. - K A R A R - Davacı vekili, davalının 2009 yılından beri müvekkili firmadan fatura karşılığı mal satın aldığını, davalının 2010 yılında satın aldığı malzemelerden bir kısmı için 31.08.2010 tarihli iade faturası kestiğini, söz konusu iade faturasının müvekkilinin muhasebe kayıtlarına işlenmesine rağmen faturadaki malların müvekkiline iade edilmediğini, keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, iddia ederek iade faturasındaki malların bedelinin 07.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, iddianın asılsız olduğunu, müvekkilinin irsaliyeli iade faturası ile malları iade ettiğini ve faturanın davacı defterine işlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalıya teslim edilen malların davalı tarafından iade edildiğini ancak bu malların bedelinin ödenmemiş olmasına rağmen aleyhlerine icra takibi yapıldığını ve icra baskısı altında 8.500,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini ve ödenen bedelin istirdatını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan satın alınan malların bedelinin ödendiğini ancak ayıplı bulanan malın iade edildiğini ve bedelinin iade olunmadığını bunun için takip yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının iade ettiği malın bedelini önceden ödediğini ispatlayamadığı iade faturası düzenlemesinin alacağın varlığının kanıtı olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İndirimli orana tabi işlemler kapsamında yapılacak nakden iade taleplerinde yeminli mali müşavir iade tasdik raporunun ibraz süresine ilişkin sınırlayıcı bir düzenleme bulunmamakla birlikte, iade talebi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannameler ile yapılabilecek olup bu süre içerisinde iade hakkının kullanmaması durumunda daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunulamayacağı açıktır....
Belirtilen gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar verilmesine yer olmadığı yönündeki hüküm fıkrasının kaldırılmasına, 4.634,65-TL tutarındaki mahsuben iade talebine ilişkin kısmı yönünden davanın 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca incelenmeksizin reddine, davacının iade talebinin söz konusu tutar haricinde kalan nakden iade talebinin reddine ilişkin kısmının iptali yönünden ise istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin iade talebine ilişkin olarak 4.634,65 TL'lik kısmın SGK prim borçlarına mahsup edildiği, kalan kısım için ise iade talebinin yapılacak inceleme sonucuna göre yerine getirilebileceği, haksız katma değer vergisi iadelerinin önlenmeye çalışıldığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. TETKİK HÂKİMİ : ......
Dolayısı ile, iade edilen malların davalıya--- ilişkisinin sona erdiği tarih olan 01.05.2018'den önce mi sonra mi gönderdiğine ilişkin tespitin yapılması mümkün olmamaktadır. Bunun nedeni, davalının davacıdan ürünleri sözleşme bitim tarihi olan ---- tarihinden sonra da almaya devam etmiş olmasıdır. Davalının sözleşme bitim tarihi olan ---- aldığı ürünleri mi iade ettiği, yoksa ----- tarihinden sonraki alımlardaki ürünleri mi iade ettiği hususu ispata muhtaçlır. (hangi tarihte aldığı ürünleri tade edip elmediği tespit edilememektedir.) Davacının iade faturasına itiraz edip etmediği hususunda yapılan incelemelerde; davalının davacıya kesmiş olduğu ---- tarihli iade faturasına, davacı----düzenleyerek davalı tarafından kesilen ------ Tutarındaki faturaya ------ tutarında iade faturası keserek itiraz etliği tespit edilmiştir. Dolayısıyla davalı tarafından iade edilen mallar --- tarihli fatura ile birebir iade edilip davacı tarafından teslim alınmamıştır....
Davacı tarafından iade alacağının olduğu ve idareye başvurmak suretiyle iade talebinin yerine getirilmesinin istenildiği, idare tarafından da davacının birden fazla başvurusuna tek bir işlemle cevap verilerek 331.614,15-TL'lik mahsuben iade talebinin yerine getirildiği, ancak 2019/Temmuz dönemi Katma Değer Vergisi İadesi Kontrol Raporu'nun GEK 03 Segmenti'nde olumsuzluk olarak yer alan 1.906.948,67-TL katma değer vergisi iade alacağının ise blokede bırakılmak suretiyle iade edilmeyeceğinin ortaya konulduğu, birden fazla iade talebiyle yapılan başvuruya cevaben tesis edilen işlemle kısmen iade talebinin yerine getirildiği kısmen bloke edilmek suretiyle iade talebinin reddi iradesinin ortaya konulduğu anılan işlemin idarece iade yapılmaması sonucunu doğurduğu da açık olduğundan, tesis edilen işlemin davacıya iade yapılmamasına ilişkin kısmı yönünden esasın incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken Bölge idare mahkemesince, davacının 1.906.948,67-TL katma değer vergisi iade alacağı...
İade taleplerinin yerine getirilebilmesi, düzenlenen ve kullanılan belgelerin geçerliliğine ve gerçeği yansıtmalarına bağlıdır. Beyanın ve iadesi istenen tutarın doğruluğunun vergi idaresince saptanması halinde iadeler yapılabilmektedir. Ancak, Maliye Bakanlığına verilen genel yetki çerçevesinde; iade sisteminde, mükelleflerin taşıdığı riskler de dikkate alınarak mükellefler yararına Kanunda açıkça belirtilmeyen bazı esneklikler öngörülmüştür. Bu kapsamda; bahsi geçen genel tebliğin ilgili bölümlerinde bir kısım iade talepleriyle ilgili olarak, mahsup yoluyla iade talepleri, Maliye Bakanlığınca belirlenen sınırı aşmayan nakden iade talepleri, yeminli mali müşavir tasdik raporuna dayalı nakden iade talepleri ve kamuya ait kuruluşların iade talepleri gibi bazı durumlarda, iade isteminin, inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirilmesi kabul edilmiştir....
dayanarak karar verdiği, Yerel Mahkeme; müvekkili tarafından davalılara iade edilen kitap ve dergilerin ve keza iade faturalarının davalıların uhdesinde kaldığı, davalıların mal iadesini ve iade faturalarını kabul ettikleri ve netice itibariyle iade edilen emtiayı ve faturaları mal edindikleri olgularını yok sayıp bu hususlara gerekçeli kararda hiç değinmediği, dava konusu emtia ve iade faturalarının halen davalıların uhdesinde olduğu, emtia iadesini davalıların kabul ettiği emtia ve iade faturaları davalıların mülkiyetine geçmiş olduğu halde Yerel Mahkemenin bu olguları yok saydığı, davalıların, müvekkilinin iade ettiği emtia ve iade faturalarını mal edinmiş olduğu halde bedelini ödemedikleri, haksız suretle zenginleştikleri, davalıların müvekkiline kestiği fiyat farkı faturalarının müvekkilinin davalılara kestiği iade faturalarından mahsup edilmesi ya da edilmemesi noktasında bir değerlendirme yaparak, müvekkilinin iade faturalarındaki alacağının tamamının ya da fiyat farkı faturalarının...
Davacı tarafından, KDV Uygulama Genel Tebliğinin, “Süresinden Sonra İade talebinde Bulunulması” başlıklı 3.4.4. bölümünün, 2. paragrafında yer alan “Ancak süresinde iade hakkını kullanmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunmaları mümkün değildir” ibaresinin KDV Kanununda iade talebi hususunda iade hakkını kullanmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannamesiyle iade talep edemeyeceği yönünde bir hüküm bulunmamasına karşın KDV Uygulama Tebliğinde bu yönde bir sınırlama getirildiği aynı Kanunun 29/2. maddesinde, Maliye Bakanlığı’nın bu fıkranın uygulanmasında usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu öngörülmüşse de bu fıkranın iade talebinin nereye nasıl yapılacağı ve iade için hangi belgelerin aranacağına ilişkin olduğunun kabulünün gerekli olduğu, yoksa tebliğle hakkın özüne dokunacak bir düzenlemenin yasallık ilkesine ve vergilerin kanuniliği ilkesine, ayrıca "kuvvetler ayrılığı" ilkesine aykırılık oluşturacağı, bu nedenle anılan ibarenin...
Mahkemece, her iki davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, işe iade davalarının alt işverene karşı açılmasının gerektiği, işe iade sonrası tazminat taleplerinin hem alt işverenden hem de asıl işverenden istenebileceği, işe iade için başvuruda bulunulması gereken işverenin alt işveren olsa da, davacının işe iade için alt işverene başvurduğu tarihte asıl işveren ile alt işveren arasındaki sözleşmenin feshedildiği, her iki işveren arasındaki sözleşmenin 31.12.2010 tarihi itibariyle bittiği, bu tarihten sonra asıl işverenin başka bir alt işverenle çalışmadığı, dolayısıyla davacının işe iade için asıl işverene müracaatının geçerli kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. ./.. Kararı davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir....