Sayılı dosyası işe davacı şirkete karşı işçilik alacaklarının ödenmesi talebi ile dava açtığını, davanın davalı şirketlere ihbar edildiğini, yapılan yargılama sonunda davacı şirketin üst işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulduğunu, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kararın infazı içiin davacı aleyhine Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... E....
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı belediyenin kamu ihale kanununa göre ihale ile işi başka firmalara hizmet alımı şeklinde vermesi, davalı belediyenin iş kanunundan doğan sorumluluğunu kaldırmaz davalı belediye alt işverenler değişse dahi davacı devamlı aynı işi yapmıştır, 4857 sayılı iş kanununun 2/6 maddesi gereğince yardımcı işlerde davacıyı sürekli çalıştırdığından ilk derece Mahkemesince davalı belediyenin üst işveren kabul edilerek işçilik alacaklarından üst işveren sıfatıyla sorumlu tutulması yerindedir. Bu nedenle ilk derece Mahkemesince davalı belediyenin üst işveren sıfatı ile tüm dönem işçilik alacaklarından sorumlu tutulması yerindedir....
Bu çerçevede davalılar ile imzalanan sözleşmelerde, işçilik alacaklarından sorumluluğa ilişkin düzenlenmelerin yer almadığı, davalının İş hukuku mevzuatı uyarınca tam sorumlu olduğu dikkate alınmakla ve davalılarla akdedilen sözleşmelerde belirtildiği üzerine işçi alacaklarından alt işverenlerin sorumluluğu kararlaştırıldığından, davacı işçi alacakları çerçevesinde yapmış olduğu ödemeleri ödeme yapılan işçiyi çalıştıran alt işverenlerden, ihbar tazminatından son alt işveren sorumlu olacak şekilde, kıdem tazminatından ise çalıştırdıkları süreye isabet eden pay çerçevesinde ve diğer tazminat kalemleri yönünden ise kendi dönemleri ile sınırlı olarak alt işverenlere yaptığı ödeme tarihinden itibaren faizi ile rücu edebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin kararlarında da açıklandığı üzere aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğunu, davacı ve davalılar arasında 01/03/2018 tarihli sözleşme ve 01/01/2019 tarihli taahhütname ile davalıların alt işveren çalıştırdığını, davalıların işçilik alacaklarından bizzat kendisinin sorumlu olduğu düzenlendiği için alt işverenin işçilerine ödemiş olduğu tazminat ve işçilik ödemelerini rücuen tazmin etmek için iş bu davanın açıldığını, neticeten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 134.565,74TL’nin ve yine 10.732,59TL olan yargılama giderleri ile birlikte 145.298,33TL’nin dava tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen, davalı şirketlerce cevap dilekçesi sunulmamıştır. DELİLLER : Ticaret sicil kayıtları, Burdur ......
Davalı Bakanlık vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kurumun ihale ile iş alan şirket işçileri bakımından asıl işveren konumunda olmadığını, şirket işçileri alacaklarından şirketin sorumlu olduğunu, kurumun şirketlerin hakedişlerinden sorumlu olduğunu, işçilerin işçilik alacakları bakımından kurumun sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür. GEREKÇE : İstinaf nedenlerine göre; davalı Bakanlığın işveren sıfatı ile işçilik alacaklarından sorumlu tutulup tutulamayacağı uyuşmazlık konusudur....
Dava, hizmet sözleşmesi nedeni ile rucüen tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesi nedeni ile dava dışı işçinin işçilik alacaklarından kaynaklı açmış olduğu dava sonucu işçilik alacağına hükmedilmiş ve Yargıtay derecatından geçerek icra takibine konu edilip davacı tarafından icra dosyasına işçilik alacaklarının ödendiği ileri sürülmektedir. HMK m. 389: ''(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. '' hükmüne yer verilmiştir....
kararın takibe konulduğu icra müdürlüğü dosyasına 29.04.2016 ve 17.06.2016 tarihlerinde olmak üzere toplam 26.369,19 TL ödeme yapılmış olduğunu, davalılar ile akdedilen muhtelif tarihli sözleşmeler ve sözleşme eki şartnamelerde işçilerin işçilik alacaklarından davalıların sorumlu olacağının düzenlenmiş olduğunu, müvekkili Genel Müdürlük tarafından ödenmiş işçilik alacaklarından davalıların sorumlu bulunduğunu beyanla şimdilik 26.369,19-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsil en tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ...
alacaklarını icra yoluyla davacı kamu kurumundan tahsil ettiğini, *Müvekkili şirketle davacı kamu kurumu arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi ve sözleşme eklerin de işçilik alacaklarını herhangi bir tarafa yükleyen AÇIK bir düzenleme bulunmadığını, sözleşme ile kurulan ilişkide müvekkil şirkete ödenen tutar mutat işçilik giderlerini içerdiğini, hal böyle iken müvekkili şirketin sözleşme feshinde herhangi bir dahli olmasa dahi feshe bağlı işçilik alacaklarından sorumlu tutulması, sözleşmede kararlaştırılan tutarın çok üzerinde bir sorumluluk altına girileceğinden hakkaniyete aykırı bir durum mevzu bahis olacağını, bu sebeple müvekkili şirketle davacı kamu kurumu arasında ki sorumluluk için TBK hükümleri uygulanmasının gerektiğini ve ilgili TBK hükümleri uyarınca müvekkili ile davacı kamu kurumunun müteselsilen eşit oranda sorumlu olduklarını, *Müvekkili şirketin kendi dönemine ait işçilik alacaklarından ve davalı kamu kurumu ile aralarında ki müteselsil sorumluluk olduğundan...
Karara karşı davalı vekilince özetle, davalının ihale makamı olduğunu, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, işçilik alacaklarından ihale alan firmaların sorumlu olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının eksiksiz ödendiğini, ibranameye itibar edilmesi gerektiğini ileri sürerek yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; Davacı, ihbar olunan şirketler nezdinde davalı TEİAŞ işyerinde çalışmış olup, davacının yaptığı işin niteliği, davalı TEİAŞ ile ihbar olunan şirketler arasındaki hukuki ilişki ile tüm dosya kapsamına göre, davalı TEİAŞ'ın asıl işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasında bir hata bulunmadığı, davacıya banka aracılığı ile ödenen tazminat miktarının mahsubu ile bakiye kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, ibraz edilen ibranamenin TBK 420....