Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, tarafların 10/01/2020 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk 27/03/2018 doğumlu Asya Melis'in velayetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.500 TL iştirak nafakası takdir edildiği, iş bu davanın 08/02/2021 tarihinde açıldığı, dava velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı olarak boşanma hükmü ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, asıl davanın velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise asıl davaya bağlı fer'i bir istek niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde, mevcut davanın çekişmesiz yargıya dahil olduğu, davacı tarafça bildirilen delillerin toplandığı,dosya içinde mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde ; Dosya incelendiğinde; tarafların 26/12/2019 tarihli kesinleşen ilamla anlaşmalı olarak boşandıkları, velayet hakkının anneye verildiği, çocuklar için ayrı ayrı 300,00 TL iştirak, kadın için 1000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, toplanan delillerden davacının anlaşmalı boşanma davası devam ederken iş sözleşmesinin feshedildiği, işine son verildiğini bilerek anlaşmalı boşanma şartlarını kabul ettiği, bu durumda yoksulluk nafakasının azaltılmasını veya kaldırılmasını gerektirir olağanüstü bir değişikliğin ispat edilemediği anlaşılmış olup, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin esastan reddi gerektiği sonuç ve vicdaani kanaatine varılmıştır....

tebliğ edildiği, davacı vekilinin süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; evlilik birliğinin taraflar arasında anlaşmalı boşanma ile sona erdiğini, anlaşmalı protokol hükümlerinde müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, davalının aldığı iştirak nafakalarını kendi menfaatine kullandığını, dava dilekçesinin ekinde sundukları yazılı deliller ve ses kayıtları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, davalı tarafından müşterek çocukların temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığını, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep ettiği, dosyanın bu şekilde dairemize gönderildiği görülmüştür....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2021/7- 2022/153 DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, İştirak Nafakasının indirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2018 yılında anlaşmalı boşanma davası ile boşandıkları, kadın lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 800'er TL olarak iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, müşterek çocuklar için iştirak nafakalarının ödeyebileceği bir seviyeye indirilmesini talep etmiştir....

Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflarca imzalanmış anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların ortak çocukları yararına ayrı ayrı 200,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verileceği kararlaştırılmış, anlaşmalı boşanma kararında ise bu protokolün onaylanmasına karar verilmiştir. Protokolde taraflarca kararlaştırılan iştirak nafakasının hükümde açıkça yazılmaması, sadece protokolün onaylanmasına şeklinde hüküm kurulması kararın icrasında tereddüt uyandırmaktadır. Bu durumda 6100 sayılı Kanun`un 305 inci maddesine göre tavzih koşulları oluşmuştur. Bu nedenle davacı kadın vekilinin iştirak nafakasına yönelik tavzih talebinin kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.... Bölge Adliye Mahkemesinin 24.10.2022 tarihli 2022/3298 Esas 2022/3233 Karar sayılı esastan ret kararının ORTADAN KALDIRILMASINA 2....

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı babanın Bilkent Üniversitesinde okutman olarak görev yaptığı, kazancının aylık 1.000 Dolar ve 4.300 TL olduğu çeviri işlerindende yıldabirkaç defa gelir elde ettiği, davalı annenin ise kamu sektörü uzmanı olduğu ve aylık 14.000 TL gelirinin bulunduğu, gerçekleşen bu duruma göre anlaşmalı boşanmaya ilişkin karardan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında iştirak nafakasının azaltılmasına neden olabilecek derecede önemli bir değişiklik gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının yapılan sözleşme ile bağlı olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın usul ve yasaya, hayatın gerçeklerine, Melis Begüm'ün mevcut yaşam şartlarına aykırılık teşkil ettiğini, davacı ile 2012 yılında boşandıklarını, birlikte yaşama iddiasının doğru olmadığını, davacının başka bir kadınla yaşayıp 2016 yılında çocuğu da olduğunu, müşterek çocuk Melis Begüm'ün boşanma dava tarihinde 9 yaşında olduğunu, şu anda ise 16 yaşında olup lisede okuduğunu, giderlerinin arttığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " Davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesi ile; 750,00 TL'lik iştirak nafakasının fahiş olduğunu, nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, red kararının usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasıdır....

    Mahkemece; davanın iştirak nafakası yönünden reddine, yoksulluk nafakası yönünden kabulü ile nafakanın kaldırılmasına, karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, yoksulluk nafakasının kaldırılması hükmüne diyecekleri olmadığını, ancak davacının boşanma öncesi çalıştığı adliye şoförlüğünden çıkışının verilmiş olması, aldığı işsizlik maaşının bile 2021 ağustos ayından itibaren kesilmesi, hiçbir gelirinin olmaması, boşanma sonrası hakkında başlatılan 7, yargılama sırasında başlatılan 3 ayrı icra takibi sebebiyle toplam 68.837,53 TL borcunun bulunması, çocuğun devlet okuluna gitmeye başlaması, yemek ve servis ücreti ödenmemesi, anne çalıştığında çocuğa davacının anne ve babasının bakması gözetilerek iştirak nafakasının da azaltılması gerekmesine rağmen bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle, iştirak nafakası yönünden kararın kaldırılması talepli olarak istinaf etmiştir....

    Davada; davacının mali durumunun önceye nisbeten kötüleştiği iddia olunarak aylık 400 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde aylık 100 TL'ye indirilmesi talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 400 TL den aylık 200 TL 'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK 176/4.maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması ve azaltılmasına karar verilebilir, hükmü yer almaktadır....

      verilmemesi durumunda iştirak nafakasının indirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesien karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu