B... takdir edilen 750,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden 5 yıl artmaması da gözönüne alınarak 500,00 TL daha artırılarak 1.250,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Taraflar arasında gerçekleşen iştirak nafakası ve artırılmasına ilişkin hükümler incelendiğinde; Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2005/809 Esas- 2006/379 Karar sayılı ilamıyla tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Ö... S...'...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Kişisel İlişkinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından kişisel ilişkinin sınırlanması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.02.2021 (Çrş.)...
Davacı- Davalı taraf hükmedilen iştirak nafakası ile reddedilen asıl davadaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamından, birleşen dava yönünden kabul edilen iştirak nafakasının miktarının, bir yıllık toplam tutarının 400x12= 4.800 TL olduğu, reddedilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarı 350x12=4.200 TL, reddedilen iştirak nafakasının ise 300x12=3.600 TL olduğu, kararı davacı- davalı istinaf ettiğinden kararın kabul ve ret edilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, bu durumda davacı- davalı tarafın kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı-davalının istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Hukuk Mahkemesinin 2019/40 Esas sayılı dosyası ile takdir edilen aylık 700,00 TL iştirak nafakasının aylık 800,00 TL'ye, müşterek çocuk Yusuf için takdir edilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, karşı davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk, 100 TL iştirak nafakasının aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 500 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmektedir. ......
Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının ve 75 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 175 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; nafaka artırım taleplerinin fahiş olduğunu, boşanmanın üzerinden bir yıl geçtiğini, davalının gelirinde bir artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
bir işte çalışmakta olduğu, ve geliri durumu itibariyle yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunmadığı gerekçesi ile yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine, ortak çocuk için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2014 NUMARASI : 2014/360-2014/1160 Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davacı ve müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk nafakasının 200 TL'den 400 TL'ye, iştirak nafakasının 200 TL'den 500 TL'ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; müvekkilin asgari ücretle çalıştığını, yeniden evlendiği bir çocuğu bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
İlk derece mahkemesince verilen kısa kararda, velayeti anneye bırakılan ortak çocuklar için “ayrı ayrı” aylık 300 TL iştirak nafakasına hükmedilmişken; gerekçeli kararın hüküm sonucu bölümünde “kararın kesinleşmesini müteakip aylık 300 TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınıp davacı-davalıya verilmesine” denmek suretiyle kısa karar ve hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmekledir. Yanlışlık ancak kanun yollarına başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir....
TMK'nun 331/1.maddesinde “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”. İştirak nafakasının çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumlarına göre takdir edilmesi gerekir....