Mahkemece, velayetleri anneye verilen müşterek çocuklar için aylık 200'er TL iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında takdir edilen tedbir - iştirak nafakaları azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tedbir - iştirak nafakalarına hükmedilmesi gerekir....
Temyiz Sebepleri 1.... erkek vekili; tazminatların, iştirak nafakası miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminatların, iştirak nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı kadın vekili; tazminatların, iştirak nafakası miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminatların, iştirak nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuklar yararın ahükmedilen iştirak nafakasının miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilerek davalı baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar lehine 300,00'er TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle 300,00'er TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine 7.500,00'er TL maddi-manevi tazminat ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesiyle tedbir nafakasının 250,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; tedbir/yoksulluk-iştirak nafakası ile maddi-manevi tazminat yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; kusur durumu, tedbir/yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi-manevi tazminat yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdiri doğru miktarları ise makuldür. Bu itibarla kadının tedbir nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına nazaran aylık 500 TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir....
beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklar yararına aylık 350,00’şer TL iştirak nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz edilmiştir. Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığına göre ilk derece mahkemesince belirlenen kusur durumu ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası kararı davalı yönünden kesinleşmiştir....
Aile Mahkemesinin 2016/1253 Esas 2018/455 Karar Sayılı ilamı ile müşterek çocuk TC Kimlik Numaralı ECRİN SUDE AKSU için hükmedilen aylık 550,00 TL iştirak nafakasının aylık 250,00 TL arttırılarak aylık 800,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı TC Kimlik Numaralı FİLİZ AKSU için hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL arttırılarak aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, İştirak ve yoksulluk nafakalarının her yıl ÜFE oranında artırılmasına," şeklinde karar verildiği halde, Gerekçeli kararda; " Davacının davasının kısmen kabulü ile Ankara Batı 2....
Her ne kadar yukarıda da açıklandığı üzere velayeti kendisine bırakılmayan çocuğun giderleri anne ve baba tarafından karşılanır ise de; iştirak nafakası takdir edilirken diğer koşullar yanında iştirak nafakasıyla yükümlü tutulacak davalı annenin mali durumununda gözetilmesi gerekmekte olup, davalının dava tarihi itibari ile elde ettiği asgari ücret düzeyindeki gelirin onu yoksulluktan kurtarmadığı gibi yargılama sırasında işveren tarafından iş akdinin feshedildiği, bu durumda kendisi yoksulluk sınırında bulunan davalı annenin iştirak nafakası ile yükümlü tutulamayacağı anlaşılmakla, mahkemece, aynı gerekçelerle davanın reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Aile mahkemesinin 2021/246 esas sayılı dosyasında talep edilen aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ile mükerrer olmamak kaydıyla müşterek çocuk Zeynep Türk lehine aylık 10.000,00TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, Afyonkarahisar 1. Aile mahkemesinin 2021/246 Esas sayılı dosyası ile işbu açılan iştirak nafakası davası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gözetilerek iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı-davalı erkeğin temyizi üzerine hüküm Dairemizce erkeğin davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, kadının tedbir nafakası davası yönünden verilen hüküm onanmıştır. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, nafakalar hususunda mahkemenin bozma öncesi kararında hüküm verildiğinden bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde talep ettiği yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın fer'i niteliğindedir. Ancak başanma hükmüyle birlikte veya boşanma kararı verilip, boşanma hükmü kesinleştikten sonra bu konularda karar verilebilir. Mahkemece ilk kararda boşanma davası reddedilmiş, bu hüküm temyiz edilerek bozulmuştur. Dolayısıyla yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır....