İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; müşterek çocuk ve müvekkili lehine hükmolunan iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının talepleri doğrultusunda arttırılması gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iştirak nafakası yönünden yetkili mahkemenin Kozaklı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, iştirak nafakası davasının tefriki ile yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacı yönünden yoksulluk nafakasının kaldırılmadığını, müvekkilinin 300 TL yoksulluk nafakası ödediğini, açılan davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile; davacı lehine Kozaklı Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/29 Esas sayılı dosyası ile verilen 300,00 TL yoksulluk nafakasını aylık 450,00 TL olarak devamına, Kayseri 2. Aile Mahkemesi 2013/60 Esas sayılı dosyası ile müşterek çocuk lehine verilen 400,00 TL iştirak nafakasının 1.500,00 TL olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar adına da iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/465 KARAR NO : 2021/434 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YOZGAT AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2019/493- 2021/70 DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının kaldırılması ve İştirak nafakasının arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalının Yozgat 2....
Aile Mahkemesi'nin 2010/85 Esas ve 2012/1111 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı lehine aylık 175,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk 2008 doğumlu ...s için 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye; iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, talep edilen nafakaları ödeyecek gücünün olmadığını, yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı–karşı davacı; davacı hakkında daha önce iştirak nafakası verildiğini belirterek, kesin hüküm itirazında bulunmuş, paranoid şizofreni hastası olduğunu, çalışmadığını savunarak, davanın reddi ile; karşı davasında, davacı lehine verilen iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiş, 26.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 250,00 TL iştirak nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı-karşı davacının akıl hastalığı nedeniyle kazanç elde etme olanağının bulunmadığı, geliri itibari ile kendisinin muhtaç durumda olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine; karşı dava yönünden ise, davacı -karşı davalı lehine hükmolunan iştirak nafakasının davacının ergin olması ile 19/04/2011 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, davalının nafakanın kaldırılması davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresi içerisinde temyiz edilmiştir....
Mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu "iştirak nafakası" olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "... iştirak nafakasının....” ibaresinin çıkarılarak yerine "…yardım nafakasının..." sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine, 2- 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre; nafakanın artırılması veya kaldırılmasına dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir....
E. 2016/9828 K. sayılı ilamı ile “Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı azdır. Ayrıca, dosya kapsamına göre davacı ortak çocuk lehine hükmedilen yardım nafakasının miktarı, bu davacıya ait giderlerin büyük bölümüne annenin katlanmasına neden olacak denli azdır. Mahkemece yoksulluk ve yardım nafakalarının davacıların ihtiyaçları ve karşı davacının gelirleri değerlendirilerek hakkaniyete uygun olacak şekilde yeniden belirlenmesi için kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, dava tarihi itibari ile reşit olan ortak çocuk lehine yardım nafakası takdir edilmesi gerektiği halde, mahkemece, hukuki nitelemede hata yapılarak iştirak nafakasına hükmedilmesi de isabetli bulunmamıştır.” gerekçesi ile bozmuştur....
in eğitim durumu ve ihtiyaçları hakkında yeterli bir araştırma yapılarak, davacı tarafın ekonomik ve sosyal durumunun tam ve sağlıklı olarak saptanmasından sonra; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre, yoksulluk ve iştirak nafakasının nitelikleri, yoksulluk nafakası hakkında TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranının da dikkate alınarak, davacının geçimi için gerekli, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile davalıyı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 TL 'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin 400,00 TL'si, iştirak nafakası talebinin de 325,00 TL'si reddedilmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....