Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı taktirde indirilmesi talebinin reddedilmesine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Davacının iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı taktirde indirilmesi talebinin reddedilmesine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Zeynep ve Sümeyye için takdir edilen yardım nafakası miktarının düşük olduğunu, diğer müvekkilleri Sevde ve Zehra'nın 18 yaşından küçük olduğu, anne ve babasının anlaşmalı boşanma davasındaki protokolün kendilerini bağlamayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf nedeni olarak bildirmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2022 NUMARASI : 2022/752 ESAS 2022/809 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2014 yılından bu yana evli olduklarını, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışlar nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, anlaşmalı boşanma hususunda protokol düzenlediklerini ve bu protokol çerçevesinde boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları, boşanma hükmünün 06/04/2018 tarihinde kesinleşmiş olması, eldeki açılan davanın ise 06/12/2018 tarihinde açılmış olması, davacının davalı ile boşanmasının kendisinin kandırılarak gerçekleştiği iddialarının kanıtlanamamış olması nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine; müşterek çocuk Şerzan lehine tarafların anlaşmalı boşanma protokolüne uygun olarak hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının ise çocuğun 2016 doğumlu olması, annesinin çalışmıyor ve ailesi ile birlikte yaşıyor oluşu, yaşı itibariyle müşterek çocuğun masraflarının mahiyeti, davalının maddi durumu, boşanma hükmünün 2018 yılında kesinleşmiş olması da dikkate alınarak 100,00 TL artırılarak 300,00 TL nafakaya karar verilmiştir....

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Asıl dava, iştirak nafakasının azaltılması ve artış oranının indirilmesi; birleşen dava ise iştirak nafakasının arttırılması istemlerine ilişkindir....

    ediyorsa yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceğini, iştirak nafakasının kanun gereği kendiliğinden sona erdiğini, protokolun "nafaka ve tazminat'' başlığı altında düzenlenen eğitim giderlerinin baba tarafından karşılanacağına ilişkin protokol hükmünün her ne kadar mahkeme kararı ile yorumlanmış olsa da bu kararın hukuka aykırı şekilde oluşturulduğunu, Kocaeli 2....

    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının temizlik malzemeleri işi ile uğraştığı, aylık 2.500 TL geliri olduğu, 1.189 TL emekli maaşı olduğu, aylık 2.000 TL kira geliri olduğu, kira ödemediği, evli olduğu, davalının finansman yöneticisi olduğu, aylık 4.000 TL geliri olduğu, 2.365 TL emekli maaşı aldığı, 1.450 TL kira ödediği, annesi ve oğlu ile kaldığı anlaşılmaktadır. O halde; davacının ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü değişim olmadığı, edimin aynen ifasının davacı yönünden katlanılmaz hal almadığı, yoksulluk nafakasının anlaşmalı boşanma davasında belirlendiği, boşanma tarihinin üzerinden yaklaşık 8 sene geçtiği ve davalının aldığı emekli maaşının yoksulluk nafakası ihtiyacını ortadan kaldırmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile nafakanın tamamen kaldırılması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      Islah dilekçesiyle de; iştirak nafakasının 2.250 TL'ye artırılmasını talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere boşanma ilamıyla hükmolunan 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL'ye, iştirak nafakasının ise 1.200,00 TL'ye artırılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından; tarafların TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, imzaladıkları protokol gereği davalı kocanın 2002 doğumlu müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak , davacı kadın için de aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, hükmün taraflarca temyiz edilmeksizin 18.12.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.TMK'nun 176/4 maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.İştirak nafakası ise, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2011 yılında protokol ile anlaşmalı boşanma sırasında davalı lehine hükmedilen 5000 Euro yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde 1.000 Euroya indirilmesi davasıdır. TMK'nun 175. maddesine göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/3 maddesine göre; “sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....

        UYAP Entegrasyonu