Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişkinin ve nafakanın kaldırılması, olmadığı taktirde indirilmesi talepli eldeki dava ise 28/05/2021 tarihinde yaklaşık 2 ay sonra açılmıştır....

Aile Mahkemesinin 05/04/2018 tarih 2016/864 Esas, 2018/304 Karar sayılı ilamının TÜMÜ İLE KALDIRILMASINA, B)HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin KISMEN KABULÜ ile Konya 3....

Davacının istinaf başvurusunun incelenmesinde; açılan davanın müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının, davacının, ödemekte olduğu nafakayı ödeme gücünün kalmaması nedeni ile kaldırılmasına ilişkin olduğu, takdir edilen nafakanın anlaşmalı boşanma davasında verilen karar üzerine anlaşma protokolü doğrultusunda müşterek çocuk lehine takdir edildiği, anne ve babanın, çocuğun ekonomik giderleri ile gelirleri oranı ile sorumlu oldukları, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesini gerektirir önemli bir değişikliğin olmadığı, müşterek çocuğun giderlerinin aynen devam ettiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın, açılan davanın reddine ilişkin karar ve karar gerekçesinin, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya, TMK'nun 182/2,328/1,330/1 maddelerine uygun olduğu anlaşıldığından, davacının İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesine davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakası yönünden reddine yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; daha evvel boşanma davası ile hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 200TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece; yoksulluk nafakasının 200 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080TL'ye çıkarılmıştır. Kabul edilen ve reddedilen miktarlar dikkate alındığında hüküm, temyiz eden taraflar yönünden kesin niteliktedir....

    Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,gelirler arasındaki farklılıklar,aradan geçen süre ,bu süreye nazaran çocuk Can lehine belirlenen iştirak nafakası ile ilgili artırım yapılmamış olması,davalının dosyaya yansıyan gelir durumunun çocuk Can'ın nafakasının kaldırılması ya da azaltılmasına ve çocuk Poyraz lehine nafaka ödemesine uygun-yeterli bulunmaması,davacının çocuk Can için bakım ve geçimine katkıda bulunma yükümlülüğünün devam etmesi, TMK 4.maddesi birlikte değerlendirildiğinde mahkemece yeterli-denetime açık-hükme elverişli-dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde çocuk Can lehine belirlenen iştirak nafakasının kaldırılması ya da azaltılması ve diğer çocuk Poyraz için talep edilen iştirak nafakasının reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Öte taraftan davalının boşanma sırasında sahip olduğu gelir ve mal varlıklarında kayda değer bir artış gerçekleştiğinin de ispat edilmediği, boşanma protokolüne bağlı olarak elde ettiği haklar sebebiyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasının istenmesinin de iyi niyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı açıktır. O halde, mahkemece davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi talebinin reddine karar verilmesinde hakkaniyete, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacının yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmekle, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarının düşük olması ve yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakasının arttırılması yönünden kaldırılarak, iştirak nafakasının hakkaniyet ölçüsünde indirilmesine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK'nın 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 8.000 TL'sini geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, boşanma davası ile eş için 500,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilerek her yıl TÜFE oranında artış yaptığını, gelir durumunda düşme olduğunu ve davalının çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da 100,00 TL'ye indirilmesini, iştirak nafakasının da 250,00 TL'ye indirilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise davacının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının gelir durumunun asgari ücret düzeyinde olduğu ve nafaka ödemekte zorlanması nedeniyle yoksulluk nafakasının 100,00 TL'ye iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir.Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1)Davalı vekili 03.12.2010 tarihli dilekçe ile davacının banka ve kredi kartı hesaplarının istenmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya kapsamından; davacının Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı boşanma davası açtığı, 14/07/2020 tarihli protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarını talep ettiği, ilk derece mahkemesince tarafların protokol doğrultusunda Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekili süresinde istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2021 NUMARASI : 2019/1487 ESAS 2021/310 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakasının Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      UYAP Entegrasyonu