Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına; .....yönünden iştirak nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi talebinin reddine; ....... yönünden iştirak nafakasının 180 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK. 327/....maddesinde; “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır”, 328/....maddesinde; “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder” düzenlemeleri yeralmaktadır. Yukarıdaki anılan yasa maddelerindeki düzenlemeye göre, iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona ereceğinden; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Somut olayda ......; 07/09/1993 doğumlu olup dava tarihi .../.../2011'dir....

    Esas davada; ödenmekte olan 130 TL yoksulluk nafakasının 300 TL.sına, 2 müşterek çocuk için ödenmekte olan 100'er TL iştirak nafakasının 200'er TL yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir. Karşılık davada; ödenmekte olan 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; esas davada yoksulluk nafakasının artırım talebinin reddi cihetine gidilirken ödenmekte olan 100 TL iştirak nafakasının 200 TL'ye yükseltilmesine, Karşılık davada ise; ödenmekte olan yoksulluk nafakasının, davacının bir fabrikada asgari ücretle çalışmaya başladığından kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı-k.davalı vekilince temyiz edilmiştir. HGK. 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E-95 Karar sayılı ilamında da "Asgari ücretle çalışmakla bulunulması" yoksulluğu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilmemiştir....

      Aile Mahkemesinin 05/02/2020 tarih,2019/126 Esas, 2020/31 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacının nafakaya hükmedildiği tarihteki ekonomik ve sosyal durumu ile dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu arasında önemli bir ölçüde azalma olmadığı gibi nafaka alacaklısının da ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirecek derecede bir iyileşme olmadığı, ayrıca davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile kendi hür iradesi ile söz konusu nafakalar konusunda mutabık olduğu gerekçe gösterilerek davalı için verilen yoksulluk ve müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; müvekkilinin yıllar sonra Huntington hastalığına yakalandığını bu yüzden geri göreve alındığını, maaşından 1/3 oranında azalma olduğunu, kredi borçları bulunduğunu, hastalığı yüzünden tedavi giderleri yaptığını...

      Aile Mahkemesinin 05/02/2020 tarih,2019/126 Esas, 2020/31 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacının nafakaya hükmedildiği tarihteki ekonomik ve sosyal durumu ile dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu arasında önemli bir ölçüde azalma olmadığı gibi nafaka alacaklısının da ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirecek derecede bir iyileşme olmadığı, ayrıca davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile kendi hür iradesi ile söz konusu nafakalar konusunda mutabık olduğu gerekçe gösterilerek davalı için verilen yoksulluk ve müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; müvekkilinin yıllar sonra Huntington hastalığına yakalandığını bu yüzden geri göreve alındığını, maaşından 1/3 oranında azalma olduğunu, kredi borçları bulunduğunu, hastalığı yüzünden tedavi giderleri yaptığını...

      konusunda fikir birliğine vardıklarını ve tarafların kendi rızaları doğrultusunda boşanmak istediklerini, boşanma protokolü tanzim edildiğini belirterek protokol doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma sürecinde müvekkilinin sonradan öğrenmiş olduğu üzere davacı tarafın evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini, Yargıtay içtihatları gereğince anlaşmalı boşanma yönünden tarafların karar kesinleşinceye kadar her zaman iradesinden dönülebileceğinin kabul gördüğünü, haklı sebepleri olan ve iradesi sakatlanan müvekkili açısından anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hele geleceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak haksız davanın reddine karar verilmesine, ilk derece mahkemesine çekişmeli boşanma davası olarak incelenmesi için gönderilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davalarının ikame edildiği, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, her iki boşanma davası ve ferilerine ilişkin hüküm kurulduğu, ilk derece mahkemesinin bu kararının; kadın tarafından, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf edildiği, ilk derece mahkemesince verilen, kadının boşanma davasının kabulüne dair hükmün, taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği ve bölge adliye mahkemesi karar tarihi itibari ile tarafların boşanmış hale geldiği, hal böyleyken; bölge adliye mahkemesince yapılan yargılamada, kadının davasındaki boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği gözetilmeksizin kadının davası...

        Aile Mahkemesinin 02/03/2022 tarih, 2020/453 esas ve 2022/167 karar sayılı kararının HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve yerine aşağıdaki şekilde YENİ HÜKÜM TESİSİNE; "1- Davacı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ayrı ayrı REDDİNE, 2- Davacı erkeğin yoksulluk nafakasının azaltılmasına ilişkin talebinin KISMEN KABULÜ ile, Antalya 4....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-İndirilmesi-İştirak Nafakasının İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekiline ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasında tebliğ tarihinin net olmadığı ve üzerinde oynama yapıldığı, davacı tarafından sunulan PTT sorgulamasına göre gerekçeli kararın 27.07.2018 tarihinde muhataba tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple, ilgili PTT müdürlüğünden gerekçeli kararın davacıya tebliğ edildiği tarih sorularak, verilen cevabi yazı dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2020 (Salı)...

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 24/12/2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, tarafların 2012 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını ve protokol gereğince 3.000,00- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının da davacıya İdeal Ltd.Şti.ndeki %5 hissesini karşılıksız olarak devrettiğini, ilk derece mahkemesinin tarafların emekli maaşlarına ve adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallarına göre karar verdiğini, davacı tarafın asıl gelirinin sahip olduğu şirketten olmasına rağmen şirket hakkında araştırma yapılmadığını, davacının işlerinin bozulduğunu, sosyal ve ekonomik şartlarının olumsuz yönde değiştiğini ispatlayamadığını, davalının ilk nafakanın hükmedildiği tarih itibariyle de emekli maaşının bulunduğunu ve boşanma sonucunda da ev sahibi olduğunu, hakkında icra takiplerinin bulunduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, ayrıca mahkeme kararının...

          UYAP Entegrasyonu