Bu nedenle davalı tarafın tahkikat aşamasında ileri sürdüğü iştirak nafakası talebi iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olmadığı gibi, karşı tarafın açık muvafakatine ya da ıslah işlemine de bağlı olmayıp kanun gereği yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. O halde bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesinin iştirak nafakası hakkında verdiği hükme yönelik istinaf başvurusunun esası incelenecek yerde, yazılı şekilde "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2019(Çrş.)...
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası (TMK.md.182) talep edebilmek için, velayet hakkına sahip olmak gerekir. Velayet hakkına sahip olmayan eş iştirak nafakası talep edemez. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının işlemeye başlayacağı tarih velayete ilişkin kararın kesinleşme tarihi olmalıdır. Mahkeme iştirak nafakasının başlangıcını dava tarihi olarak belirlediğine göre; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca, hükümdeki nafakanın başlangıcı ile ilgili bölümün çıkarılarak yerine "velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak" sözcüklerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşünüyorum....
mahkemenin karşı davaya ilişkin hüküm bölümünde iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına ilişkin 6 ve 7. bentlerinin, tedbir nafakası kısmından sonra gelen kısımlarının kaldırılmasına, davacı kadın ve müşterek çocuk Sıla için hakkaniyete uygun oranda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, iştirak nafakası hakkında karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 11.05.2015 tarihli dava dilekçesiyle; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talep etmiştir. Mahkemece, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; davacının iştirak nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2015 (Çrş.)...
Mahkemece; müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL iştirak nafakasının karar kesinleştikten sonra, davacı için de aylık 150 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tedbir nafakası; boşanma davası dışında, tarafların ayrı yaşadığı sürece devam eden TMK.197.maddesine dayanılarak verilmiş bir nafakadır. İştirak nafakası ise TMK.182.maddesi hükmünce velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dava konusu uyuşmazlıkta; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Bu nedenle, mahkemece müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Somut olayda; davacılardan ... dava dilekçesinde iştirak nafakası talebinde bulunmuş ise de davacı 18 yaşını doldurmuş olup talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacılardan ... yönünden kabul edilen nafakanın iştirak olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması-Velayet Düzenlemesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemenin ilk hükmünde davacı-davalının açmış olduğu tanıma ve tenfiz davasında karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, davalı-davacının iştirak nafakası davasının ise reddine karar verilmiş, bu karar davalı-davacının temyizi üzerine Dairemizin 10.4.2014 gün ve 2014/154 esas 2014/8531 karar sayılı ilamı ile “velayeti anneye tevdi edilen müşterek...
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda "bozmaya konu yapılmayan boşanma ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilerek iştirak nafakası yönünden hüküm kurulmamıştır. Dairemizin 2016/23910 esas, 2018/10942 karar sayılı bozma ilamı ile açıkça iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının henüz incelenmediği belirtilmiş olup iştirak nafakasına ilişkin kesinleşen bir karar bulunmamaktadır. O halde, tarafların iştirak nafakası talepleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerketirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi ve İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, boşanma kararından sonra ve fakat kesinleşmesinden önce 05.01.2012 tarihinde dünyaya gelen çocuğun velayetinin düzenlenmesi ve bu çocuk için iştirak nafakası talebine ilişkin olduğuna göre, çocuk için tayin edilen nafakanın "tedbir" değil, dava tarihinden itibaren iştirak nafakası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaheretten yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece velayetin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesine karar verilmiş, iştirak nafakası talebi ise reddedilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davalı annenin... İl Milli Eğitim Müdürlüğünde memur olarak çalıştığı, düzenli bir gelirinin bulunduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....