Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “.... TC kimlik nolu ... ile .... TC kimlik nolu ...'un şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanmalarına” şeklinde hüküm kurulmuş ise de boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir. Nüfus Kanununun 27. maddesinde boşanma kararlarında "Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası adı soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ile aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin" yazılmasının zorunlu olduğu hükmü yer almıştır....

    çocuklarını maddi olarak zor durumda bırakmadığını, davalının müvekkilini aldattığını, davalının çocuklarla ilgilenmediğini ve bir anne olarak üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, müşterek çocukları da alarak evi terk ettiğini, davacının evlilik birliği devam ettirme yönünde herhangi bir ihtimalin kalmadığını, aldatma, terk, şiddet şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babayı verilmesine, aldatmaya dayalı boşanma olması sebebiyle 50.000 TL değerinde manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı koca Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, boşanma sebeplerini ispata ilişkin olarak da tanık deliline başvurmuştur. Yapılan soruşturma ve dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından, davalı kadının eşini istemediğini, ondan tiksindiğini, onu sevmediğini söyleyip "kocamdan ne hayır gördüm ki piçinden hayır göreyim", "şerefsiz" şeklindeki sözlerle eşine hakaret ettiği, davalı kocanın da manevi yönden bağımsız konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanısıyla çoğunluğun onama yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir....

      Bunun yanında, davacı kadının dava dilekçesinde boşanma ve fer'ileri yanında ziynet eşyaları yönünden de 50.000 TL alacak talebinde bulunduğu anlaşılmış ise de, bu talebini somutlaştırmadığı, harç yatırmadığı, daha sonra cevaba cevap dilekçesinde bu talebi kapsamında bir kısım ziynet eşyalarının adet, gram ve nitelik olarak kısmen açıklandığı, ancak, yine harç yatırılmadığı, mahkemece boşanma davası kapsamında davanın görüldüğü, ziynet eşyası alacak talebi yönünden yargılama yapılmadığı ve hüküm verilmediği, bu işlem aleyhine davacının istinaf başvurusu bulunmadığı, bu nedenle mahkemece verilen davanın reddi kararının ziynet eşyası alacak talebini kapsamadığı ve bu konuda kesin hüküm oluşturmayacağı da gözetilerek, bu konuda sadece eleştiri yapılmasıyla yetinilmiştir....

      GEREKÇE : Dava, asıl davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davası, birleşen davada boşanma ve ziynet eşyası alacak davasıdır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın boşanma ve ziynet eşyası alacağı yönünden kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı/b.davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı davacı/b.davalı vekilinin istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; TMK.nun 166. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya kararı verilebilmesi için, davalının az da olsa kusurlu davranışları ile davacı için evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispat edilmesi gerekir....

        Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma gereklerine uygun şekilde karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandıklarını, evlilik sırasında ve öncesinde alınan herşeyin ve ziynet eşyalarının davalının evinde kaldığını, davacıya hiçbirşey verilmediğini, sonradan davalının birkaç işe yaramaz eşyayı teslim etmek istediğini belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini ya da bedeli olan 11.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, şiddetli geçimsizlik sebebine (TMK.m.166/1) dayalı olarak açılmıştır. Toplanan delillerden, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı (TMK.m.165) bir dava da söz konusu değildir. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için davalı erkeğin davranışlarının iradi olması gerekmektedir. Akıl hastası davalı erkeğin davranışları iradi olmadığına göre, davanın reddi yerine kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak koca tarafından açılan boşanma davası reddedilmiş ve 4.11.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Koca ise kesinleşme tarihinden önce 22.10.2004 günü ihtar isteğinde bulunmuştur. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yazılı dört aylık süre koşulu gerçekleşmemiştir. Davanın reddi gerekir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre * takdir edilen tedbir nafakası * azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              İadesi istenen ziynet eşyalarının davalıda kaldığı hususunun davacı tarafından kanıtlanamadığı dosya kapsamıyla sabittir. Kural olarak, koca tarafından kadına karşı cebir, şiddet ve buna benzer bir yöntem kullanılmadıkça ziynet eşyalarının bizzat kadına ait eşya olması nedeniyle onun tarafından korunması ve onun yanında bulunması ilkesi esastır. Bu kuralın aksi de kanıtlanmamıştır. Bu nedenle ziynet eşyaları bakımından davanın kabulüne karar verilmiş bulunması doğru değildir. Kaldı ki boşanma dosyasında; tanık olarak dinlenen davacının annesi 14.07.2008 tarihli yargılama oturumunda; ziynet eşyalarının bir kısmının kızı Büket’de olduğunu açıkça ifade etmiştir. Bu da davalının savunmasını doğrulamaktadır. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında tarafların maaşlarının hesaplanması suretiyle elde edilen gelirin ikiye bölünmesi yönündeki hüküm de HUMK.nun 74.maddesine aykırıdır....

                in evli oldukları, sanığın terk nedeniyle, mağdurenin ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle ... Aile Mahkemesi'ne açtığı boşanma davalarının birleştirildiği, sanığın olay tarihinde çalıştığı işyerine gitmek için durakta bekleyen mağdurenin yanına giderek konuşmak istediği, olumlu yanıt alamayınca mağdurenin kolundan tutarak sürüklemeye başladığı, mağdurenin direnmesi üzerine bu defa küfür ederek mağduru bıçakladığı olayda; mağdure ...'den kaynaklanan haksız tahrik oluşturan söz ve hareket bulunmadığı halde, 5237 sayılı TCK.nun 29. maddesi gereğince verilen cezadan indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'...

                  UYAP Entegrasyonu