WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usulî kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın arttırılması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece bozma öncesi verilen ilk kararda, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmiş, bozma sonrası verilen son kararda ise ortak çocuk için karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. İlk kararda ortak çocuk için hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 250,00 TL iştirak nafakası davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek, bu miktarlar yönünden davalı erkek lehine usulî kazanılmış hak oluşmuştur....

    ise; velayeti anneye verilen ortak çocuk Elvan yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-davalı kadın yararına aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 8.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir....

      iştirak nafakası ödeneceği, 6. maddesinde ise davalının ödeyeceği iştirak nafakası dışında müşterek çocuğun anaokulu, okul, eğitim, gerektiğinde yurtdışı eğitim ve yaşam masrafları, yaz okulları eğitime dair yan giderler, özel dersler, sanat ve spora dair özel dersler, klüp üyelikleri ve her türlü sosyal faaliyetlerine ilişkin marsafların davalı baba tarafından ödeneceği hükmü yer almıştır. Dava, ortak çocuğun özel anaokulu giderlerinin tahsili için başlatılan icra takibinin iptaline ilişkin olup, mahkemece anlaşma protokolünde özel okul-devlet okulu ayrımı yapılmadığı için davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere anlaşma protokolünde iştirak nafakası dışında, ortak çocuğun hangi masraflarının davalı tarafından karşılanacağı açıkça düzenlenmiş olup, bu düzenlemede özel okul veya devlet okulu gibi bir ayrım yapılmamıştır. Protokolün 6. maddesi kapsamına göre mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Mahkemece kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davası (TMK m.197) kabul edilerek kadın yararına 750 TL, çocuklar yararına 500’er TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında tedbir nafakalarının yoksulluk ve iştirak olarak nitelendirilmesi maddi hataya dayalı olup, sonuç doğurmaz. Mahkemece, Dairemizin 19.12.2016 gün, 2016/13574 esas.-2016/15771 karar sayılı bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda tarafların boşanmalarına karar verilmiş, ancak kadının talep ettiği iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle erkeğin kabul edilen boşanma davasında kadının talep ettiği yoksulluk nafakası ile velayeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakaları yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Davacı-davalı kadın evlilik dışı doğan ortak çocuk ....için iştirak nafakası talebinde bulunmuş, 05.04.2016 tarihli celsede iştirak nafakası talebine ek olarak ... oranında artış da talep ettiklerini belirtmişlerdir. Davalı-davacı tarafın ise bu talebe açıkça muvafakati olmamıştır. İşbu talep iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davacı-davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davacının yıllık artış talebi hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

            Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakası ile tedbir - iştirak nafakasına ilişkin hükümler hariç diğer yönlerden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya içerisinde mevcut belgelerden boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı tespit edilen düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası miktarlarının da makul olduğu, tarafına TMK 175 maddesi uyarınca yoksulluk nafakası takdir edilen davacı kadın aleyhine tedbir - iştirak nafakasına hükmedilmesinin mümkün görülmediği anlaşılmakla davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun tüm yönlerden ayrı, ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kdz....

            Davalı erkek vekili tarafından çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu ve iştirak nafakası miktarının yüksek olduğu, davacı kadın vekili tarafından ise, iştirak nafakası miktarının az olduğu ve yıllık artış talepleri konusunda karar verilmemesinin usule aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında boşanma sonucunda velayeti anneye verilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde ve yeterli olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin iştirak nafakası ve miktarına yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi gerektiği, davacı kadının dava dilekçesinde müşterek çocuğun velayeti ile birlikte aylık 3.000 TL tedbir/iştirak nafakası talep edildiği, ayrıca,...

            Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davası sırasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem dava konusu yapılabilir. Velayetin eşlerden birine verilmiş olması diğer eşin bakım borcunu ortadan kaldırmadığı gibi ana ve babanın bakım borcu çocuklar ergin oluncaya kadar devam eder. Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate almalıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 03.07.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2005 doğumlu İnci Çağlar ile 2008 doğumlu Müge Çağlar'ın velayetlerinin anneye bırakıldığı, çocuklar yararına iştirak nafakalarına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocukların barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğunu belirterek her bir çocuk için aylık 1.500'er TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir....

            Davalı tarafından tedbir/iştirak nafakası hususunda her iki karar yönünden de istinaf itirazında bulunulmuştur....

            Her ne kadar inceleme tarihi itibariyle çocuk ergin olduğu için TMK'nun 328/1 maddesi gereğince iştirak nafakası sona erecek ise de; her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden dava tarihi ile çocuğun ergin olduğu tarih arasındaki süre için davaya konu iştirak nafakası talebinin değerlendirilmesi gereklidir. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu