1,1 olması karşısında bilirkişi bu oranlar üzerinden yaptığı hesaplamanın somut olaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır....

    Hukuk Dairesi kaldırma kararında hafta tatili alacağının hesaplanması gerektiği ve belirsiz alacak kabul edilen fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden faizlerin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken ıslah ile arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi olduğunu ancak usul ve yasaya aykırı raporda istinaf kaldırma kararı dışına çıkılarak davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi ileri sürdüğünden bahisle ıslah tarihinden geriye doğru zaman aşımı uygulanmasının hafta tatili alacağının düşük hesaplanmasına sebep olduğunu, Bam kaldırma kararında bilirkişinin beyan ettiği gibi ıslaha karşı zaman aşımı defi'inin göz önünde bulundurulmasına ilişkin her hangi bir karar bulunmadığını, kaldı ki davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi' ileri sürmediğini, fazla mesai ve hafta tatili alacakları belirsiz alacak davası olarak davaya konu edildiğinden zaman aşımının dava tarihi itibariyle kesileceğini, alacaklarının zaman aşımı itirazı gözetilmeden...

    hakkı bulunmadığından; Açılan davanın zaman aşımı sebebiyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalılardan olan alacağına karşılık her biri 380,00 TL bedelli 6 adet zaman aşımına uğramış senetler ödenmediğinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, zaman aşımı itirazında da bulunduklarını ve davacıya karşı borçlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfaya dayalı itirazı ile birlikte faizin fazla olduğunu açıklayarak icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, icra emrinin ilamdaki vekile tebliğ edildiği, tebliğin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle icra emri tebliğinden önceki itfa itirazının süre aşımı nedeniyle reddine, icra emrindeki alacak kalemlerinde ve faiz oranında ilama aykırılık bulunmadığından bahisle de şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir....

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Kanun'un 116. ve devamı maddelerinde belirtilen vergi hatalarının düzeltme ve şikayet yoluna konu olabileceği, uyuşmazlık konusu olayda böyle bir durumun bulunmadığı, 7338 sayılı Kanun'un 22. maddesinde öngörülen, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık süreden ve düzeltme zaman aşımı süresi geçirildikten sonra müracaat edildiğinden düzeltme ve şikayet başvurularının reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFLARIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir....

            tarihi arasında arasında 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/4. madddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 22.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              tarihi arasında arasında 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/4. madddelerinde öngörülen yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 22.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                icra dairesine bildirildiği saptanmakla bu aşamada zaman aşımı şikâyeti yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir....

                Davacı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, prim alacaklarına uygulanan zaman aşımı başlangıç tarihinin hatalı tespit edildiğini, mahkemenin zaman aşımı değerlendirilmesi yönünde hatalı olan bilirkişi raporunu hükme esas alınmış olup bu doğrultuda davalının zaman aşımı itirazı nedeniyle 5 yıl geriye gidildiğinde davacının 02/12/2013 tarihinden önce doğan prim alacaklarının zaman aşımına uğradığını kabul edilerek karar verildiğini, bu hukuki değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının 2013 yılına ilişkin prim alacağının 2014 yılı başı itibariyle muaccel hale geldiğini, dava konusu yıl sonu performans alacağının davalı şirket tarafından yıllık bazda belirlenen ve ödenen bir prim olup, esasen yıl içerisinde hak kazanılan primin bir sonraki yılın başında ödendiğini, prim alacağına işleyecek olan faizin başlangıç tarihlerinin hatalı tespit edildiğini belirterek, eksik incelemeye dayalı yerel mahkeme kararının reddedilen kısmının için kısmen kaldırılmasına ve davanın tamamen...

                UYAP Entegrasyonu